İçeriğe geç

Emekli Albay Cemaat’in Doğu’da en güçlü olduğu ili açıkladı

Zirve davasında 4 yıl tutuklu kaldıktan sonra 17 gün önce tahliye edilen Malatya İl Jandarma eski Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, “paralel yargının” Doğu’daki kalesinin Malatya olduğunu iddia etti. Ülger, davanın tanıkları İlker Çınar ve Aykut Saka’nın “paralel örgütün” elinde rehin olduğunu da belirtip, “Bu şahıslar örgütün elinden kurtarılmadığı sürece gerçekler ortaya çıkarılamaz” dedi.

Kumpas davalarda tutuklu kalmadığı halde, kumpası kuranların yargılanması ve Şemdinli davasınının da gündeme taşınması için sürdürülen Sessiz Çığlık eylemlerinin 123’üncüsü yapıldı.

CEMAAT’İN DOĞU’DAKİ KALESİ MALATYA

İki hafta önce özgürlüğüne kavuşmasının ardından Ankara’daki eyleme katılan Malatya zirve davası sanıklarından emekli Albay Mehmet Ülger kendilerini yalnız bırakmayan herkese tek tek teşekkür ettikten sonra şunları söyledi:

“40 yıllık ömründe dört kez din değiştiren, hiçbir kutsalı olmayan yalancı tanık İlker Çınar’ın iftiraları sonucu 17 Mart 200 tarihinde tutuklandım. Tanık olarak gösterdiğim Uzman Çavuş Aykut Saka dönemin süper savcısı Zekeriya Öz ile Yurt Atayün ve ekibi tarafından sanık yapıldı, tehdit ve santajla tanıklık yapması engellendi. Malatya il Jandarma Komutanlığı dönemimde hakkında suç örgütü oluşturmaktan yasal işlem yapmam nedeniyle 29 yıl hapis cezası olan Veysel Şahin, koruculuk ve haber elemanlığından attığım Yaşar Adak, hiç tanımadığım muhtemelen hakkında yasal işlem yaptığımı tahmin ettiğim gizli tanık Adıyaman gibi jandarma personeline husumeti olan şahısların iftiraları, Cemaat mensuplarınca MİT’e gönderilen 6, adli mercilere gönderilen 9-10 adet sahte ihbar mektubu, çakma ses kayıtları, sahte dijital veriler nedeniyle yaklaşık 4 yıl tutuklu kaldım.”

Ülger konuşmasının devamında şu iddialarda bulundu:

“Paralel yargının Batı’daki kalesi nasıl İstanbul ise Doğu’da da Malatya kalesidir. Malatya’da bu örgütün kalesinden bugüne kadar bir taş dahi yerinden oynatılmamıştır. Uzman Çavuş Aykut Saka ve İlker Çınar bu örgütün elinde rehindir. Bu şahıslar örgütün elinden kurtarılmadığı sürece maddi gerçekler ortaya çıkarılamaz.”

“MİLLİYETÇİLİK VE ULUSALCILIK TEHDİT OLARAK GÖSTERİLDİ”

Zirve Yayınevi davasının Türkiye’de yerli düşünen, yerli değerleri savunan ulusalcı ve milliyetçi kesimin tasfiye edilmesine yönelik bir dava olduğunu vurgulayan, “2006 yılından itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde kurulan C5 bürosunca, Ramazan Akyürek, Yurt Atayün ekibince milliyetçilik ve ulusalcılık bir tehdit olarak gösterilmiştir” dedi.

Herşeyden önce emekli bir TSK mensubu olarak geçmişte bu tür eylemlere sıcak bakmadığını, ancak 4 yıl haksız ve hukuksuz yere tabutluklarda çürütüldükten sonra bu konudaki fikrini değiştirdiğini vurgulayan Ülger, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Örgütlü olarak, kırmadan, dökmeden, demokratik yollarla hukuki mücadeleye devam edilmesinden yanayım. Zirve davası bu memleketin dirliği ve düzenini savunan herkes tarafından yakından takip edilmesi gereken bir davadır. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Poyrazköy, Şemdinli ve Zirve kumpaslarını kuranlar yargı önüne çıkarılıp, hesap verinceye kadar bu eylemleri devam ettirmeliyiz.”

Sessiz Çığlık eyleminde Avukat Yurdakan Yıldız da Şemdinli davasında yaşananlara dikkat çekip, yeniden yargılama yapılması için çalıştıklarını anlattı.

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized