15 Temmuz darbe girişimini yapan “Yurtta Sulh Konseyi”nin ilk üç ismi arasında yer aldığı belirtilen AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli’nin, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın söylediği gibi, Çankaya Köşkü’ne gider gitmez gözaltına alınmadığı gibi, burada saatlerce “kriz masasında” çalıştığı HTS kayıtlarıyla doğrulandı.
Bilindiği gibi, darbenin ertesi günü sabah saatlerinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar beraberinde Mehmet Dişli olduğu halde Başbakan Binali Yıldırım’la görüşmek üzere Çankaya Köşkü’ne gitti. O günlerde Akar’ın burada Dişli’yi hemen gözaltına aldırdığı belirtildi.
Nitekim Akar da 19 Temmuz’da Savcılara verdiği ifadede, Akıncı Üssü’nden Dişli’yle birlikte ayrılıp, Çankaya Köşkü’ne gidişleri hakkında şunları anlattı:
“Araçla helikopter pistine gittik, orada pek çok helikopter vardı. Gelen giden hareketlilik gözlemledim. Birisi bir helikopteri işaret etti ve onu çalıştırdılar. Fakat üsten kalkan helikopterlere ateş edilebileceğini birisi söyleyince Genelkurmay Başkanının içerisinde olduğunun belirtilmesi gerekir gibi bir şey söylendi. Hatta ben Mehmet Dişli’ye ‘sen de kal’ dediğim halde bu hususu belirterek ben telefon ile irtibat kuracağım dedi. Helikopter hareket ederken telefon ile bu durumu bir yerlere iletti. Helikopter havada iken de bir yerler ile de irtibat halindeydi. Sonuçta Çankaya Köşkündeki Başbakanlığa iniş yaptık. Başbakanlık Müsteşarı bizi karşıladı. Ben ve peşimde Mehmet Dişli geldi. Açıkçası arkamdan gelenleri kontrol etmedim. Başbakanlık binasına girdik, bu şekilde bende hürriyetime kavuştum. Müsteşar bey ile baş başa iken bana peşimden gelenin kim olduğunu sordu, ben yaşadığım olayları kısaca özetledim ve Mehmet Dişli’nin gözaltına alınmasının uygun olacağım değerlendirdim. Zaten bilahare gözaltı işlemi yapıldığını öğrendim.”
Mehmet Dişli ise 18 Temmuz’daki ilk ifadesinde aynı konuda şunları söyledi:
“Bize 2 helikopter verdiler. Ben ve komutan bir helikoptere bindik. Başka kimse binmedi. Biz doğrudan Çankaya ‘ya komutan ile birlikte indik. Bizi orada Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş Bey karşıladı. Sonra diğer Bakanlar geldi. Ondan sonra kriz masası oluşturuldu. Ben sürekli durumu takip edip komutana bilgi verdim. Komutan Akıncı Üssünden giderken Akın Paşa’ya, ‘Sen burada kal, bunlara mukayet ol ben seni buradan aldıracağım’ dedi… Bu olayın hiçbir yerinde yokum. Yaptığım bütün görüşmeleri komutanın emri ile onun bilgisi dahilinde can güvenliği için yaptım. Ben komutanla 16 yıldır değişik kademelerde çalıştım. Komutanı ailemin bir parçası olarak gördüğüm için öleceksek de birlikte ölelim düşüncesi ile onun yanında oldum. Onun can güvenliğini sağlayabilirim diye karşı tarafla yukarıda belirttiği görüşmeleri yaptım. Hiç kimseye talimat vermedim. Bu iş başlayıp, sonuçlanana kadar Komutanımızın yanındaydım. Başbakanın yanındaydım. Anlattığım hususları sayın Komutanımız teyit edebilir.”
