AKP fokur fokur kaynıyordu, Gül’ün danışmanı Ahmet Sever’in kitabından sonra hararet iyice arttı.
Daha Sever’in kitabı piyasaya çıkmadan, geçen hafta önce Gül’e yakın bazı isimlerin nabzını tuttum. Öncelikle şu bilgiyi paylaştılar:
ABD kaynakları 3.5 ay önceden AKP’nin oy oranının yüzde 41 olduğunu iletmişler, ama inanmamışlar. Ne ilginç, 2007 seçimlerinden önce de yüzde 47’yi ABD Büyükelçiliği tespit etmişti!..
-Gül’ün Gelişi, Erdoğan’ın Yeni Şarkısı-
Gelelim geçen hafta itibarıyla Gül’e yakın isimlerin, “nerede yanlış yapıldığına” dair değerlendirmelerine. Şunları söylediler:
“Erdoğan her şeyi güzel götürdü. Ama Gül’ün partiye dönmesine izin vermeyerek, en büyük hatasını yaptı. 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi, saray, başkanlık sevdası, mitingler düzenlemesi AKP’ye çevreden gelen oyları götürdü. Kim daha çok oy alır değil, kim biat eder ana kriter oldu. Geride güçlü iktidar bırakmanın yolu Gül’ün Genel Başkanlığıydı, ama hırsına, tek adamlık sevdasına yenildi.”
Ya bundan sonrası?
“AKP bundan sonraki süreci iyi yönetemezse, akıbeti ANAP, DYP gibi olur. Gül’ün derhal genel başkan olması gerekiyor. Gül’ün olması, CHP’nin de MHP’nin de AKP’yle koalisyona bakış açısını değiştirir” iddiasındalar.
İyi de Gül milletvekili değil. Onun da çözümünü bulmuşlar; “Siirt modeli uygulanır. AKP’nin blok milletvekili çıkardığı bir ildeki tüm milletvekilleri istifa eder, yenilenecek seçimde Gül seçilir” diyor ve şöyle devam ediyorlar:
“Erdoğan’ın gelmesini nasıl kimse engelleyemediyse, Gül’ün gelişini de kimse engelleyemez. Milletin gönlüne Gül düşmüştür.”
Ya Erdoğan’ın AKP’ye dönüş ihtimali? Gül’cülere göre, “Bu büyük bir risk” ve Erdoğan için artık, “Kendim ettim, kendim buldum, gül gibi sarardım soldum eyvah” şarkısını söyleme zamanı.
Artık Erdoğan’ı tanıyoruz. Gül’ün dönüşünün imkânsızlığına işaretle son olarak, “Yeni parti kurar mı?”yı sorduk.
“Bilmiyoruz” dendikten birkaç dakika sonra bir telefon geldi. Arayan, “Gül’ün parti kuruluşunda çok ileri aşamaya vardığını” haber veriyordu!..
-Erdoğan Cephesinde Gül’ün Adı Yok-
Gül cephesindeki havayı aldıktan sonra Erdoğan’a yakın bir ismin nabzını tuttuk. İşte gündemdeki konulara ilişkin söyledikleri:
Gül’ün Dönüşü: Şu ana kadar Gül’ün adı hiç geçmedi, geçmiyor. Olsun, olmasın denmedi. İsmini Davutoğlu ve üç dönemlikler pompalıyor. Gül de başarısızlık halinde gelmeyi planlıyor.
HDP’yle Koalisyon: Sıfır ihtimal.
Milletvekili Transferi: Hoş olmaz.
Kongre ve Genel Başkan Değişimi: Kongrenin yapılıp, yapılmaması hükümet kurma sürecine bağlı. Seçim olursa, kongre ertelenir. Genel Başkanı değişimi şu aşamada çok zor.
Seçim Yanlışları: Her şey Erdoğan’a fatura ediliyor. Peki Bülent Arınç’ın Gökçek’le ilgili açıklamalarının zararı olmadı mı? Beşir Atalay’ın çözüm sürecinde hiç mi sorumluluğu yok? (Böylece Arınç’ın Gökçek’le ilgili açıklamalarından niye vazgeçtiği, Atalay’ın ‘çözüm sürecinden vazgeçilmesi hataydı’ demesinin sebebi anlaşıldı. Demek ki, partide bir hesaplaşma yaşanmış. Ve anlaşılan onlar da Erdoğan’la yollarını ayırmanın altyapısını hazırlıyor.)
