Bugün iktidarın da “kumpas” dediği Ergenekon, sözde “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı”, Balyoz davaları, hep “vatansever bir subay” imzalı ihbar mektuplarıyla gerçekleştirildi.
Mektupların pek çok ortak noktası vardı;
Benzer ifadeler… Her şeyi görmüşçesine anlatımlar… Kamerası olmayan postanelerden gönderilmesi… Birkaç gün içinde bizzat Zekeriya Öz’ün eline ulaşması gibi…
TSK’nın, o “vatansever subaylardan” birisinin izini 2009’da bulduğunu, görüntülerine ulaştığını, ancak buna ilişkin soruşturma dosyasının rafa kaldırıldığını söylesem…
Evet iddialara göre, halen Kuzey Deniz Saha Komutanlığı dosyasında “vatansever subaylardan” birisinin video görüntüleri var. İzmir’de bir postaneden o meşhur mektuplardan birisini gönderirken görülüyor. “Vatansever subay”, mektubu postaya verdikten sonra PTT’de kamera olduğunu farkediyor; ama iş işten geçmiş oluyor.
Peki, mektubu gönderenin “vatansever subay” olduğu nasıl anlaşılıyor? Beşiktaş savcılarının askeri savcılara gönderdiği mektubun zarfından. Postalandığı yer, tarih tespit ediliyor. Sonra sözkonusu postanenin o tarihlerdeki görüntüleri alınıyor ve gelen kişilerin ellerindeki zarflarla savcıların gönderdiği zarf karşılaştırılıyor.
Ve o “vatansever subay”ın bu kişi olduğu sonucuna varılıyor.
İlginçtir; Güney Deniz Saha Komutanlığı’ndaki sözde “Ergenekon yapılanması” hakkındaki bu ihbar mektuplarıyla ilgili olarak o tarihlerde Cemaat medyasında da “Ergenekon iddianamesi ek klasörlerinde yer alan belgelere göre” denilerek detaylı haberler yapılıyor. Bu haberlerin birisinde “vatansever subayın” gönderdiği son ihbar mektubunda şu bilginin yer aldığı vurgulanıyor:
“Makamınıza gönderilen mektup, tarafıma ve size özel olması gerekirken iletişim özgürlüğü engellenerek tarafların rızası olmadan 3’üncü şahıslar tarafından ele geçirilmiştir. Gönderenin tespit edilmesi maksadıyla, yasadışı ve korkutma yolu ile postaneden kamera kayıtları alınmıştır.”
Bu da askeri savcıların “vatansever subaya” ulaştığını, tespitin doğru olduğunu gösteriyor.
Ya sonra? Elde sadece kamera görüntüleri vardı. “Vatansever subayın” kimliğini tespit etmek için detaylı çalışma ve araştırma yapmak gerekiyordu. Ancak yetkililer konunun üzerine gitmeye cesaret edemediğinden, dosya rafa kaldırılıyordu.
Yukarıda da belirttiğim gibi, eğer kaybolmamışsa o görüntüler halen Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı’ndaki dosyanın içinde.
“Kumpas”ın üzerine gerçekten gidilmek isteniyorsa o dosyanın yeniden açılması gerekmez mi? Hiç olmadı; kamera görüntüleri yayınlanıp, “Aranıyor. Yukarıdaki şahsı tanıyanların bilgi vermesi rica olunur.” şeklinde bir duyuru yapılamaz mı?
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
16 Mart 2014
Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/makale/iste-ergenekondaki-ihbar-mektuplarini-gonderen-o-vatansever-subayin-goruntusu-1603141200-55502