Orgeneral Nusret Taşdeler’i hatırlarsınız. 1 Mart tezkeresi üzeri dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ın Bush’la yaptığı meşhur “at pazarlığı”nın tanıklarındandı.
Kumpasların tam gaz sürdüğü 2011’de Ege Ordu Komutanı’ydı. Anlaşılmaz bir şekilde tenzil-i rütbe bir atamayla EDOK Komutanlığı’na gönderildi.
YAŞ üyesiyken 2012’de Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un da suçlandığı İnternet Andıcı davası kapsamında hakkında yakalama kararı çıkartıldı ve tutuklandı.
Ağır kalp hastasıydı. Bu yüzden Silivri’ye gönderilemedi, mahkumiyetini GATA’da bir odada sürdürdü. GATA’daki odasında attığı adım, devrin muktediri cemaatçiler tarafından sıkı takibe alındı, anında internette paylaşıldı. Fetullah Gülen’in hasta komutanlarla alay ettiği ünlü “Gata-kulli” sözünün baş hedeflerinden birisi de oydu.
Bugün hepsinin FETÖ’cü olduğu tescillenen Silivri hakimlerine, hasta yatağında telekonferans yöntemiyle yaptığı savunmada, “Durum ve şartlar ne olursa olsun, aziz vatanıma, yüce milletime, Ata’mızın emaneti sevgili Cumhuriyet’ime sadakat ve muhabbetle hizmetimi kararlılık içinde, son nefesimi verene kadar süreceğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır” diye seslendi. O dönemde TSK’nın tavrını eleştirirken, şu uyarılarda da bulundu:
“Kabul edilemeyecek kadar ağır olan ‘terörist’ suçlaması karşısında herhangi bir kurumsal tepki gösterilmemiş olmasını, hiç kimse ‘Sükût ikrardan gelir’ atasözü ile izah etmeye kalkışmamalıdır. Kanaatime göre, ‘terörist’ suçlamasına maruz kalan ve görev yaptığı kuruma yöneltilen suçlamalardan kendisine de hisse çıkaran herkes, kendi vicdan muhasebesini, şahsına, silah arkadaşlarına, kurumuna, milletine ve tarihe karşı sorumluluklarının gereği olarak, mutlaka yapmalıdır… Bugün, yargılanmakta olan en kıdemli muvazzaf asker olarak, Yüce Türk Milleti’nin huzurunda ve tarihin şahitliğinde, ruhumdaki isyan dalgalarını vücudumun her hücresinde hissederek, tam bir inanç ve güven içinde, şahsım adına, şeref duyarak ifade ediyorum ki; İddia makamının iddialarının aksine -Ben terörist değilim, hiçbir zaman olmadım, olmam ve olamam. Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı, tarihimizin hiçbir döneminde terörist olmamıştır, bugün değildir, gelecekte de olamaz… Bölgemize dair planlarını, ülkemizi de kapsayacak şekilde tatbik mevkiine koyanlar ve onlara yardımcı olanlar, hedeflerine daha kolay ulaşabilmek maksadıyla, her türlü hile ve desiseyi kullanarak Türk Ordusunu hem yetişmiş ve tecrübeli personelinden, hem de milletinin güven ve sevgisinden mahrum etmek için var güçleriyle çalışmaktadırlar. Son yıllarda yaşadığımız ve halen yaşamakta olduğumuz, Türk Ordusunu zayıflatmaya yönelik akıl, mantık ve vicdan dışı, karanlık teşebbüslerin ve komploların gerçek anlamı ve amacı budur.”
Neticede FETÖ hakimleri Taşdeler’i müebbet hapis cezasına çarptırdı. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının ardından tahliye oldu, ama peşpeşe geçirdiği ameliyatlar yüzünden GATA’dan pek de çıkamadı. Bu süreçte Taşdeler Ailesi’ni sevindiren tek gelişme Yargıtay’ın geçen Nisan’da Ergenekon davasında bozma kararı vermesi oldu.
-FETÖ’cüler Onu da Hedef Almıştı-
Kumpaslar sürecinde sadece Nusret Taşdeler değil, general kardeşi Nevzat Taşdeler de FETÖ’cülerin hedefindeydi. O vakitler Çerkezköy’de Zırhlı Tugay Komutanı olan kardeş Taşdeler sık sık kara propaganda sitelerine “misafir” ediliyordu.
İşte bu kardeş, 1 yıl önce Harp Akademileri Komutanlığı Kurmay Başkanı olmuştu. Ancak 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünden sonra “FETÖ”cü olduğu iddiasıyla gözaltına alındı ve dün akşam tutuklanıp, Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Ağabey Ergenekoncu, kardeş FETÖ’cü!.. Olabilir mi, herşey mümkün!..
Lâkin Nusret Taşdeler’i tanıyor, biliyoruz. O da kardeşini. Diyor ki;
“O askeri değerlere, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine bağlı, Atatürk’ün samimi bir temsilcisi, pırıl pırıl bir Türk subayıdır. Kardeşim FETÖ’cü olamaz. Albaylığından itibaren FETÖ’cülerin saldırılarına maruz kaldı, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bana ne yaptılarsa, ona da yaptılar. Suçsuzluğunun ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Ne diyelim?!.
İnşallah bu büyük furya, “her ihtimale karşı furdim onu” mantığıyla yürütülmüyor, sap-saman, kuru-yaş birbirine karıştırılmıyor ve yeni mağduriyet, zulüm ve haksızlıkların temeli atılmıyordur!..
Ve de unutulmasın ki; FETÖ’nün en büyük taktiklerinden biri, “sağ gösterip, sol vurmak”tır!..
Müyesser YILDIZ
25 Temmuz 2016
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/agabey-ergenekondan-kardesi-feotden-alindi-2507161200.html