Taraf’ı ve misyonu malûmlar, Türkiye’yi 20 Ocak 2010’da “Fatih Camii Bombalanacaktı” manşetiyle dehşete düşürdüler… Balyoz denilen asrın hukuk ve insanlık trajedisi o manşetle başladı… Arkası çorap söküğü gibi geldi ve Yargıtay’da tam 237 askerin mahkumiyetiyle sonuçlandı.
Herkesin kanı çekilmişti. “Camii bombalayacak” kadar “gözü dönmüş” askerleri kim, nasıl savunabilirdi ki?.. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hariç. Çıktı, “Allah Allah diyerek taaruz eden asker camii mi bombalar?” diye isyan etti. Hemen Başbuğ’u “linç harekâtı” başladı.
Taraf Gazetesi İstanbul’daki camiileri bombalayacak “timleri” sicil numaralarına kadar isim isim yazdı. Kamuoyu nezdinde “Allahsız caniler” damgası vurulanlar şunlardı:
“Hüseyin Özçoban, Hüseyin Topuz, Ali Demir, Erdinç Atik, Arif Bıyıklı, Levent Maraş, Ertan Karagözlü, Mutlu Kılıçlı, İmdat Solak, Mustafa Kelleci, Murat Balkaş, Yusuf Kelleli, Duran Ayhan, Musa Farız, Uğur Üstek, Selahattin Gözmen, Fikret Coşkun, Osman Çetin, Abdil Akça.”
Davanın delili dijitaller hiçbir sanığın evi veya işyerinde ele geçmediği halde, Yargıtay’ın,“Usulüne uygun elde edildi. Poliste değişiklik yapılması sözkonusu değil” dediği CD’leri Taraf Yazarı Mehmet Baransu 30 Ocak’ta bavula koyup, Savcılığa götürdükten sonra Şubat’ta ilk “camii bombalama timleri” toplandı. Polis ve Savcılık’ta sorguları sürerken yandaş medya şu manşetleri çoktan atmaya başlamıştı:
“Fatih ve Beyazıt camilerine yönelik bombalama planlarının Jandarma Yarbay Hüseyin Topuz ve Jandarma Albay Hüseyin Özçoban tarafından hazırlandığı iddia ediliyor. Orjinal Balyoz Belgeleri üzerinde yapılan incelemede, planların Özçoban veTopuz’un bilgisayarından çıktığı belirlendi.”
Sonrasını kimse takip etmedi. O “caniler” ne söyledi, kimler tutuklandı, kimler bırakıldı, başka hangi isimlere ulaşıldı öğrenemedik. Çünkü önümüze daha büyük “avlar” konmuştu.
Ancak Yargıtay’daki temyiz aşamasında “camii bombalayacakların” akıbetini öğrenebildim. Taraf’ın yayınladığı listeye, Hakan Sargın, Nail İlbey, Kahraman Dikmen, Ali Demir ve Aziz Yılmaz gibi yeni isimler eklenmişti.
Avukatları Mahir Işıkay 25 Temmuz 2013 günü yaptığı savunmada özetle şunları anlattı:
“35 personel tedhişle görevlendirilecek, ama bunlardan bir teki 1. Ordu’daki seminere çağrılmayacak. Bu hayatın olağan akışına uygun mu? Ortada isimsiz, imzasız listeler var. Hüseyin Özçoban tim lideri, iyi de ne ıslak imzalı, ne elektronik postayla ona yapılmış bir tebligat var. Sözde Eyüp Camii keşif raporunu Nail İlbey hazırlamış. Namaz kılınan bölümde 3 giriş kapısı var deniyor. Oysa 2 giriş kapısı var. Aynı hatalar diğer camiilerle ilgili keşif raporlarında da kelimesi, virgülüne kadar aynı. İki ayrı kişi, iki keşif sonuç raporu hazırlamış, ama ne hikmetse yapılan hatalar bile aynı. Böyle birşeyin olması milyarda kaç ihtimaldir? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı sözde ekip lideri Hakan Sargın için beraat, sözde yardımcısı Nail İlbey için ise onama istiyor. Aziz Yılmaz camiilerde eylem uygulama raporu hazırlamış. Ortada böyle bir rapor yok. Olmayan raporu nasıl düzenler? Olsa, sahteliğini tartışırız, ama yok ki!.. Akademide hazırladığı bir teze atıfta bulunup, ‘Bunu hazırladığına göre, raporu da sen hazırlamışsındır. Çünkü kullanıcı adı aynı’ deniyor. Erdinç Atik; gözaltına alındığında tutuklama istemiyle nöbetçi mahkemeye sevkedildi. Tutukluluğu reddedildi, Batman’daki birliğine döndü. Savcılığın itirazı üzerine yeniden geldi, 6 gün tutuklu kaldı. İtirazımız üzerine tahliye edildi. 11 Şubat 2011’de kapılar kapatılarak yapılan toplu tutuklamada salonda bulunduğu halde yakalama kararı çıkartıldı ve o gün tutuklandı. Her iki defa da Erdinç Atik’i tahliye eden hakim kimdi biliyor musunuz; Ali Efendi Peksak’tı. Şimdi ise 16 yıl hapis istiyor. Ne bu insan hatası mı? Onunla beraber gözaltına alınanların tamamı beraat ederken, bir tek o kaldı. Galiba sehven mahkûm edildi. Eğer bu plan gerçekse, listedeki herkes için geçerli. Ama listedeki bazı isimler tanıklık için bile çağrılmadı. Tüm sanıkların o tarihte nerede olduklarının ortaya çıkarılması için HTS kayıtlarını istedik, mahkeme gerekçesiz reddetti.”
“Camii bombalayacağı” iddia edilen bu isimler ne mi oldu?
Taraf’ın manşetinde sicil numaralarına kadar deşifre edilen şu isimler beraat etti:
“Abdil Akça, Arif Bıyıklı, Duran Ayhan, Ertan Karagözlü, Fikret Coşkun, İmdat Solak, Levent Maraş, Murat Balkaş, Musa Farız, Mustafa Kelleci, Mutlu Kılıçlı, Osman Çetin, Selahattin Gözmen, Uğur Üstek.”
Hem de Balyoz davasına bakan 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından. Yargıtay da aynen onadı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın beraatini istediği Hakan Sargın başta olmak üzere Hüseyin Özçoban, Hüseyin Topuz, Ali Demir, Aziz Yılmaz, Erdinç Atik, Kahraman Dikmen, Nail İlbey ve Yusuf Kelleli ise mahkûm edildi.
Demek İstanbul’da o kadar camiyi bu 9 kişi bombalayacakmış!..
20 Ocak 2010’da, “Fatih Camii Bombalanacaktı” başlıklı tam sayfa haberiyle düğmeye basan Taraf Gazetesi’nin, eserinin sonucuna yani Yargıtay’ın onama kararına neden manşetin yarısını ayırıp, “Yargıtay: Darbeye Teşebbüs de Suçtur” başlığını kullandığını şimdi anladınız mı?
Utanma ihtimali sıfır olduğuna göre; “Mission completed”!..
Ve nasılsa; “Hafıza-yı beşer nisyan ile malûl” !..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
11 Ekim 2013
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/o-mansettekiler-beraat-etti–1110131200.html