12 Eylül darbe döneminde MHP için, “Kendileri hapiste, fikirleri iktidarda” yorumu yapılırdı. AKP iktidarında aynı şey teröristbaşı için söylenir oldu.
Şimdilerde ise, “Paralel yapının hakim ve savcıları hapiste, kararları yürürlükte” denecek olaylar yaşanıyor.
Konumuz, emekli hava hakim Albay Zeki Üçok’a “sahte çürük raporu yöneticisi olma ve yağma yapma” iddiasıyla verilen 9 yıl 8 ay hapis cezası.
Kayseri’deki Işık Evleri soruşturması sırasında “Cemaat yapılanmasının” kumpaslarını tespit eden ilk isim olan Üçok’un başına gelenleri biliyorsunuz. İftira, kumpas ve dava yağmuruna maruz kaldı, yıllarda hapiste yattı.
Işık Evleri soruşturmasının hemen ardından Üçok’a yöneltilen suçlamalardan ilki, “Sahte çürük raporu veren bir çetenin yöneticisi olma ve askeri arazileri yağmalatmaktı”. Hakkında tam 400 yıl hapis istemiyle dava açıldı, bu soruşturmadan 22 ay hapis yattı.
O davanın iddianamesini hazırlayan Savcı Hikmet Usta,
Davanın Savcısı Celal Kara,
Yargılamayı yapan ve Üçok’u hapis cezasına çarptıran 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı da Metin Özçelik’ti.
Duruşmalar sırasında Üçok’un evine bir mektup geldi. Mektupta, Başkan Özçelik’in “Cemaat mensubu” olduğu öne sürülüyordu.
Bir hakim için ilk kez bu davada “Cemaat mensubu” suçlaması yapıldı ve Üçok, bu gerekçeyle redd-i hakim talebinde bulundu. Üçok’un talebi, “iddialar gerçek değil” denilerek, reddedildi.
17/25 Aralık operasyonlarından sonra;
İddianame savcısı Hikmet Usta, “paralel yapı mensubu olduğu” gerekçesiyle görevden alındı…
Duruşma Savcısı Celal Kara, “paralel yapı mensubu olduğu” gerekçesiyle meslekten ihraç edildi…
Mahkeme Başkanı Metin Özçelik de yine Hidayet Karaca ve tutuklu polisler için tahliye kararı vermesinin ardından “paralel yapı mensubu olduğu” gerekçesiyle tutuklanıp, Silivri’ye gönderildi…
Bir anlamda, Üçok’ün heyet hakkındaki iddiaları yıllar sonra doğrulanmış oldu.
Garabet şu; Bu isimlerin elbirliğiyle Üçok’a verdiği hapis cezası halen yürürlükte ve de onama için Yargıtay’da bekliyor.
Davanın temyiz sürecinde de ilginç bir trafik yaşandı.
Üçok Mart 2013’te hapis cezasına çarptırıldı. Dosya 6-7 ay sonra Yargıtay’a gönderildi. Başsavcılık 1 sayfalık tebliğname ile kararın onanmasını isteyip, davayı Balyoz mahkumiyetlerini onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gönderdi. İlginçtir, sebep Balyoz kararından sonra deşifre veya hedef olma mıdır bilinmez, 9. Ceza Dairesi “görevsizlik” kararı verip, dosyayı 6. Ceza Dairesi’ne havale etti. Bu daire de dosyayı iki gün içinde incelemeye aldı. Ama tam o günlerde Yargıtay’daki dairelerin yapısı değiştirilip, “paralelci” olduğu iddia edilen üyeler kızağa çekildiği için Üçok hakkındaki işlem bitirilemedi.
Şimdi dosya yeni 6. Ceza Dairesi’nde, bugün yarın karar verilecek. Evet heyet yeni, ama Yargıtay Başsavcılığı’nın onama tebliğnamesi aynen duruyor.
6. Ceza Dairesi’ne bir dilekçeyle başvuran Zeki Üçok, kendisini mahkûm eden savcı ve hakimlerin kimler ve bugün nerede olduğunu hatırlatıp, alınacak kararda bunun gözönünde tutulmasını istedi.
Zeki Üçok, “Terör örgütü üyesi olduğu iddiası ile savcılıktan atılan savcının talebiyle, yine terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan hakimin verdiği kararla, yaklaşık 10 yıl hapis cezası alan ben bu suçlardan hüküm giyersem, bu ülkede adalete kim inanır? Adaletin gözleri kapalı, ama umarım kulakları duyuyordur” diyor.
Haksız mı?
Müyesser YILDIZ
7 Temmuz 2015