Gül Parti Kurar mı? Erdoğan’sız Gül, yüzde 3-5’lik parti olur. Toplumsal Uzlaşma Reform ve Kalkınma Partisi (TURK Parti)’ni onun kurdurduğu öne sürülüyor.
-Yüzde 38’i Gördü Meydanlara İndi-
Erdoğan’ın kurmayı, şu önemli bilgiyi de paylaştı:
“AKP’nin oyunun yüzde 38’lere gerilediğini gördü, o yüzden meydanlara indi.”
-AK Saray’da Sıkılıyor, Başkanlık Olmazsa İner-
Ve en kritik soru; Erdoğan AK-Saray’dan inip, partinin başına geçer mi? İşte cevabı:
“Mevcut tablo inmesini gerektirecek bir tablo değil. Daha geriye gidilirse belki. Hiçbir şart altında inmem noktasında değil. Hedefi başkanlık sistemi. Olmazsa iner. Aktif siyasetin içinden gelen biri. Kenarda duracak değil. Zaten zor duruyor ve oradan sıkılıyor. İstese hemen inebilir, ama şu anda o tablo yok.”
-İntifada ve Kopuş-
Gül’ün danışmanı Ahmet Sever’in kitabından sonra olacaklara gelirsek;
Gül’ü bilen biliyor, olanı değil, olması gerekeni aksettirdiğini de. “Cesur bir savcı arıyorum” diyen ve Zekeriya Öz’ü bulan oydu. Kitaptaki bilgilere ilk yalanlamanın da Öz’den gelmesi manidar değil mi?
Başta Erdoğan, partide pek çok kişinin tepkisini çekecek. Kavga büyüyecek. Sever’in kitabına verdiği desteği çekmek zorunda kalmazsa, “görüyorsunuz istenmiyorum” diyecek, belki de “hain” damgası yiyerek, AKP’yle yollarını resmen ayıracak. O zaman, “Gül parti kurdu, kuracak” söylentileri daha bir ete-kemiğe bürünmüş olmuyor mu?
Şimdilik Davutoğlu’nu “cesaretlendirip”, onunla birlikte AKP’yi Erdoğan’ın tasallutundan kurtarmaya çalışacağı anlaşılıyor. Kurtarırlar mı? Erdoğan’ın istemediği bir koalisyon formülünü hayata geçirir veya erken seçim kararı alındığı takdirde tepkili milletvekillerini saflarına çekmeyi başarabilirlerse, belki. İşte o zaman da Erdoğan, “iniyorum” diyebilir.
-Bahçeli de Gül’ün Yolunu Açıyor-
Erdoğan-Gül denkleminde önemli bir aktör var; Bahçeli.
2002’de bir sabah kalkıp “erken seçim” sürprizi yaparak, 3 Kasım seçiminde AKP iktidarı ve Gül’ün Başbakanlığı’nın önünü açan Bahçeli’ydi.
2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan diğer partilerle uzlaşma arayışına hazırlanırken, “Meclis’e gireceğiz” diyerek, Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtiren,
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gül’e, “Aday olun, sizi destekleyelim” teklifinde bulunan da oydu.
Gül’e çok yakın üç isim Ekmeleddin İhsanoğlu, Durmuş Yılmaz ve Erhan Usta MHP’den milletvekili oldu.
Listeler açıklandığında MHP’yle ilgili olarak, “MHP sanki seçimden sonra Gül ve adamlarının siyasi hareketiyle bir koalisyona hazırlanıyor” yorumunu yapmıştık.
Gül’e yakın isimler, Bahçeli’nin seçim gecesi yaptığı açıklamayı nasıl değerlendiriyor, biliyor musunuz?
“O açıklama, Gül’ün yolunu açmadır” diyorlar.
Eğer doğruysa;
Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı, son olarak “AKP noteri” gibi Cumhurbaşkanlığı yapan Gül’ün Türkiye’nin 13 yıldır yaşadığı sıkıntılarda Erdoğan kadar, hatta ondan daha fazla sorumluluğu yok mu ki ve Bahçeli’nin Gül’le hangi ortak noktası var ki, bu kadar “teveccühe” mazhar kılınıyor?
Anlayan varsa, beri gelsin!..
Müyesser YILDIZ
15 Haziran 2015
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdogancilar-ahmet-severin-kitabina-ne-diyor-1506151200.html