Milletin değil, birilerinin heyecanla beklediği “demokratikleşme paketi”, olağanüstü bir engel çıkmazsa yarın törenle açıklanıyor.
Erdoğan’ı bekleyemeyen Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in kendi “paketini” hangi İngilize takdim ettiğini anlatmadan önce üç not:
Değerli Yazar Necati Doğru dün şunu sordu:
“Adı açılım paketiydi. Değişti. Demokrasi paketi koydular. Paket hazır. Fakat açmıyorlar. Neredeyse 30 gündür; hemen her gün bir yandaş gazeteye haber sızdırıp; paketin içinden ‘sürpriz çıkacağı’ haberini yazdırıyorlar. Bu paket hazırsa ve içinde sürpriz varsa; neden 30 Eylül bekleniyor? Aç… Aç… tezahüratı mı isteniyor?”
Cevap vereyim. Gecikmenin sebebi, “aç… aç…” tezahüratı beklenmesi değil. Milletin nabzını ve hazmını ölçtüler. Baktılar tepki, mepki yok paketi çuvala çevirdiler, yarın da milletin başına geçirecekler.
“Ultra demokratlar”, yıllarca Genelkurmay’ın bazı gazete ve gazetecileri sansürlemesinden yakınıp, “Demokrasilerde böyle şey olmaz. Mağdurum da mağdurum ” dediler.
Başbakan Erdoğan’ın yarın yapacağı “demokrasi paketi” açıklamasına, Yeniçağ, Aydınlık, Sözcü, Evrensel, Birgün, Özgür Gündem, Sol gazeteleri ile Halk, Hayat, İMC televizyonlarının çağrılmadığı ortaya çıktı.
Erdoğan’ın açıklaması, naklen İngilizce, Kürtçe ve Arapça’ya da çevrilecekmiş. İmralı’daki teröristbaşı ve Kandil’dekiler iyice anlasın da “çözüm süreci baltalanmasın” diyedir mutlaka. “Ortadoğu’daki tüm halkların liderliğine” oynuyoruz ya, Arapça tercümeyi de anladık. Ya İngilizce; Emperyalizme “amel defteri hesabı” olsa gerek!..
-Dersim’den Önce Amed-
Bir İngiliz Milletvekili var, aynı zamanda AB milletvekili. Bir dönem Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcılığı yaptı. Kraliyetin, “Tanrı ve İngiliz İmparatorluğu için hizmet etmiş kişilere” verdiği OBE şeref rütbesi ve madalyasına lâyık görülmüş biri. Türkiye’ye ilgili de şu dostane(!) görüşlere sahip:
Atatürk bir diktatördü…
Devlet dairelerinden Atatürk’ün resimleri indirilsin…
Türkiye Avrupa’nın ortağı olabilmek için milliyetçi Kemalizm’le mücadele etmelidir…
PKK’yla görüşme başlatılsın…
Kürtlere özerklik verilsin…
Eyalet sistemine geçilsin…
Başkanlık sistemine geçmeden önce sistem federalleşmeli ve özerk yapılar tahkim edilmeli…
İşte bu zat, Erdoğan’ın paketini açıklamasından 4 gün önce 26 Eylül’de Diyarbakır’a gelip, Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret etti. Yanında Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostları Grubu Başkanı Alojz Peterile cemaate yakın TUSKON (Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu) AB Temsilciliğinden Serdar Yeşilyurt ve Muhammed Yılmaz da vardı.
Ne görüştüler bilmiyoruz, ama AP Türkiye Dostları Grubu Başkanı Alojz Peter ziyaretlerinin amacının, “Son dönemdeki siyasi açılımların değerlendirilmesi, bölgedeki çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve siyasetçilerle görüş alışverişinde bulunarak, Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye ile ilgili raporlara katkı sunmak olduğunu” açıkladı.
Görüşmeden sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, misafirlerine üzerinde Dicle Nehri ve Ongözlü Köprünün bulunduğu bir çini hediye etti.
Bakın, o çini tabağın üzerinde ne yazıyor; Amed!..
Erdoğan’ın paketinden “Dersim” çıkarsa, Baydemir’in paketinden “Amed” çıkmaz mı?
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş dün, “Dersim, Dersim olacak. Peki Kürdistan, Kürdistan olacak mı?” diye soruyordu.
El birliğiyle, dört koldan, dört nala saldırıyorlar!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
29 Eylül 2013