İçeriğe geç

“Casuslar” İçin Yeni Umut Kapısı

“Kumpas” davalardan ilki, sözde İstanbul Askeri Casusluk ve Şantaj davasıydı. Genç subaylar vardı ve iddialar öylesine yüz kızartıcıydı ki, kamuoyu uzun süre onları görmezden geldi. Sadece askerler değil, TÜBİTAK çalışanları da suçlanıyordu. Bugün “paralel yapı”nın TÜBİTAK’ı öncelikle bu operasyon sayesinde ele geçirdiği ayan beyan ortada. Ortada da hapistekiler hapis yatmaya, firardakiler çile çekmeye devam ediyor.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 2 Ağustos 2012’de sonuçlandı. Fuhuş ve casusluk suçlarının oluşmadığına karar veren Mahkeme, 56 sanığı örgüt üyeliğinden 2.5 ilâ 15.5 yıl arasında hapis cezalarına çarptırdı. Ama o örgütün adı hiç bir zaman öğrenilemedi.

Dava Yargıtay’a geldi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Haziran 2013’te tebliğnamesini tamamladı. Tebliğnamede, “Dijital verilerde suçlar sabit değil. Bilgisayar kullanıcı adlarının başkaları tarafından oluşturulması mümkündür” denip, 13 sanık hakkındaki kararın bozulması istendi.

Balyoz kararını da onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu davaya 6 Aralık 2013’te baktı ve Başsavcılık tebliğnamesine karşın mahkûmiyetleri onadı.

Geçenlerde aynı dairenin onadığı Hanefi Avcı kararı için, “Son dakika golü… Hızlandırılmış karar… Manidar zamanlama” şeklinde tepki gösterenlerin, bu davanın hemen hemen aynı sürede, hatta daha kısa bir zamanda onanmasına sessiz kaldığını belirttikten sonra devam edelim.

Tam da iktidarın “kumpası ve paralel devleti” keşfedip, ÖYM’leri kaldırırdığı günlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı onama kararlarını işleme koydu ve sanıklar hakkında arama kararı çıkartıldı. Yine, “Aceleniz ne?” diye soran olmadı.

Sonuçta sanıklardan 37’si kaçak bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, yakalanan 4 asker, 1 bayan sivil memur hapse kondu.

Sanıkların Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun üzerinden tam 12 ay geçti. Aileler AYM önünde “adalet nöbeti” tuttu, ancak hiçbir gelişme olmadı. Son olarak CHP Milletvekilleri Dilek Akagün Yılmaz ve Birgül Ayman Güler ile Süheyl Batum 11 Aralık’ta AYM Başkanı Haşim Kılıç’ı ziyaret edip, bu dramın sona erdirilmesini istedi. Başkan Kılıç dosyanın en kısa zamanda görüşüleceğini söyledi. Bunun da üzerinden neredeyse 1 ay geçti, hâlâ hiçbir gelişme ve umut yok.

-Yargıtay’a İtiraz Yolu-

AYM’den şimdilik umut yok, ama yeni bir umut kapısı açıldı; Bu kapının adı yeni Yargıtay.

İktidarın yargıyı “paralel yapı”dan kurtarmak için çıkardığı paketten sonra Yargıtay’da yeni yapılanma başladı. Bir yandan yeni daireler kurulurken, öte yandan mevcut dairelerin görev alanlarıyla, başkan ve üyeleri değiştirilecek.

Yargıtay yetkilileri, işte bu değişikliklerden sonra Hanefi Avcı’nın da İstanbul Casusluk davası sanıklarının da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaatta bulunabileceklerini söylüyor.

Nitekim ilk başvuruyu da birkaç gün içinde Hanefi Avcı’nın yapacağı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın karara itiraz etmesinin isteneceği öğrenildi.

Süreç şöyle işleyecek; Başsavcı itirazını ilgili daireye gönderecek. Önümüzdeki günlerde özellikle 9. Ceza Dairesi’nin yapısı değiştirileceği için davalar yeniden görülecek ve büyük ihtimalle bozma kararı çıkacak. Zayıf ihtimal de olsa bozma kararı çıkmazsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itirazını bu defa da Ceza Genel Kurulu’na yapacak.

Yargıtay’daki değişikliklerin yeni yılın ilk günlerinde süratle tamamlanması bekleniyordu, ancak yer sorunu yüzünden 10-15 günlük bir gecikme yaşanacağı konuşuluyor. Yeni daireler ve üyeler için mekân arandığını bildiren Yargıtay yetkilileri, bu sorun halledildikten sonra Başkanlık Divanı’nın dairelerin üyelerini değiştireceğini, arkasından da görev bölümünün yapılacağını söylediler.

Özetle; Şayet AYM o zamana kadar bir karar vermezse, “casuslar” için 10-15 güne yeni umut kapısı açılıyor.

Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya, Antalya ve Foça’ya kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

4 Ocak 2015

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/casusluk-davasi-icin-yeni-bir-formul-bulundu–0401151200.html

Kategori:Uncategorized