İçeriğe geç

Suriye “Kürdistanı”na da “Eyvallah”!..

İktidar, “Mesele Kobani değil, Kobani bahanesiyle ayaklanma gerçekleştirmek, Türkiye’yi sıkıştırmak istiyorlar” diyor, ya aslında çok doğru. İyi de Türkiye’yi kim, nasıl ve neye zorluyor?

Bunu anlamak için Türkiye-PYD (PKK’nın Suriye kolu) ile Türkiye-Barzani ilişkisi, Barzani-teröristbaşı dengesi ve elbette Sevr’in “Büyük Kürdistan” projesini hatırlamak gerekiyor.

-Barkey: Suriyeli Kürtlerin Lideri Barzani Olacak-

CIA’cı Henry Barkey 1 Ağustos 2012’de Akşam Gazetesi’nden Şenay Yıldız’a verdiği röportajda, “Suriye Kürdistan’ın geldiğini” duyururken, “Bunun Türkiye’ye karşı büyük bir tehdit olarak görülmesi için neden yok. Sen bugün Kuzey Irak’taki Kürtlerle nasıl iyi geçiniyorsan, Suriye’deki Kürtlerle de iyi geçinebilirsin” dedi.

“Sizce Sevr’in Büyük Kürdistan’ına doğru mu gidiyoruz?” sorusu üzerine de şunları söyledi:

“Kuzey Irak’la Suriye’nin kuzeyi arasında büyük fark var. Bugün Kuzey Irak’ta egemen olan Kürt güçlerinin hiçbiri Türkiye’ye karşı bir tutum içinde değil. Ama PKK yüzünden PYD’nin Türkiye’ye hasmane biçimde bakıyor olduğunu kabul etmemiz lâzım. Ben PYD’nin uzun vadede Suriye Kürtlerini kontrol edip, en büyük güç olarak kalacağına inanmıyorum. Eninde sonunda bütün Kürdistan’da en güçlü kuvvet Barzani. İleride Suriye’de Barzani olacak. Barzani’nin elinde bir sürü kart var. Para, organize güç, dünya, bölge ve Türkiye tarafından tanınmışlığı var…”

-Öcalan: Suriye’deki Kürtler Barzani’nin Emrine Giremez-

Ekim 2012’de İmralı’daki teröristbaşının Suriye’deki PYD’nin gençlik kongresine bir mektup gönderdiği ortaya çıktı. Mektupta şöyle diyordu:

“Esad’ın yanında durmamalısınız. Muhaliflerin yanında da olmamalısınız. Suriye’de üçüncü bir güç olmalısınız. Kürt bölgelerini korumak için 15 bin asker hazırlamalısınız. Bu stratejiyi izlemezseniz ezilirsiniz. Her genç Kürt kendini ayağa kalkmaya ve anavatanı korumaya hazırlamalı.”

Medyaya sızan ve dönemin Başbakanı Erdoğan’ı çok kızdıran İmralı zabıtlarında, teröristbaşı ile HDP heyeti arasında 23 Şubat 2013’te yapılan görüşmede ise şunlar konuşuldu:

Sırrı Süreyya Önder : Rojava (Suriye’nin Kürt bölgesi) için bir aktarımınız olacak mı?

Öcalan : Suriye’de Kürtler iki tarafla da görüşsünler, kim haklarını verirse onunla çalışsınlar. Suriye Demokratik Kurtuluş Cephesi olsun. Kürt, Arap, Türk, Türkmen hepsi. Suudi Selefiler çok tehlikeli, Esad ise küçük burjuva diktatörlüğüdür. Kürtler (Suriye’deki Kürtleri kastederek) Barzani’nin emrine giremez. Onun çizgisi farklı. Kürtler mutlaka bir öz savunma gücü oluşturmalı.

CIA’cı Barkey’in, “Suriye Kürtlerinin lideri Barzani olacak” tezine karşılık, teröristbaşının Barzani’ye karşı çıktığı, bölgeyi PKK için istediği belliydi.

