İçeriğe geç

Firari TÜBİTAK’çı Nerede? Kendisini “Gammazlayanları” Nasıl Uyardı?

Kumpas davalarda, özel yetkili savcılar tarafından ismen seçildiler. Verdikleri raporlarla yüzlerce insanın yıllarca hapislerde çürümesine yol açtılar. Ama hesap günü geldiğinde, firar ettiler.

TÜBİTAK bilirkişilerinden söz ediyorum. Mesela Balyoz’un sözde delilleri hard diskler ve CD’lerle ilgili “gerçektir” raporu düzenleyen Hayrettin Bahşi, Tahsin Türköz ve Erdem Alpaslan.

17/25 Aralık operasyonundan sonra TÜBİTAK’taki görevlerine son verilen bu isimler hakkında, Balyoz kurbanlarından Deniz Kurmay Albay Ali Yasin Türker suç duyurusunda bulundu. “Görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla açılan davada, üçü için de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi.

Davanın ilk duruşması geçen haftaydı. Ancak hiçbiri gelmedi. Müvekkillerinin Türkiye’de iş bulamadığı için yurt dışına çalışmaya gittiklerini söyleyen avukatları, bir yandan sanıkları bir dahaki duruşmada hazır bulundurmaya çalışacaklarını belirtirken, öte yandan “ifadelerinin bulundukları ülkede talimatla alınmasını” talep etti.

-Bahşi Estonya’da mı?-

Çalışmaya mı gittiler, firar mı ettiler? Genel kanı, firar ettikleri. O yüzden siyasi tablo değişmezse, 14 Eylül’deki duruşmaya da gelmeyeceklerine kesin gözüyle bakılıyor.

Peki hangi ülkedeler? Nasıl gittiler?

Şimdilik sadece kumpas davalarının en kilit ismi Hayrettin Bahşi’ye dair bazı tespitler var. Bahşi’nin Estonya’da olduğu öne sürülüyor. Bazı kaynaklara göre, burada bir üniversitede doktora yapıyor, bazı kaynaklara göre ise çalışıyor.

Çalışıyor ise acaba nerede? Ve neden Estonya?

İlginç bir bağlantıdan söz ediliyor.

Bilindiği gibi Bahşi, TÜBİTAK Siber Güvenlik Enstitüsü Müdürü’ydü. Onunla beraber bu birimden bilirkişi seçilen pek çok kişinin işine son verildi. Odatv davasında Ünal Tatar ve Osman Pamuk’la birlikte bilirkişilik yapan Emin Çalışkan hariç. Halen Siber Güvenlik Enstitüsü’nde görev yaptığı bildirilen Çalışkan’ın Estonya ile bağlantısı olduğu hatırlatılıyor.

Şöyle ki; Hatırlanacağı gibi sanal dünyada sistematik ilk siber saldırı Mayıs 2007’de Estonya’da yaşanmıştı. NATO üyesi Estonya’da internet erişimi günlerce sekteye uğrarken, siber saldırıda Cumhurbaşkanlığı, parlamento, birçok bakanlık, siyasi partiler ve bankalarla diğer işletmelerin internet siteleri hedef alınmış, ülkenin dış dünyayla bağlantısı kesilme noktasına gelmişti. Estonya, saldırıyla ilgili Rusya’yı suçlarken, sorumluların bulunabilmesi için NATO ve AB uzmanlarından yardım istemişti. Bu olay sonrasında da NATO ve AB desteğiyle Estonya’da ordu bünyesinde bir Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi kurulmuştu.

İşte bu merkeze TÜBİTAK’tan Emin Çalışkan’ın gönderildiği ve 1 yıl burada çalıştığı belirtilirken, Bahşi’nin Estonya bağlantısının bu şekilde kurulmuş olabileceği, belki de o merkezde çalıştığı yorumları yapılıyor.

Eğer öyleyse de şu tehlikeye dikkat çekiliyor:

“Bu bilirkişiler, Türkiye’de mağdur edildiklerini söyleyip, NATO bünyesinde çalışmaya başlamışlarsa, Türkiye ve TSK’yı izlemeye devam ediyorlar demektir. O yüzden TSK’nın bu kişilerle ilgili NATO’yu uyarması gerekir.”

-Şifreli Mesajlar-

Bahşi’yle ilgili asıl çarpıcı iddiaya gelince; TÜBİTAK’tan atılması sonrasında, buradaki bazı isimlere yazdığı bir mektuptan söz ediliyor.

“Zamanı gelince kimler için kimleri sattığınızı anladığınızda kafanızı taşlara vuracaksınız” uyarısıyla başlayan mektupta şu ilginç satırlar yer alıyor:

“Çok büyük bir bahardan önce son düzlükte çok büyük bir hata yaptınız, ama o bahar gelecek. Hem de çok uzak değil. İşin ilginç yanı o baharın şifrelerini, çoklukla okuduğunuz halde bu duruma düştünüz… Birileri size geldi, benim ve diğer arkadaşlar hakkında atıp tuttu, ama işin aslını araştırmadınız. Sonra bizi gammazlama listesine soktunuz… Biz makam mevki sevdalısı değildik. Allah’a şükür gönlümüz rahat, bu memlekete hizmet ettik. Etmeye de devam edeceğiz. Makamla olur, makamsız olur hiç önemli değil. Ben 14 sene önce işe ilk başladığım da Allah’a dua ettim. Allah’ım bu kurumda bana bu ülke için büyük işler yaptır sonra bu işlerin gurururu yaşatmadan arka kapıdan beni yolla dedim. Allah duamı kabul etti… Bir şeyin detayını bilmiyorsanız en azından büyük resme bakın. Büyük resim her zaman önemlidir. Büyük resmi görmek de hem kolay hem de zordur. Benim gönlüm rahat. Kimseye zalimlik yapmadım. Ama siz gammazlama listeleri oluşturarak en büyük zalimliği yaptınız. Değmezdi aslında ufak tefek makamlar için. Hatanızı anladığınızda özür dilemeye geldiğinizde şunu bilin ki, size hiçbir şey olmamış gibi davranılacak. Bu dönemin şifresi ‘şefkat’. Yolunuz açık olsun.”

“Büyük bahar… Son düzlük… Büyük resim… Şefkat şifresi” ne ola ki?..

Müyesser YILDIZ

16 Temmuz 2015

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/arkalarinda-biraktiklari-mektupta-ilginc-ifadeler-1607151200.html

Kategori:Uncategorized