İçeriğe geç

Antep Bombaları ve Kemal Derviş

ABD yazıyor, biz oynuyoruz; daha doğrusu ölüyoruz. Bu gerçeği bir kez daha gözümüze soktular işte. Hürriyet Gazetesi’nin Washington Temsilcisi Tolga Tanış yine çok önemli bir habere imza attı: Gaziantep katliamından çok önce, 27 Haziran’da adeta bu “savaş oyunu” sahnelenmiş!.. Ama ne fayda; Türkiye’de bu tür savaş oyunlarına “darbe planları” deyip Türk askerini hapse tıkanlar, ABD’dekileri ‘simülasyon’ sayıyor.

Gaziantep katliamının olduğu gece, ABD Büyükelçisi Rikardone ve Cumhurbaşkanı Gül’ün bu saldırıdan birkaç gün önce son PKK katliamlarına dair ‘öngörülerini’ yazmıştım. Elde herhangi bir delil olmadan İran-Suriye bağlantısı kurmuşlardı. Demek bildikleri ‘senaryolar’ varmış!..

Hürriyet’ten Tolga Tanış’ın aktardığına göre 27 Haziran’da, ABD’nin en önemli düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü ile American Enterprise çok çarpıcı bir “savaş oyunu” oynayıp Ağustos 2012-Nisan 2013 arasında bölgemizde yaşanacakları tartışmış. Türkiye’nin kilit olduğu oyunda önce Suriye’de ölenlerin sayısı artmış, Türkiye müdahale etmemiş. Suriye’den kaçan mültecilerin sayısı artmış. Türkiye yine müdahale etmemiş. Ne zaman ki Türkiye’de bombalama olayları artmış, Suriye’ye tek başımıza girmek zorunda kalmışız. Oyunda bombalanan yerler tek tek belirtilmemiş; ama buraların Gaziantep ve Kahramanmaraş olduğu tahmin ediliyormuş.

Çok değil, geçen Nisan başında da ABD, İsrail, Yunanistan ve Rum kesimi Meis, Girit, Güney Kıbrıs arasında Nobla Dina adlı (Yeniçağ Gazetesi’nden değerli üstad Hasan Demir bu ismin İncil’den alınma olduğunu vurgulamıştı) bir tatbikat yapmıştı. Bu tatbikatta da “düşman unsur” Türk Hava Kuvvetleri olmuştu. Malum, Hava Kuvvetleri’miz artık Hasdal hangarında!..

Görüldüğü gibi adamların rüyaları gibi “senaryoları” da Türkiye’ye dair.

Dikkat çekmek istediğim husus başka: şu Brookings Enstitüsü. Önceki yöneticisi Philip Gordon, Ömer Taşpınar’la birlikte “Türkiye’yi kazanmak” nasıl olur bunu yazdı. ‘Kazanmak’ değil, resmen ‘halletme’ idi; adeta “Ergenekon” operasyonlarının yol haritasıydı. Kıbrıs’ın teslimi, Barzani’nin tanınması ve elbette Ermenistan “sorunu”nun malum şekilde çözümü anlatılıyordu. O Gordon şimdi bir tür Türkiye’den sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı.

Brooking Enstitüsü’nün mevcut Başkanı Strobe Talbott da ilginç bir isim. Gazetecilikten ABD dış politika uzmanlığına giden bir kariyeri var. Avrupa, Rusya, Güney Asya ile nükleer silahların kontrolü uzmanı. Clinton döneminde Dışişleri Bakan Yardımcısı’ydı. Talbott’un en dikkat çekici görevi ise şu: 1993-94’te bağımsızlığını yeni kazanan devletlerde ABD’nin yüksek ve özel temsilciliğini yaptı.

Gaziantep bombaları ile Kemal Derviş bağlantısına gelirsek; Derviş’in Türk siyasi ve ekonomik hayatında ‘deprem’ niteliğindeki etkisi malum. Türkiye’nin kurulu partileri battı, AKP iktidara geldi ve Derviş ABD’ye döndü. Derviş şimdi Brookings Enstitüsü’nde ve Başkan Yardımcısı. İnsan haliyle merak ediyor: acaba Türkiye’yi ‘halleden’ son “savaş oyunu” sahnelenirken, Derviş de orada mıydı?

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

24 Ağustos 2012

Kategori:Uncategorized