İçeriğe geç

Yargıtay’ın Ergenekon’dan Çıkışı!..

Nasıl bugün dertleri “Darbe Anayasası”ndan değil, “Cumhuriyet’in ruhu”ndan kurtulmaksa, o vakitler de amaç, “darbe teşebbüslerini önlemek” değil, 26’ıncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un ifadesiyle “TSK’yı susturmak”tı…

Bugünlerin temelleri adım adım atıldı. İlk temelin adı “Ergenekon”, harcı ise Meclis’ten çıkarılan “gizli tanık”, “dinleme” vs. kanunlarıydı.

Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Hasan Cemal’le “darbe” dertleşmeleri yapıyor, “Cesur bir savcı aradığını” duyuruyor, 12 Haziran 2007’de İstanbul Ümraniye’de 27 el bombası bulunduğunda ise aralarında firari Ekrem Dumanlı’nın da olduğu bir avuç gazeteciye, “Bu bombalara dikkat edin. Bunun arkası gelecek” diye fısıldıyordu.

Şimdilerde firari olan Savcı Zekeriya Öz bulundu… Bombaların arkası geldi… 1-2-3 derken, düzinelerle dalga yaşandı… Dönemin Başbakanı, “Ben bu davanın savcısıyım” dedi, Öz’ün altına zırhlı araç tahsis etti. Yüzlerce insan tutuklanıp, Silivri’ye kondu… Onlarca insan acı bir şekilde yaşamını yitirdi…

O bedellerin sebebini, “Bu sürecin arkasında sağlam bir duruş sergileyen Gül”ün Danışmanı Ahmet Sever’in şu açıklamasıyla öğrendik;

“Eğer Abdullah Gül’ün yerine daha düşük profilli bir kişi Cumhurbaşkanı olsaydı, bu süreç bu kadar başarılı olamazdı. Türkiye, bugünkü Türkiye olmazdı, olamazdı.”

Acaba bu operasyonlarla nasıl bir Türkiye kurulmuştu; Yine Sever’in ifadesiyle, “Ülkenin sivilleşmesi, herkesin kendi rolüne dönmesi, herkesin kendi işini yapması, kendi alanının dışına çıkmaması” sağlanmıştı.

-Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Dosyası-

Önce üç beş çeteci… Sonra emekli askerler… Sonra İşçi Partililer… Sonra aydınlar, gazeteciler, yazarlar… Sonra Danıştay katilleri… En nihayet 26’ıncı Genelkurmay Başkanı ve arkadaşları…

Tam 22 ayrı dosyadan “Ergenekon çuvalı” dikildi… Silivri’deki tutuklu yargılamalar tam 6 yıl 2 ay sürdü… Nihayetinde 5 Ağustos 2013’te sanıklara müebbet yağdı… 16 bin 600 sayfalık gerekçeli karar yazıldı…

17/25 Aralık operasyonlarının, özetle İktidar-Cemaat ortaklığının bozulmasının ardından Anayasa Mahkemesi’nden “ihlâl” kararı çıktı, sanıklar tahliye edildi. Özel yetkili mahkemeler kapatılıp, ilgili hakim ve savcılar hakkında soruşturma başlatıldı. Ve o dönemde gerek iktidar, gerekse medya nezdinde “Temiz Eller Savcısı Di Pietro” muamelesi gören Zekeriya Öz firar etti.

Ama savcısı firar etmiş bir iddianameyle verilen hükümler yürürlükteydi. 17/25 Aralık’tan sonra “Cemaat’ten kurtarılmak” için yeniden yapılandırılan Yargıtay’da 16. Ceza Dairesi’nde 6 Ekim’de başlayan temyiz duruşmaları 28 Ekim’de tamamlandı. Karar için de 21 Nisan’a gün verildi.

-Yargıtay’dan “Esas”lı Bir Karar Bekleniyor-

Temyiz duruşmalarında Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil’in de vurguladığı gibi “Cumhuriyet tarihinin en büyük dosyası” olan bu davadan acaba nasıl çıkılacak?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ın hazırladığı tebliğnamede, davanın “usul”den bozulması istenmişti.

Bunun tek anlamı şu; var; Firarı Zekeriya Öz’ün iddianamesi ve “Paralel hakimlerin” verdiği karar doğru da sadece bazı usulü yanlışlar var!..

Ancak hukuk çevreleri, Ergenekon davasının esastan bozulacağına inanıyor. Daha önce Yargıtay’ın Erzincan Ergenekon’u davasında “örgüt yok” kararı verdiğini hatırlatan hukukçular, bu kararın Silivri Ergenekonu’na da dayanak olacağını düşünüyor.

Esastan bozma bekleyen hukukçular, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Perşembe günü şu kararları alacağını tahmin ediyor:

– Örgüt yok, eksik soruşturma var denilir…

– Danıştay cinayeti, İlker Başbuğ’la ilgili İnternet Andıcı davası ve çete davaları ayrılır…

– Soruşturmayı ve davayı yürüten polis, savcı ve hakimler ile gizli tanıklar hakkında suç duyurusunda bulunulur…

Bu kararlar çıktığı takdirde Danıştay cinayetinin Ankara’daki ilgili mahkemeye, çete davalarının da yine bağlantılı mahkemelere gönderileceğini belirten hukukçular, özellikle İlker Başbuğ ve İnternet Andıcı davasındaki kararın önemli olacağı düşüncesinde. Anayasa değişikliği ile Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının Anayasa Mahkemesi’nde yargılanmasının getirildiğini hatırlatan hukukçular, “Şayet Yargıtay bu düzenlemeyi dikkate alıp, ‘görevsizlik’ kararıyla dosyayı AYM’ye gönderirse, bu sıkıntı yaratır. Zira bu, ‘İddianame doğru, ama yanlış yerde yargılandı’ anlamına gelir. O yüzden Başbuğ ve İnternet Andıcı dosyasının mutlaka Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilmesi yönünde karar alınması gerekiyor” diyor.

Evet, 9 yıl sonra Ergenekon’dan nasıl çıkılacağını Perşembe günü göreceğiz… Haydi hayırlısı!..

Müyesser YILDIZ

18 Nisan 2016

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/persembe-gunu-ergenekonda-ne-karar-verilecek-1804161200.html

Kategori:Uncategorized