-Erdoğan: Kuzeydeki Yapılanma Tehdittir-

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Temmuz 2012’de, “Suriye’nin kuzeyindeki bir yapılanmayla” ilgili şu sert açıklamaları yaptı:

“Kobani bölgesi falan tabii buralar hassas, fakat Türkiye olarak bizim PKK terör örgütüyle PYD’nin oradaki işbirliğine tabii ki sıcak bakmamız mümkün değil. Buradaki yapılanma, oradaki Kürtlerin bir yapılanması olarak değerlendirilemez. Suriye’nin bölünmesini gerçekten arzu etmiyoruz. Bu konuda atılacak adımlarda değerlendirmelerde, şu anda muhalif güçler Kuzey’de bir yapılanmaya sıcak bakmadıkları gibi, biz orada muhalif güçlerin bu yaklaşımını destekleriz. Olacak olan budur. Türkiye’nin şu anda kendi bünyesinde sıkıntı oluşturacak bir terör eyleminin eğer bir yeri kaşıyan yapısı bir yerde oluşuyorsa oraya da tabii ki, müdahale etmek bizim en tabii en doğal hakkımızdır. Çünkü sonunda kendi iç bünyemizi, iç huzurumuzu tehdit eden bir adım olur ki, böyle bir adıma bizim eyvallah dememiz mümkün değil. Bize yönelik bir uygulama karşılığını bizden kesinlikle bulacaktır. Türkiye terör örgütüyle olan yapılanmadaki hassasiyetimiz bellidir, bu hassasiyetimizi kimse göz ardı etmemelidir. Kamışlı bölgesi ile Afrin, bu bölgeyi kuşatan bir yapılanma Türkiye’yi rahatsız edecektir. Buna karşı da tabii seyirci kalmak mümkün değil.”

Erdoğan, açıkça Suriye’nin kuzeyinde PKK-PYD yapılanmasına Türkiye’nin müdahale edeceği mesajını veriyordu.

-Davutoğlu: De-facto Yapı Kuramazlar-

Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Başbakanlığa atanmasından sadece 1 ay önce, “Suriye’deki Kürtlerden beklentilerinin” şunlar olduğunu anlattı:

“Suriye’de Kürtlerden temelde beklentimiz üç şey var. Bir; rejimle işbirliği yapmamaları. İki; emrivaki şekilde, diğer unsurlarla istişare etmeden bir mezhep ya da etnik temelli bir de-facto yapı kurmamaları. Burada kaygımız Kürtlerin ya da herhangi bir grubun statü elde etmesi değil. Böyle bir yapı kurulursa, bütün gruplar aynı şeyi yapmaya kalkar ve savaşın önüne geçilemez. Üçüncüsü de Türkiye’nin güvenliğine, sınır güvenliğine zarar verecek şekilde faaliyet içinde olmamaları. Bunu kim yaparsa yapsın -sadece PYD değil- Türkiye ona karşı tedbir alır, durum değişmez.”

Davutoğlu’nun şartı çok açıktı; PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde de-facto bir yapı oluşturmaması.

-Türkiye Teröristbaşını Rahatlattı, Barzani, Rajova’yı Tanıdı-

IŞİD, Kobani’ye saldırdı.

Barzani, “Gücümüz yok, yardım edemiyoruz. Tek yardım yolu Türkiye” dedi.

“Kobani düştü düşüyor… Katliamlar kapıda” feryatları koptu.

PKK’lılar “Kobani’ye yardım edilmiyor” gerekçesiyle Türkiye’nin altını üstüne getirdi.

TSK, PYD için “bölücü terör örgütü” demeyi sürdürürken, AKP iktidarı PYD’yi muhatap aldı, terör örgütü saymadığını açıkladı.

Oradan, buraya;

– “Kobani isyanı” sayesinde “çözüm süreci” hızlandı, İmralı’daki teröristbaşını “rahatlatacak” adımlar için gaza basıldı.

– Teröristbaşının, “emrine girmeyin” talimatına rağmen PYD’nin eşbaşkanı Salih Müslim Erbil’e gidip, Barzani’yle görüştü. Görüşmede, “Kobani bölgesinde ortak silahlı güç oluşturulması ve oluşumlar arasındaki sorunların giderilmesi” konuşuldu.

– PKK-PYD Kobani’yi “kurtarmak” üzere olduklarını (nereden ve nasıl yardım gönderildi ise), IŞİD’in çekilmeye başladığını açıkladı.

– Ve Barzani parlamentosu, “Rajova’da PYD’nin kurduğu kantonları tanıma” kararı aldı.

Hasılı, CIA’cı Barkey’in “Suriye Kürdistanı” ile ilgili kehânetleri(!) bir bir gerçekleşti ve Türkiye buna da “eyvallah” deme noktasına geldi.

Meselenin gerçekten “Kobani” olmadığını, bilmem anlatabildim mi?

Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya ve Antalya’ya kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

17 Ekim 2014

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/cia-uzmaninin-dedikleri-gerceklesiyor–1710141200.html

Kategori:Uncategorized