İçeriğe geç

Başkomutanı Hasta Eden NATO Mu TSK Mı?

ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey’nin iki gün önce yaptığı açıklamalar Suriye konusunda milletten ve Meclis’ten gizli nasıl pazarlıklar döndüğünü ortaya koydu. Meğer biz Suriye’ye NATO’nun müdahale etmesini istiyormuşuz da; TSK tampon bölgenin Türkiye’de değil, Suriye içinde kurulması ve bunu bazı ülkelerin değil, NATO’nun üstlenmesinden yanaymış da…

Ve dahi ABD Genelkurmay’ı, İsrail’in İran’ı vurmasına karşıymış; da hatta bu konuda suç ortağı olmamak için İsrail’den saldırıdan önce kendilerini haberdar etmesini istemiyormuş falan…

Türk medyası, ABD Genelkurmay Başkanı’nın bu sözlerini “Obama’ya tokat” diye yorumladı. Oysa Obama’dan çok bizimkilere gibi. Madde madde gidelim:

Bizimkiler, Suriye’yi NATO’nun halletmesini istiyormuş. Acaba? Bugüne kadar gerçekte hep ABD-NATO kotardı, Türk hükümeti istemiş gibi sunuldu; neticede, o kotarılan şey oldu. Sanki şimdi de öyle. NATO gelecek de, bizim isteğimiz ve baskımız üzerine gelmiş görüntüsü mü verilmek isteniyor? Hatırlayın, bir vakitler ABD’nin derin isimleri Irak’ın kuzeyi için NATO güvencesini dillendirmiş, ardından Başbakan Erdoğan da gündemine almıştı. Irak’ta yapılamayan, Suriye’de mi yapılmak isteniyor?

TSK’nın, tampon bölgenin Türkiye değil Suriye içinde kurulmasını ve bunu bazı ülkelerin değil, doğrudan NATO’nun üstlenmesini istediği doğru ise TSK ile Başkomutan Gül ve iktidar arasında görüş ayrılığı var demektir.

Gül ve Erdoğan Esad’a ömür biçiyor. Ama anlaşılıyor ki acayip pazarlıklar yapılıyor. Tam bu günlerde Gül’ün hastalanması, askerin en büyük günü olan Zafer Bayramı törenlerinin iptali… Tesadüftür, tesadüf!..

Hatay’ın Türkiye’ye katılmasından önce cumhurbaşkanı olan Tayfur Sökmen’in oğlu, eski TBMM Başkanvekili ve Hatay milletvekili Murat Sökmenoğlu’nun şu sözleri aslında çok şeyi anlatıyor:

“Suriye sınırı delik deşik durumda. Askere ‘karışma’ diye emir verilmiş ve gelen geçiyor. Çeçenistan’dan ve Libya’dan Hatay’a gelip, savaşmak için Suriye’ye geçenler bile var. Sınırda kontrol yok; tel örgünün altından, üstünden herkes geçiyor. Böyle olunca sınırdan Asala da geçer, PKK da geçer..”

Kendi askerinin elini-kolunu bağlayanlar kimin önünü açıyor ve kimlerle çalışıyor?

Bunun cevabını iki yerde buluyoruz. Birincisi yine Murat Sökmenoğlu’ndan: “Ajanlar gazeteci veya yardım gönüllüsü kılığında Antakya’da cirit atıyor. Amerikalılar resmen sokaklarda cirit atıyor. Fransızlar da var, İtalyan da. Peki bu ABD’liler kimdir ve Hatay’da ne yapmaktadır? Atın alan Üsküdar’ı geçti maalesef. Adım başı ajan kaynıyor.” diyor.

Cevap 2; Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirten generallerden, bugünün CIA Başkanı David Petraeus yine geliyor.

İktidarı durduran olmazsa istihbarat örgütleriyle yürütülen bu savaşın nereye varacağını hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Varış yerine daha Antep, Hatay bu denli karışmadan Haziran ayında Brookings Enstitüsü’nde gerçekleştirilen “savaş oyunu” ile hazırlandık nasılsa: PKK saldırıları artacak, Türkiye Suriye’ye tek başına müdahale edecek!..

Ama galiba ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey bizi başka bir ‘sürprize’ daha hazırlıyor: İsrail’in İran’a saldırısına… “İstiyoruz.” diyecek hali yok ya; “Karşıyız.” diyor önce, ardından, “İsrail’den, ABD’yi saldırıdan önce haberdar etmesi gibi bir talepte bulunmadıklarını” vurguluyor. İsrail, ABD’den “habersiz” İran’ı vurursa ABD: “Bana ne?” mi diyecek sanki? Onların ne söyleyeceği, ne yapacağı belli de Türkiye ne yapacak, biz asıl onu düşünelim.

Uludere vakasına ilişkin ABD medyasında yer alan haberler ve Pentagon’un açıklaması üzerine Başbakan Erdoğan: “Seçim öncesi Obama’yı yıpratmak istiyorlar.” demişti. Genelkurmay Başkanı Dempsey’in son açıklamaları konusunda nedense Erdoğan’dan böyle bir yorum duymadık. Yoksa bu defa Obama’yı değil, kendilerini yıpratmak istediklerini mi anladı, ne?

Geçen yıl Obama-Erdoğan arasında bir de seçim diyaloğu yaşanmıştı. Obama: “Siz seçim sınavını bir kez daha başarıyla atlattınız. Ne mutlu! Benim işim sizin kadar kolay değil.” deyince Erdoğan: “İsterseniz gelip seçim mitinglerinizden birinde konuşayım.” gibi ilginç bir cevap vermişti.

Kim, kimin seçim mitinginde konuşacak, gidişat belirleyecek!..

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

2 Eylül 2012

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/baskomutani-hasta-eden-nato-mu-tsk-mi-0409121200.html

Kategori:Uncategorized