İçeriğe geç

Genelkurmay Askeri Mahkemesi Karıştı… Nihayet O Görüntüler Geldi… Ama!..

Kumpas davalar açısından bugün Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde kelimenin tam anlamıyla tarihi bir gün yaşandı. Polis, Yarbay Mustafa Dönmez’in Sapanca’daki evinde yapılan aramanın görüntü kayıtlarını nihayet Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ne gönderdi. Ama gönderilen CD’den 21 saatlik aramanın sadece 13 dakikalık kısmı ile toplam 110 fotoğraf olduğu görüldü. Üstelik bu görüntülerin, daha önce Silivri mahkemelerine gönderilen kayıtlardan da Mustafa Dönmez’in ele geçirdiğini iddia ettiği ham kayıtlardan da farklı olduğu anlaşıldı. Yani polisin mahkemelerden resmen belge sakladığı bir kez daha ispatlandı. Öte yandan dava sürdüğü ve davanın en önemli delili olduğu halde Dönmez’e ait olduğu öne sürülen mühimatların muhafaza edildiği Mühimmat Ana Depo Komutanlığı da sözkonusu mühimmatların uygun depolama koşullarında bulunmadığı ve risk yarattığı gerekçesiyle imha edilmesi yönünde görüş bildirdi. Bu gelişmeler üzerine, sâhtekarlık yapıldığının ortaya çıktığını belirten Yarbay Mustafa Dönmez, Askeri Mahkeme’de daha önce kendisini mahkûm eden heyetin Başkan ve Savcısını “ahlâksızlıkla” suçlayıp, mahkeme heyetine, “Bağımsız bir mahkeme olduğunuz iddiasındaysanız bu sahtekârlıkları ortaya çıkarın” diye seslenince ortalık karıştı. Mahkeme, Dönmez hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Dönmez de heyete, “Renginizi belli ettiniz, hadi rahat uyuyun” şeklinde tepki gösterdi.

Sözde Ergenekon terör örgütünün “mühimmatlarını” gizlediği iddiasıyla TSK’dan atılan, yıllarca Silivri’de yatırılan Yarbay Mustafa Dönmez, kumpasın peşini bırakmayıp, Ümraniye, Zir Vadisi, Gölbaşı, Sapanca’da yapılan aramaların kayıtlarının ortaya çıkarılması için çırpındı.

Yıllardır Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde devam eden davada, yazılan tüm müzekkerelere rağmen ne polis, ne de Silivri mahkemeleri o görüntüleri gönderdi. Temmuz’daki son duruşmada Ankara Emniyet Müdürlüğü üst yazısız, içinde ne olduğu anlaşılmayan bir CD gönderince de heyet bunu Emniyet’e iade etti.

-Suç Delilini İmha Etmek mi?-

Nihayet bugünkü duruşmada mahkemeye bazı bilgi ve belgeler ulaştı.

O belgelerden ilki, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün Sapanca polisinden alıp gönderdiği, Dönmez’in Sapanca’daki evinde yapılan aramanın görüntülerine ait bir CD’ydi. CD, Mahkeme salonundaki bilgisayar ve LCD ekranından izletildi. 13.02 dakikalık görüntü ve toplam 110 adet fotoğraf çıktı. Görüntülerdeki bazı konuşmalar da vardı, ancak anlaşılamıyordu.

Ergenekon davasına bakan Silivri 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yerine kurulan 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden de cevap geldi. Daha önce cevap veremediklerini, çünkü Ergenekon’un binlerce klasörü içinden istenen görüntüleri bulmanın imkânsız olduğunu bildiren Mahkeme, bu davanın temyizi nedeniyle ellerindeki tüm dosyaların Yargıtay’a gönderildiği, oradan istenmesi gerektiği bilgisini verdi. 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin cevabi yazısında, “İstenen CD’lerin kopyalandığı veya emanete alındığına dair bir bilgiye rastlanmadı” şeklinde dikkat çekici bir ifadeye de yer verildi.

Mahkeme, geçmiş duruşmalarda sözkonusu aramalarda ele geçirildiği ve suç delili olduğu öne sürülen, halen Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mühimmat Ana Depo Komutanlığı’nda muhafaza edilen mühimmatların muayene raporlarını da istemişti. Depo Komutanlığı’ndan gelen cevapta, bu mühimmatların sağlıklı koşullarda depolanmadığı, sis bombalarının aktığı ve risk taşıdığı vurgulanarak, imha edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirildi.

-Cemaat TSK’nın Merkezindedir-

Mahkeme Başkanı Hakim Albay Erhan Ermişoğlu’nun gelen bu cevapları okumasının ardından Yarbay Mustafa Dönmez’in Avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, “Tüm devlet kurumlarını sarmış, Cemaat denilen bir örgütle mücadele ediyoruz. Çete hakkında suç duyurusunda bulunulması gerekir. Ayrıca duruşma aralıklarını kısa tutalım. 7 yıla gelmiş bir dava, artık bu hak ihlâlidir” dedi.

Avukat Erol’dan sonra söz alan Yarbay Dönmez, mahkemeye ulaşan CD ve belgeler hakkında şunları söyledi:

“Sapanca görüntülerini izlerken, hayretler içinde kaldım. Benim elimde olan görüntülerde ve daha önce Silivri mahkemesine gönderilende bunlar yok. Bunları ilk defa görüyorum, belli ki Silivri mahkemesinden de saklamışlar. 21 saatlik arama görüntülerinden söz ediyoruz. Sadece 14 dakika var ve tamamen farklı. Yani üç ayrı görüntüyle karşı karşıyayız; Ergenekon dosyasına yansıyan görüntüler, şu anda izlenen ve bende olan görüntüler… Demek ki birbirinden bağımsız üç kayıt var. Bir sahtekârlık yapıldığı, görüntülerin 7 yıl saklandığı ortaya çıkmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü ve aramayı yapan o polisler hakkında suç duyurusunda bulunmalısınız.”

