İktidardan, PKK’ya bir müjde daha!.. BDP’lilerle “resmen” masaya oturan Adalet Bakanlığı’nın başlattığı çalışmayla hapishanede tedavisi mümkün olmayan tutuklu ve hükümlüler tahliye edilecekmiş. İlk sırada 50 KCK’lı varmış. BDP, PKK’lılar için Adli Tıp’tan rapor istenmemesi, normal bir sağlık raporunun yeterli sayılması için de bastırıyor.
Helal olsun!..“Demokrat iktidar” dediğin böyle yapar!..
PKK’lı hastaları nasılda düşünürlermiş!.. Tabii onlar “yaradılanı seviyor, yaradandan ötürü”!..
Ergin Saygun için, “Cezaevinde tedavisi mümkün değil” raporu veren doktorlar hakkında soruşturma açan, ancak ameliyat masasında Saygun’u tahliye eden;
Bizzat Başbakan, “mamayla beslenen tutuklular var” dediği halde insanları cezaevinde süründüren;
Prof. Mehmet Haberal’ı tedavi eden doktorları dahi tutuklayan;
Ölümcül hastalığa yakalanan Levent Ersöz’ü Bakırköy’e gönderen, onu tedavi eden üniversite hastanesine, “iyileşti raporu verip, gönderin” diye baskı kuran;
Adli Tıp Kurumu’ndan istedikleri yönde rapor vermeyen uzmanları tasfiye eden;
Hastanelerde dahi ortam dinlemesi yaptıran ülke Türkiye değil, başka bir ülkeydi…
Bir de Prof. Fatih Hilmioğlu vak’ası var.
Cezaevinde kanser oldu.
Üniversiteler 3 yıl önce, “Tutukluluğunun devamı halinde bu hastalık, tutuklunun hayatı için kesin bir tehlike teşkil eder” raporu verdi.
Adli Tıp bile, “Ancak 2 ayda bir kontrolden geçirilmesi şartıyla cezaevinde kalabilir” demek zorunda kaldı.
Bu rapora rağmen, 2 aylık takipleri yapılmadı.
Hastalık ilerledi. Ancak ondan sonra kelalâka bir hastaneye yatırıldı. Buradaki doktorlar da, “Bir üniversite hastanesinde tedavisi şart” dediği halde, yürüyerek çıktığı cezaevine sedyeyle götürüldü.
Hakkındaki tüm raporlar mahkemeye sunuldu. Mahkeme nihayet 18 Şubat’ta Hilmioğlu’nun Adli Tıp’a gönderilmesinikararlaştırdı. Ama Adli Tıp’tan 1.5 ay ses çıkmadı.
Yeniden mahkemeye müracaat edildi. Mahkeme Adli Tıp’a bir yazı daha yazdı. Nihayet Hilmioğlu, Adli Tıp’a çağrıldı.
Hilmioğlu, Adli Tıp’ta meslektaşı doktorlara sadece şunu söyledi: “Doktorsunuz, Allah rızası için özgür karar verin!..”
Ondan sonra da tam 3 ay geçti. Adli Tıp’tan hâla rapor çıkmadı.
Bunlar da Türkiye’de değil, başka bir ülkede yaşandı.
Onların suçları büyüktü!..Hak etmişlerdi!.. Zira belinde ve elinde iktidarın şakağına dayayacak silahları yoktu!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
9 Temmuz 2013