Ankara’da yaşamama ve gazetecilik yapmama rağmen 2012 yılı Eylül-Ekim’ine kadar Yargıtay’dan içeri adım atmamıştım.
Silivri hapishanesinden sonra burayı da öğrendim. O sırada halen tutuklu olan Hanefi Avcı’nın Avukatı Refik Ali Uçarcı’yla birlikte gittim ve ilk kez bir Yargıtay Üyesiyle tanıştım.
Ergenekon sürecinde hakkında İktidar-Cemaat medyasına hemen hergün haber yapıldığından ismini az çok biliyordum. İzlenmiş, dinlenmiş, tanıştıktan sonra öğrendiğime göre, çeşitli yerlerdeki konuşmaları montajlanarak kamuoyuna arz edilmiş, “Ergenekon’un Yargıtay’daki başı” denilmişti Hamdi Yaver Aktan için.
Ama Silivri’ye girdikten sonra benim için ayrı bir önemi ve özelliği olmuştu Aktan’ın. Zira Odatv İddianamesine göre, bilgisayarlarımıza virüs yoluyla sokulan sözde “örgüt talimatında” şöyle deniyordu:
“Yaver daha dikkatli olmalıydı… Yaverin Yargıtay’daki odasında ve K. Karaca’nın evinde böcek var mı bakılacak (Müyesser ilgilensin).”
“Yaver”in kim olduğunu ancak tahliye olduktan sonra öğrendim. “K. Karaca”yı ise halen bilmiyorum.
İşte bu yüzden ilk kez Yargıtay’a gittim ve sözümona “odasında böcek var mı” diye baktığım Hamdi Yaver Aktan’la tanıştım. Sonraki selamlaşmalarımız da hep, “Böcek var mı, böcek?” şeklinde oldu.
“ERGENEKONCUNUN” MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ
“Paralel yargı” döneminde oradan oraya gönderildi. Son olarak 20. Hukuk Dairesi’nde üyeydi. Duruşunu hiç bozmadı, okumaya, yazmaya devam etti.
Yeni yargı paketiyle Yargıtay’daki “paralel” dengeyi bozmak için kurulan 8 yeni daireden birinin, 18. Ceza Dairesinin başkanlığına seçildi dün. “Paralel” diye bilinen yapı en kuvvetli adayını onun karşısına çıkardı, ama ilk turda 290 oyla seçildi. Rakibi de 2010 düzenlemelerinden sonra literatüre “blok” şeklinde geçen 160 oy aldı.
Dostları, arkadaşları Aktan’ın seçimi için, “Muhteşem dönüş. Hak yerini buldu” yorumunu yapsa da o, “Büyük Genel Kurulun takdiridir. Arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” demekle yetindi.
DEVLET ORTAK KABUL ETMEZ
“Böcek ahbablığımız” var ya, ilk demecini Odatv’ye verdi. Söze şöyle başladı:
“Türkiye’de hukuksuzluklar yapılmaması, hukukun yerli yerine oturması için bugüne kadar yaptığımız gibi çaba göstereceğiz. Tek rehberimiz hukuktur.”
Geçmişte en çok itibarsızlaştırılan kişilerden biri olduğunu hatırlatıp, neden hiçbirine cevap vermediğini sordum. Cevabı şu oldu:
“Ben kendimden eminim. Bugüne kadarki müktesebatım biliniyor. Hukuka, ahlâka, dahası insanlığa sığmayan saldırılara cevap verecek kadar alçalmayı hiçbir zaman düşünmedim. Bir gün herkesin hukuka aykırı davranışlarının hesabını bağımsız yargı mercilerinde vereceğine inandım.”
Ya yargıdaki son 4 yıl, “paralel” iddiaları?
“Devlet hiçbir zaman ortak kabul etmez. Yasadışı her yapıya karşı hukuk çerçevesinde gereğini yapmak durumundadır” dedi.
Son olarak, “Adalete güven kalmadı. Umut var mı? Bundan sonrası için ne dersiniz?” diye sordum. Şunları söyledi:
“Güven kaybedenler, güvenlerini tazelesinler. Bütün çabamız, adalete güveni en üst düzeye çıkarmaktır.”
Hiç umudum yok, ama yine de “inşallah” diyorum.
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html