İçeriğe geç

“TIR Darbecileri” “Jakuzili” Cezaevinde!..

Ergenekon-Balyoz kumpaslarında tutuklanan muvazzaf subaylar Hasdal ve Hadımköy, emekli subaylar ise Silivri cezaevine kondu.

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un da kaldığı Silivri’yi anlatmaya gerek yok; Askeri cezaevlerinin şartlarını hatırlatalım.

Hasdal’la ilk tanışanlardan birisi merhum Ali Tatar olmuştu. 15 günlük tutukluluğun ardından tahliye edilip, ikinci kez tutuklanma kararı verildiğinde, “Ben bir daha o deliğe girmem” diyerek, mezara gitmeyi tercih etmesi Hasdal’ın acı resmiydi. Ağabey Ahmet Tatar da burada karşılaştıkları manzarayı, “30 yıl öncesinin 12 Eylül manzarası. Soğuk, karanlık bir salon, kirli, plastik sandalyeler, yerlerde çöpler, berbat, akan tuvaletler” sözleriyle özetlemişti.

Evet koca koca generallerin tıkıldığı Hasdal böyleydi. Koğuşlar kalabalıktan nefes alınamaz haldeydi… Tek tip mahkûm elbisesi giyme zorunluluğu vardı… Havalandırma ve ziyaretler alabildiğine kısıtlıydı.

Ama o günlerde AKP-Cemaat ortak medyası manşet manşet, “Darbecilerin askeri cezaevlerindeki rahatlığını, buraların tatil kampı olduğunu” yazıyordu.

Tutukluları şartlar kadar, hatta ondan daha fazla yaralayan ise “kendi yuvalarında” bu muameleyi görmeleri, TSK’nın kendilerini terk etmesiydi.

Tutuklamaların ardı arkası kesilmeyince Hadımköy’deki cezaevi faaliyete geçirildi. 65 asker Kasım 2011’de buraya nakledilip, Hasdal’daki yığılma azaltıldı.

1 ay sonra aynı medya, “Balyozculara Jakuzili Cezaevi” manşetini attı. Habere göre, Hadımköy’deki “tesislerde”, jakuziden golf alanına, saunadan mini bar ve LCD televizyonuna kadar yok yoktu. Hadımköy, 4 yıldızlı otelleri aratmayacak lüksle donatılmıştı. “Darbeciler” için pişirilen özel yemekler ise dillere destandı!..

Oysa koca bir yalandı.

Tutuklu subaylar başka sıkıntılar da yaşadı; İlk zamanlar yakınları dışında hiç kimse “korkudan” ziyarete gidemedi.

Arkadaşları ve aileleri için kendi aralarında yardım toplama girişiminde bulunan bazı askerler, anında AKP-Cemaat medyasınca afişe edildi. “Terör örgütüne yardım ve yataklıktan” bunlar hakkında inceleme başlatılması sağlandı.

Olmadı, “kumpasçılar” Kayseri’de, Ergenekon’dan tutuklanan Hava Kurmay Albay Cengiz Köylü’ye yardım edilmesi yönünde, dönemin komutanının adıyla sahte talimat belgesi bile düzenledi.

Çok sonra Genelkurmay, tutuklu askerlerin sıkıntıları ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmeye başladı. Silah arkadaşlarını ziyaretler teşvik edildi.

AKP-Cemaat ortak medyası bunu da; “Tutuklu ve emekli generallerin, komuta kademesini tehdit edip, baskı altına almasına” bağlayınca, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı Silivri’deki emekli askerlere ziyaretçi kısıtlaması koydu.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanları Hasdal Cezaevini ziyaret ettiğinde ise AKP-Cemaat koalisyonunun destekçisi Genç Siviller ile Adalet Platformu, “Balyoz darbe planına destek vermek, mahkemeyi etkilemek, terör örgütüne yardım ve yataklık, görevi kötüye kullanma” iddiasıyla haklarında suç duyurusunda bulundu. Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Koşaner ve komutanlar için soruşturma başlattı.

Jandarma Genel Komutanıyken Koşaner’le birlike Hasdal ziyaretine katılan Necdet Özel, Genelkurmay Başkanı olunca da buraya gitti. Özel hakkında suç duyurusunda bulunulmadı, ama Cemaat medyası, “şık olmadı” dedi.

-Balyoz’dan Ders mi, Paralelin Mesajı mı?-

Bunları hatırlatmamızın sebeb-i hikmetine gelince;

Biliyorsunuz Adana’da MİT tırlarının aranması olayı yaşandı. Erdoğan ve tüm AKP yetkilileri, bunun “parel yapının darbe girişimi ve casusluk faaliyeti” olduğunu söyledi.

Aramayı yapan subay ve astsubaylar hakkında dava açıldı. Adana’da devam eden yargılamada bu askerlerin tutuklanması talebi iki kez reddedildi.

Ancak 13 gün önce İstanbul’da yürütülen Selam Tevhid soruşturması çok da anlaşılmaz bir şekilde MİT TIR’larının aranmasına bağlandı ve bu kapsamda mahkemeye sevkedilen 32 muvazzaf askerden 17’si “Silahlı terör örgütüne üye olma ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlarından tutuklandı.

Hangi cezaevine mi gönderildiler; Bir vakitler “Jakuzili” denilen Hadımköy’e. Onlar gibi, “Paralelci askerler Jakuzili cezaevinde” gibi manşet atma peşinde değiliz.

Mesele başka; Bazı iddialar ve sorular var. Balyoz’dan tutuklanan askerler şunları anlatıyor:

“Birincisi, Maltepe veya Hasdal’da yeni yapılan cezaevi değil de Hadımköy’ün seçilmesi ilginç. İkincisi ve daha dikkat çekici olan, ilk günden itibaren bu askerlerle ilgilenilmesi, silah arkadaşlarının dönüşümlü olarak ziyarete gitmesi talimatının verilmesi. Şayet bizim yaşadıklarımızdan ders çıkartılıp, bu kararlar alındıysa sorun yok, aksine memnun oluruz.”

Peşinden “ama” diyerek, şu soruları soruyorlar:

“Acaba Hadımköy tercihi ve verilen talimatlar iktidarın izni ve bilgisi dahilinde mi? Değilse, ne oluyor; TSK içindeki yapılanma harekete geçip, bir anlamda ‘paralel’ denilen bu askerlere sahip çıktığı mesajını mı veriyor?”

Erdoğan birkaç gün önce Kazakistan’dan dönerken, “Genelkurmay’ın paralel yapıyla mücadelesi” konusunda, “Genelkurmay’ın bu konuda bir hassasiyeti var. Bu hassasiyet içerisinde süreci onlar da takip ediyorlar” dedi. Ama görünen, Balyozcular’ın bu mücadeleye dair şüpheleri yoğun şekilde sürüyor.

Paşakapısı’na kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

22 Nisan 2015

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/tir-darbecileri-jakuzili-cezaevinde-2204151200.html

Kategori:Uncategorized