İçeriğe geç

Sessiz Çığlık, Vardiya Bizde “Terörist Faaliyet” mi Olacak?

İktidarın Meclis’e sevkettiği 4. Yargı paketi tartışılıyor. Lütfedilmiş, teröristbaşının “yeniden yargılanmak suretiyle özgürleştirilmesi” önlenmiş… KCK’lılara, gazetecilere veya hapisteki milletvekillerini kapsamıyormuş… Hasılı “içi boş”muş.

Şimdi herkes bu paketin hikmet-i sebebini sorguluyor.

Tamam, AKP-BDP-İmralı-Kandil hattındaki pazarlıklarda önemli bir araçtı. Kandil’den gelen cevaba, Nevruz’da verilecek “samimiyet sınavına” göre, belki Meclis’te içi doldurulacaktır. Kaldı ki, KCK’lıların tahliyesi için kör gözüm parmağına özel yasa çıkarmaya ne gerek var; pazarlıklar başladığından beri zaten sessiz, sedasız 5’er 10’ar tahliye edilmiyorlar mı?

AKP 10 yılda Meclis’te pek çok yasa çıkarttı. Terörle Mücadele Yasası değişti… Polisin yetkileri arttırıldı… Özel yetkili mahkemeler kuruldu… Gizli tanıklık gibi bir müessese icat edildi… Dinleme ve izlemelerin kapsamı genişletildi vs. Muhalefet partileri ve bizler de tüm bu düzenlemelerin PKK’yla mücadele için yapıldığını sandık. 2007’den itibaren ise yaşayarak gördük ki, meğer o yasalar PKK değil, “Ergenekon, Balyoz, AKP muhalifleriyle mücadele” için kullanılacakmış.

“Şeytanın avukatlığı” deyin, “şom ağızlılık” deyin, bu son pakette de böyle bir tehlike seziyorum.

O maddeye gelmeden önce şu hususlara dikkat çekmek istiyorum.

Silivri’deki Ergenekon davasında sona gelindi. Savcı ve hakimlere göre, bu insanlar “terörist”, o yüzden yıllardır hapisteler. Oysa MİT de, Emniyet de, Genelkurmay Başkanlığı da, “Ergenekon adlı bir terör örgütünün varlığından haberdar olmadığını” bildirdi.

Bu resmi yazılara rağmen Odatv davasına bakan mahkeme, bir kez daha, ama bu defa sadece Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, “Ergenekon terör örgütü var mı?” diye sordu. İddiannameleri kes-yapıştır yapan Emniyet’ten, “Böyle bir örgütün var olduğu değerlendirilmektedir” cevabı geldi.

Özetle, “Ergenekon terör örgütünün” varlığı hâlâ tartışmalı. Tartışmalara Yargıtay noktayı koyacak. Nasıl? Ergenekon davası bitip, önlerine geldiğinde Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen muhtemelen bu son cevabı esas alacak.

Yargıtay “Ergenekon bir terör örgütüdür” diye noktayı koyduktan sonra ne olacağı belli; Cezalar onanacak. Ya sonra?

İşte 4. Yargı paketindeki bir madde adeta bundan sonrası için düşünülmüş gibi…

Paketin 6’ıncı maddesiyle Terörle Mücadele Yasası’nın “terör örgütleri” başlıklı 7. Maddesinin ikinci fıkrası değiştiriliyor.

Ağustos 2003’te, yani AKP iktidarı döneminde düzenlenen bu fıkra, “örgüt mensuplarına yardım edenlere veya şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapanlara fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 500 milyon liradan 1 milyar liraya kadar ağır para cezası verilmesini” öngörüyor.

Yeni paketle, bu fıkranın kapsamı şöyle genişletiliyor:

“Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Ayrıca basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden 5 bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.”

“Gizli bomba” ise devamında; “Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır” denildikten sonra şunlar sıralanıyor:

a-Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması.

b-Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;

1-Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,

2-Slogan atılması,

3-Ses cihazları ile yayın yapılması,

4-Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.

Şimdi düşünün; Yargıtay, “Ergenekon terör örgütü” diye nokta koyup, cezaları onadığı takdirde bu fıkra kapsamında, “Gazetecilere Özgürlük, Sessiz Çığlık, Vardıya Bizde” gösterileri, bu gösterilerde taşınan fotoğraf-pankartlar, yapılan konuşmalar, giyilen önlükler ve bu eylemlere dair haberler “terör örgütü propagandası” sayılıp, hapis istemiyle dava açılır mı, açılmaz mı?

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

10 Mart 2013

Kategori:Uncategorized