Dişli “Kahraman”mış, Çünkü
Dişli 26 Aralık 2016’daki ek ifadesinde de şu iddialarda bulundu:
“Yapmayın, olan oldu, bu son şans bize bir helikopter verin gidelim dedim. Bir süre sonra tamam dediler. Hemen Komutan’ın yanına gittim. Komutan, Kubilay Paşa’ya, ‘Sen bunlara sahip ol’ dedi. Akın Paşa’ya da ‘Sen de kal’. Beni kastederek, ‘Biz gidelim, helikopteri geri göndeririz, seni de aldırırız, aman bir delilik yapmasınlar’ dedi. Hemen Karargâhı aradım, ‘Oraya geliyoruz’ dedim. Emniyet durumunu sordum. Müsait dediler. Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve MİT Müsteşarının telefonunu aldım. Önce Cumhurbaşkanının aradım ancak cevap veren olmadı. Sonra Başbakanı aradım. Özel Kalem Müdürü soy ismini bilmediğim Emekli Albay Murat çıktı, durumu özetledim, telefonu Komutan’a verdim. Komutan planı anlattı, ‘Karargâha geçiyoruz, orada görüşürüz’ dedi. Daha sonra MİT Müsteşarını buldum ve Komutanla görüştürdüm. Akşamki aynı Vip minibüsle helikopter pistine hareket ettik. Bu sefer Özel Kuvvetçiler gelmedi. Sadece Komutanla ikimiz vardık. Helikopter pistine vardığımızda bir kaç pilot gelerek, Komutan’ın elini öpmek istedi. Bu arada Başbakan’ın Özel Kalem Müdürü Murat Albay aradı, durumu sordu, “Pistteyiz, hazırlık yapıyoruz’ dedim. Bu arada havada uçaklar görüldü. Bir yerlere ateş ettiler, piste doğru, ben tekrar Murat Albay’ı aradım, ‘Biz pistin ucundayız, birazdan havalanacağız, bu uçakların ikaz edilmesi lâzım’ dedim. Murat Albay bana, ‘Komutan’ım merak etmeyin ben Emekli Havacı Albayım, bizim Eskişehir’le bağlantımız var, güvenli, çıkabilirsiniz’ dedi. Pilotlara, ‘Karargâha geçiyoruz’ dedim. Bir süre sonra Murat Albay tekrar aradı, ‘Sayın Başbakan Karargâha değil Çankaya’ya geçmemizi, kendisinin de oraya geçeceğini’ iletti. Komutana arz ettim, pilotları ikaz ettim. Pilotlar son kontrolleri yaparken, Komutan helikopterin içerisinde bitkin bir vaziyette oturuyordu. Kafasını bana doğru çevirdi, ‘Sağ ol evlat’ dedi. Bir süre sonra, ‘Hazırlık yaptın mı, ne diyeceğiz’ dedi. Ben de, ‘Komutan’ım ne olduysa anlatacağız, başından beri birlikteyiz, aslında ben sizin için burdayım, sizin çağırdığınızı söylediler. Karargâha geldim, biraz daha geçseydi düğüne gitmiş olacaktım, o kartlarda yazılanları size iletmemi istediler, gerisi malum sizin önünüzde oldu herşey” dedim. Komutan kafasını salladı. O sırada helikopterler çalıştığı için bir daha konuşamadık. Biz 1 helikopter istemiştik, ancak 2 helikopter hareket etti, diğeri boştu, kimse binmedi. Saat 08:30 sularında Köşk’e indik. Köşk’te bizi Sayın Türkeş karşıladı. Daha sonra Milli Savunma Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı karşıladı. Türkeş’in odasına girdiğimizde yer darlığı ile Bakanlar ve Komutanlar içeride kaldı, biz yan tarafa Özel Kalem’in olduğu yere geçtik. Bu esnada ben Karargâhı aramayı sürdürdüm. Akıncı’da kalan Akın Paşa ve Kubilay Paşa ile irtibatı sürdürdüm. Akın Paşa Oradan hareket ederken helikopteri vuruldu, yaralandı. Beni aradı, ateşin kesilmesi için Komutan’ın ve ilgili Bakanların emri ile Eskişehir’i aradım. Uzun süre onlarla görüştüm. Bu şekilde saat 15:30’a kadar oradaki kriz masasında görev yaptım. Buna başta Sayın Başbakanımız olmak üzere hepsi şahittir. Daha sonra ben yine Başbakanlık katında iken 2 polis memuru gelip sizinde bilginize başvurmamız lâzım dediler. Bu sırada ben ağabeyim olan Şaban Dişli’ye bütün gece yaşananları özetliyordum. Ayrı bir odaya geçtik, orada bana Başbakan’ın korumaları tutunakta özet olarak Başbakan’ın Özel Kalem Müdürü Albay Murat’ın ifadesine göre, benim Sayın Genelkurmay Başkanına kelepçe taktığım ve Albay Murat’ın bu nedenle şikayetçi olduğu belirtilmekte, ben bu ifade yanlış, Albay Murat’ın böyle bir konuyu bilmesi mümküm değil, olay mahallinde yoktu. Tam tersi Komutan’a kelepçe takılmaya ben mani oldum dedim ve bu tutanağı imzalamadım. Siz bilirsiniz dediler, oradan çıkıp Köşk’ün yanında bekleyen sivil polislere beni teslim ettiler. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Yabancılar şubesine 16/07/2016 günü saat 16:30 sularında getirildim. Orada üzerimde külot ve atlet hariç herşey çıkarıldı ve ters kelepçeli olarak nezarete atıldım… Bu olayda Genelkurmay Başkanımızla durumumuz aynıdır. Birlikte aynı amaç için, Onun emirleri doğrultusunda mücadele ettim. Dolayısıyla bu olayın hem mağduru, öte yandan da kahramanı olduğumu değerlendiriyorum. Mağdurum, çünkü tehdit edildim. Silahla alıkonuldum, zorla Akıncı’ya götürüldüm. Bununla birlikte Genel Kurmay Başkanının güvenliğinin sağlanması adeta tek kişilik bir karargâh gibi Onun emirlerini yerine getirmeye çalışmam, darbecilerle görüşme ve onları ikna etme Komutan’ın kurtarılması ve krizin sona erdirilmesinde faydalı olduğumu değerlendiriyorum.”
