Dile kolay, tam 6 yıl…
Ergenekon adı verilen komplo davasının ilk kurbanı malulen emekli astsubay Oktay Yıldırım 12 Haziran 2007 günü tutuklandı. O cezaevinde 6. yılını tamamlarken, davanın ancak sonuna gelindi.
Savcılar, polis, medya sadece iddia etti. Onlar iddialarını ispatlama gereği duymadı, ama yüzlerce insan suçsuzluğunu ispata zorlandı.
Aynen tam 380 yıl önce bugün Galile’nin Engizisyon mahkemesinde dünyanın döndüğünü inkâra zorlanması gibi.
Milyonlarca sayfa iddianame, mütaala… Mustafa Balbay’ın hesabıyla tam 3 bin saat hakim huzurunda geçen yargılama ya da yargılama-ma!..
En temel hukuk kurallarını, en önemlisi insan onurunu ayaklar altına alan bir süreç…
Daha onlarca sanık vardı, son savunmasını yapmayan. Mahkeme birden süreci kesti, son sözleri istedi.
Tam da Avukat Zeynep Küçük’ün bu davanın can damarı Danıştay cinayeti gerçeğini mahkeme belgeleriyle, mahkeme heyetinin gözlerinin önüne serdiği gün…
Tam da BDP’nin AKP’yle resmen müzakereye oturduğu, bölücü terör örgütünün Türkiye’nin şakağına silahını dayayıp, iktidara bir kez daha istediklerini yaptıracağını gösterdiği gün…
SON SÖZLER
Salondaki tutsakların son sözleri şöyle oldu:
Mustafa Balbay: Böyle baskın bir karar hukuku halktan kaçırmak denir.
Tuncay Özkan: Son sözüm olmaz, söyleyecek çok sözüm olacak. Adalet ve özgürlük cesaret ister.
Doğu Perinçek: Bu dava Türk milletine ve devrimlerine karşı emperyalistlerin tertibidir. Bu salonda suçlular vardır ama sanık sandalyesinde değildir! Son sözü Türk milleti söyleyecektir!
Hurşit Tolon: Sizi vicdanınızla başbaşa bırakıyorum naçiz canımı da aziz Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyete feda ediyorum. Bu zulme son verecek son mercii vicdanlarınız. Sizi onunla başbaşa bırakıyorum.
Hasan Iğsız: Adil yargılandığımı düşünmüyorum, o yüzden size bir şey söylemeye gerek duymuyorum
Dursun Çiçek: Yargılama tiyatrosunun oyuncusu olmak istemiyorum.
Fatih Hilmioğlu: Hukukun varlığı insan haklarını korumaktır. Yaşam hakkını ihlâl eden bir mahkemeden adil bir karar beklemiyorum.
Turhan Özlü: Vereceğiniz kararı biliyorum benim için yok hükmündedir. Yaşasın tam bağımsız Türkiye.
Muzaffer Tekin: 4 yıldır devam eden sureç hukuk devletinin yaralandığı bir sureçtir. Hukuku askıya alanlardan beraat istemedim, istemeyeceğim.
Mehmet Haberal: Siz millet adına karar verdiğinizi söylüyorsunuz, ben millet adına konuşuyorum. Adalet mülkün temelidir ilkesine göre karar verseydiniz, insan hayatını önemserdiniz. Benim cerrah olarak hayatım gasp edildi.
Veli Küçük: 6 senedir buradayım. Siz heyet olarak o mütalaayı kabul ettiniz ise sizi şehit hakimin kanı ile başbaşa bırakıyorum.
Hikmet Çiçek: Bu dava dinci, gerici bir iktidarın yönlendirmeleri ile yürütüldü. Son sözdeki kısıtlamalarla beni birkez daha haklı çıkardınız. Vereceğiniz kararı zerre önemsemiyorum, size tırnağımın ucu kadar güvenmiyorum. Yaşasın tam bağımsız ve demokratik Türkiye kahrolsun faşizm.
Oktay Yıldırım: En baştan bugüne hazır bir kararı verebilmek için türlü hukuksuzluklara şahit olduk. Bu karar yok hükmündedir.
5 AĞUSTOS TESADÜFÜ
Yaşadık, gördük. Tutsaklar, aileleri, yakınları, avukatları masumiyetlerini ispat için herşeyi yaptı. Yapılmayan tek şey kaldı.
Bu noktadan sonra galiba onu da yapmanın zamanı geldi;
Mahkeme huzurunda ve Türkiye’nin her yerinde amuda kalkmak!..
Dün bir vatandaşımızın “duran adam” eylemine destek vermek için yaptığı gibi.
Evet, adalet katliamlarına karşı hep birlikte amuda kalkma zamanıdır.
Dosyanın kapsamlı olması ve sanık sayısının fazlalığı sebebiyle duruşma hükmün açıklanması için 5 Ağustos’a ertelenmiş.
Ne tesadüf; Gazi Mustafa Kemal’in Türk Orduları Başkomutanlığı’na seçilmesinin 92. Yıldönümü…
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıranlara yeni bir mesaj olsa gerek!..
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html