Gazeteci-Yazar, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay tam 1286 gündür tutuklu. Yağmur ve Deniz Pazartesi günü yine onsuz okula başladı. Kendisi yoktu, ama hediyeleri geldi.
Haziran’da okullar kapandığında sadece Balbay değil ben de Silivri’deydim. Tahliye olduktan sonra Ankara’ya gelir gelmez ziyaret ettiğim yerlerden biri Balbay’ın küçük dev ailesi oldu. O zaman eşi Gülşah, çocukları Yağmur ve Deniz’e ancak Silivri ‘kokusu’nu götürebildim.
Ziyaretimi duyan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan hayıflandı. Meğer çocuklara karne hediyesi almış, bir türlü götürmek nasip olmamış. Birlikte ziyaret etmek için randevulaştığımızda aile İzmir’e gitmişti. Tatil yapacak halleri yoktu tabii ki; ama Mustafa Balbay ısrar edip: “Okullar açıldığında çocukların arkadaşlarına anlatacağı anıları olsun.” deyince Gülşah dayanamamış. İyi ki de gitmişler; bu 1 ay bilhassa küçük Deniz’e öyle iyi gelmiş ki, anlatamam.
3 Eylül’de Silivri’deydim. Duruşma arasında Balbay’la konuştum. “Okullar açılıyor, sizin eve uğrayacağım. Çocuklara senin adına hediye götürmek istiyorum. Neyi severler?” dedim. Tarifi mümkün değil; nasıl zevkle, şevkle anlattı çocuklarının neden hoşlandığını… Deniz’e illa küçük araba… Yağmur’a da güzel bir defter. O deftere ne yazılacağını da söyledi. Okumaya çok merak sarmış Yağmur. Ama sadece okumakla kalmıyor, sevdiği, hoşuna giden sözleri not alıyormuş. İşte o güzel sözleri bu defterde toplamasını istedi.
21. yüzyıl Türkiyesi’nin tablosu. Silivri Kitaplığı’nda sadece tutsaklar değil, o tutsakların çocuklarının da eserleri olacak anlaşılan. Nedim Şener’in kızı Defne Vecide’nin babası Silivri’deyken yaşadıklarını yazdığını duymuştuk. Eminim Yağmur’un o deftere alacağı notlar da babasız günlerin ruh halini yansıtacak bir kitaba dönüşecek bir gün.
Emine Ülker Tarhan’la randevulaştık ve Pazartesi, okulların ilk günü, ertelenen ziyareti gerçekleştirdik. Zili çaldığımızda daha kapı açılmadan Deniz’in: “Babamın hediyeleri geldi.” çığlığını duyduk. Yırtarak açtı babasının gönderdiği araba paketini. O kadar mutluydu ki, babasının yerine kendisini öpmemize bile izin verdi. Tarhan’ın aldığı şort ve gömleği giyince ise resmen küçük Mustafa Balbay oldu çıktı!..
Abla Yağmur okuldaydı. Ona ait hadiyeleri ellemedi; “Ablam açsın.” dedi, büyük bir olgunlukla.
Ve anne Gülşah, Yağmur’un okuldaki Deniz’in de kreşteki ilk gününü bizimle paylaştı. Yağmur artık orta okullu bir genç kız. Yeni forması ve çantası ile heyecanla başlamış okula. Deniz’e gelince, kreş öğretmenini öyle beğenmiş ki onu sinemaya götürme teklifinde bile bulunmuş. Anne Gülşah hem gururlu hem de biraz bozuk: “Kıskandım ya!..” deyiverdi.
Deniz’le, babasının gönderdiği arabalarla oynadık bol bol… Birlikte poz vermeye gelince nazlandıkça nazlandı. Ama makinamızı alıp bazen tersten, bazen düzden fotoğraflarımızı çekmeye çalıştı epeyce. Anladım ki, Mustafa Balbay’a büyük rakipler geliyor. Yazar Yağmur, foto muhabiri Deniz.
Tutsak bir gazeteci-yazar ve milletvekilinin evinde bir okul günü işte… Kâh neşeli, kâh hüzünlü…
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
13 Eylül 2012