Dönmez sözlerine, “Bağımsız bir mahkeme olduğu iddiasındaysanız” diye devam edince, Başkan Ermişoğlu ile aralarında tartışma çıktı. Başkan Ermişoğlu, “İddiasında değil, biz bağımsız mahkemeyiz. Anayasa, yasalar ve Türk Milletinden yetkimizi alıyoruz” dedi.

Mahkemeyi değil, daha önce bu mahkemede görev yapan ve kendisini mahkûm eden Başkan ile Savcıyı suçladığını, bu kişilerin Cemaatin adamı olduğunu, Genelkurmay Başkanını yanılttığını anlatan Dönmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu mahkemede 7 sene sonra 14 dakikalık bir görüntü çıktı. Bir insanın evi böyle aranmaz. Poyrazköy’de bulduklarını söyledikleri mühimmatları, aramadan bir gün önce helikopterle Sapanca’ya getirip, evime koyuyorlar. TCK açık, aramanın başında savcı yok. Zekeriya Öz gelmeye tenezzül etmedi bile. Mühimmatları helikopterle gönderdiğini biliyorum. Bu bölge Jandarma bölgesidir. Jandarmalar saat 07’de geldiğinde, polisler, ‘Biz bu mühimmatları bulduk’ diyor… Depo Komutanlığı’nın cevabına gelince; Uzun yıllar TSK’da mühimmatlar konusunda uzman bir subay olarak görev yaptım. Bunlar zaten 60 yıllık mühimmatlar. Tehlikeli olsa Cemaatin polisleri bunları yanlarında gezdirmezdi. Bunlar bin yıl da geçse durduğu yerde patlamaz. Hatta el bombaları ateşe atılsa dahi patlamaz. Mühimmatlarla ilgili incelemenin eğitimli subaylar tarafından yapılmasını istiyorum. Bunlar tarihi delillerdir. Üzerindeki yıpranma dahi aynı ve aynı noktadadır. Daha önce Askeri Mahkemede bu mühimmatlardan yargılandım, ahlaksızlıktan yargılandım, ama hepsinden beraat ettim. Ama o ahlaksız hakimler yargılanmadı. Bana iftira atıldığını ispat ettil, ama o iftirayı atanlar yargılandıkları halde hâlâ TSK’da görev yapıyorlar. Bize dışardan operasyon yapılmadı, bize silah arkadaşlarımız operasyon yaptı, savcıa, hakim yaptı. CIA’nın hizmetinde oldukları her geçen gün ortaya çıkıyor. Bu davalar tamamen ben ve silah arkadaşlarım nezdinde TSK’yı itibarsızlaştırma davalarıydı. 321 subaya ahlaksız iftirası atıldı, ama bana bu iftirayı ilk Genelkurmay attı. Bu askeri mahkemenin ahlaksız hakimi beni yargıladı. Bir kez daha söylüyorum; Cemaat TSK’nın içinde, merkezinde, istihbaratındadır.”

Dönmez, konuşmasının sonunda Zir Vadisi arama kayıtlarının da kesintisiz olarak Emniyet’ten istenmesini, bugün izlenen CD’de ekleme, montaj olup olmadığının araştırılmasını ve seslerin analizinin yapılmasını, ayrıca aramalara katılan polis ve jandarmaların tanık olarak dinlenmesini talep etti. Avukat Şule Nazlıoğlu Erol da mühimmatların “suç delili” olduğunu hatırlatıp, “imha edilemez” dedi.

Duruşma sonunda Mahkeme; Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne ellerinde başka görüntü olup olmadığının, bunların başka herhangi bir makama verilip verilmediğinin, Mühimmat Ana Depo Komutanlığı’na da, “Neden imha etmek istiyorsunuz, risk nedir?” diye sorulmasına, gönderilen Sapanca CD’sinin Emniyet Kriminal’de incelettirilmesine, 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dosyanın Yargıtay’dan dönmesinden sonra görüntüleri göndermesi için yazı yazılmasına karar verdi. Sonraki duruşma için de 19 Kasım’a gün verildi.

Mahkemenin son ara kararı ise duruşmanın tartışmayla bitmesine yol açtı. Heyet, “Ahlaksız hakimler” şeklindeki sözüyle, “görevli memura hakaret” suçunu işlediği gerekçesiyle Dönmez hakkında Ankara Cumhuriyet başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

Kararları okuduktan sonra ayağa kalkan Başkan Ermişoğlu, “Ahlâksız hakimler ifadesini kabul etmiyoruz” dedi.

Dönmez, “Ben o zamanki Başkan Cemil Çelik ile Savcı Yaşar Yüce’yi kastettim. Siz niye üzerinize alındınız?” diye sordu.

Mahkeme Başkanı Ermişoğlu’nun, “O davada biz de vardık, kararda bizim de imzamız var. Bu heyetten 2 kişiydik” cevabı Dönmez’i çok şaşırttı.

Dönmez, bu durumda reddi hâkim talebinde bulunması gerekeceğini belirtti. Başkan, “Siz bilirsiniz” karşılığını verip, salondan çıkarken Dönmez de, “Renginizi belli ettiniz. Hadi rahat uyuyun” diye bağırdı.

Müyesser YILDIZ

17 Eylül 2015

TARİHİ DURUŞMANIN BİR AVUÇ TANIĞI:

Kategori:Uncategorized