Önce bölücü teröristlerin Giresun Çaldağ beldesinde jandarma karakoluna düzenlediği roketatarlı saldırıda şehit olan Karakol Komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Zafer Çalışkan’a karşı son görevimizi yerine getirelim.
Dün akşam saatlerinde şehit düştü. Bugün Ankara Kocatepe Camii’nde öğlen namazını müteakip kılınan cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlandı.
Dal gibi iki kız çocuğu; Hale Nur ve İrem Nur… Bir de tekerlekli sandalyede acılı bir ana ile babası…
İrem çok ağladı, feryat etti… Tek bir sözü vardı; “Ah babam, vah babam”!..
O kadar ağladı ki, Hale, “Şehidin arkasından bu kadar ağlanmaz” diyerek, kardeşini sakinleştirmeye çalıştı.
Ama ne mümkün?!.
Şehidin anacığı da oğlunu vuran “şerefsizleri” sorup durdu.
Cenaze töreninde Cumhurbaşkanı yoktu… Başbakan yoktu… Bakanlar yoktu… AKP ve CHP’den birkaç milletvekili, o kadar. Haliyle medya ordusu ve insanları boğan güvenlik önlemleri de yoktu…
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu dışında o iki kız çocuğunu sarıp, sarmalayan da olmadı.
Ailenin acısı… Yaşanan büyük şok… Üst düzey bir emniyet yetkilisi şu yorumu yaptı:
“Çocuğu Şırnak’ta, Diyarbakır’da, Nusaybin’de olanların yüreği her an ağzında da… Giresun olunca haliyle sadece aile değil, çok kimse şok geçirdi.”
-9 Ayda Bunlar Oldu-
Peki bu Karadeniz bölgesinde ilk saldırı mı ya da burada neler oluyor?
Giresun ve yöresinde son 9 ay içinde, dünkü karakol saldırısı hariç 5 saldırı meydana geldi. Bu saldırılarda 1 işçi ölürken, aralarında 1 uzman çavuşun da bulunduğu 5 kişi yaralandı.
İlk saldırı 2 Ağustos 2015’te Giresun sınırındaki Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Üçtaş Köyü yakınlarında yaşandı. Bölgede devriye gezen güvenlik güçleri ile bir grup terörist arasında çatışma çıktı.
Bir grup terörist 27 Eylül 2015’te Giresun’un Güce ilçesi jandarma karakoluna saldırı düzenlerken, karakol yakınında bulunan bir okulun bahçesinde yapılan düğünü de hedef aldı. Teröristlerin açtığı ateş sonucu 4 vatandaşımız yaralandı.
2 Ekim 2015’te Giresun’u Gümüşhane’ye bağlayan karayolunda devriye görevi yapan jandarma timine saldırı düzenlendi. Bu saldırıda 1 uzman çavuşumuz yaralandı.
Kış geçtikten sonra 1 Mayıs’ta yeniden ortaya çıkan teröristler Gümüşhane Kürtün ilçesine bağlı Üçtaş köyü sınırları içerisindeki Yaşmaklı Barajı’na bomba yerleştirdi. Mehmet Ali Kara yönetimindeki arazi tipi pikapla baraja giden elektrik ustası Adil Bülbül olayı farketti. Kara ve Bülbül bomba olabileceği düşüncesiyle bölgeden ayrılmaya çalışırken, teröristler araca uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Saldırıda yaralanan Adil Bülbül hayatını kaybetti.
Teröristler, 3 gün sonra bu defa da yine Gümüşhane Kürtün Üçtaş Köyü’ndeki Akköy-II Hidroelektrik Santraline saldırı düzenlendi. Akköy II HES’e su taşıyan Cebri Boru hattındaki boruları kontrol eden sistem odasına patlayıcı maddelerle düzenlenen saldırıdan sonra su sızmalarına karşı tedbir amaçlı olarak bazı ev ve iş yerleri ile Üçtaş Köyünde bulunan yatılı bölge okulu boşaltıldı.
-İmralı Notlarında Karadeniz de Var Muğla da-
“Baharın gelmesiyle birlikte güvenlik kuvvetleri Karadeniz konusunda da uyarıldı” deniyor.
İyi de sürpriz mi veya kimin için sürpriz? Dahası teröristlerin Karadeniz’de cirit atması, Ege’de saldırı düzenlemeye başlamasında da “çözüm sürecinin” etkisi yok mu?
Biliyorsunuz 9 gün önce Manisa Soma’da bir saldırı yaşandı. Teröristler yola patlayıcı tuzakladı. Sonra sahte bir ihbarla jandarma bölgeye yönlendirildi. Ardından iki ayrı el yapımı patlayıcı belli aralıklarla patlatıldı, 1 astsubayımız yaralandı.
Bunları hatırlattıktan sonra gelin teröristbaşı ile HDP heyetinin yaptığı görüşmelerin yer aldığı İmralı Notları’na bakalım.
Teröristbaşı, 15 Ağustos 2014’te HDP’lilere şunları söylüyor:
“Şimdi hükümet de bazı adımlar atmamızı istiyormuş. Karadeniz’e kadar gerilla gelmiş diyorlar. Her tarafta hazırlıkların olduğunu söylüyorlar. Şimdi bizim çekmemizi istiyorlar. Beşir Bey’e de söyleyin, böyle devam ettiği sürece hiçbirini oralardan çekmeyeceğiz. İşte Muğla’ya kadar geldiklerini biliyoruz. Bu koşullarda ben gerillayı çıkarmayacağım. ‘Öcalan aptal değil, akıllı adamdır’ deyin. Çünkü bunlar daha birkaç hastayı bile cezaevinden çıkaramadılar. O kanser hastalarının son günlerini dışarıda geçirmelerini bile sağlayamadılar. Yaklaşım bu olursa ben nasıl güveneceğim. Yine bu karakol meselesi var. Bu konuda Kandil’i de sert eleştirmiştim. Kandil tam bir yıl boyunca beni burada çıldırttı. Oysa benim yazdıklarım ortadadır. Ben ‘ateşkesin ruhuna en küçük bir aykırılık tedbir almayı gerektirir’ demiştim. Bu sürede AKP’nin yapmadığı melanet kalmadı. Sadece Şemdinli’de 47 karakol yaptılar. Yetmedi, her tarafa HES, güvenlik barajları yaptılar. Biz ‘iç siyasette silah kullanılmasın’ dedik. Ama her yere karakol, baraj, su, yol yaptılar. Kandil anında buna yanıt verebilirdi. Karakollara karşı savunma merkezleri oluşturabilirlerdi. Neden yapmadılar? Asker öldürün demiyorum. Neden savunma merkezleri kurmadılar?”
PKK’nın Karadeniz’de özellikle barajları hedef almasının sebebi anlaşılmıyor mu?
En vahimi, sadece Doğu, Güneydoğu değil, Karadeniz ve Ege’de de bölücü terör örgütüne nasıl “yol verildiği” ortada değil mi?
Müyesser YILDIZ
7 Mayıs 2016
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/pkknin-karadenizde-ne-isi-var-0705161200.html