HTS Kayıtlarına Göre Çankaya Köşkü’nden Defalarca Darbecileri Aramış
Bu ek ifadeden sonra, Dişli’nin gerçekte ne zaman ve nasıl gözaltına alındığını, Çankaya Köşkü’nde kriz masasında görev yaptığı iddiasının doğru olup, olmadığını sorduk. Yetkililer suskun kaldı.
Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Genelkurmay çatı iddianamesindeki belgelerle Dişli’nin iddiaları doğrulandı. Şöyle ki;
Mahkeme kararıyla Bilgi Teknolojileri Kurumu’ndan alınan Dişli’nin cep telefonuyla ilgili HTS kayıtlarının ön incelemesinde, Dişli’nin cep telefonunun 16 Temmuz günü saat 09.15 ile 15.38 saatleri arasında Çankaya Köşkü’nde sinyal verdiği Akın Öztürk başta olmak üzere Akıncı Üssü’ndeki darbecilerle defalarca görüştüğü ortaya çıktı.
İşte o görüşmelerin detayları:
– İsmail Keskin adına kayıtlı ………. GSM hat numarası kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 09.15.58 sn ile saat 14.39.55 sn arasında Çankaya Köşkünde baz bilgisinin bulunduğu sırada 15 (onbeş) kez irtibatının olduğu
– Hüseyin Alkaç adına kayıtlı ………. GSM hat numarası kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 09.27.01 sn de 1 (bir) kez arama yönlendirme seklinde saat 14.39.55 sn de irtibatının olduğu
– Fatih Danacı adına kayıtlı ………. GSM hat kullanıcısıyla Çankaya Köşkünde baz bilgisinin bulunduğu sırada 16.07.2016 tarihinde saat 09.33.58 sn ile saat 11.46.29 sn de 4 (dört) kez irtibatının olduğu
– Ümit Hilmi Tekelioğlu adına kayıtlı ………. GSM hat numarası kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 09.37.31 sn de 1 (bir) kez irtibatının bulunduğu ve baz bilgisinin Çankaya Köşkü olarak görüldüğü
– Sadık Üstün adına kayıtlı ………. GSM hat kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 09.44.11 sn de 1 (bir) kez irtibatının bulunduğu ve Çankaya Köşkü olarak baz bilgisinin olduğu
– Hava Kuvvetleri Komutanlığı adına kayıtlı Cigili /İzmir 2. Ana jet üst komutanı Kubilay Selçuk ismine tahsisli ………. GSM hat kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 09.57.53 sn ile 14.41.55 sn arasında Çankaya Köşkü’nde baz bilgisi bulunduğu sırada 4 (dört) kez irtibatının bulunduğu
– 1. Ana Jet üs Komutanlığı adına kayıtlı ………. hat numarası ile 16.07.2016 tarihinde saat 11.47.23 sn ile 14.29.01 sn arasında 10 (on) kez irtibatının bulunduğu bu süre içerisinde kendi baz bilgisinin Çankaya Köşkü olarak görüldüğü
– Akın Öztürk adına kayıtlı ………. GSM hat kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 16.07.2016 tarihinde saat 11.57.26 sn ile saat 15.38.39 sn arasında Çankaya Köşkü’nde baz bilgisinin olduğu süre içerisinde 4 (dört) kez “aranmak” sureti ile irtibatının bulunduğu
– Genelkurmay Bşk adına kayıtlı yaş üyesi Akın Öztürk adına tahsisli ………. GSM hat kullanıcısıyla 16.07.2016 tarihinde saat 13.08.01 sn ile 13.54.06 sn arasında kendi baz bilgisinin Çankaya Köşkü olduğu süre içerisinde 3( üç) kez irtibatının olduğu
– Alaettin Dişli adına kayıtlı ……… hat numarası kullanıcısıyla Çankaya Köşkü’nde baz bilgisinin olduğu süre içerisinde 1 (bir) kez aramak sureti ile irtibatının bulunduğu
– 1. Ana Jet üs Komutanlığı adına kayıtlı ……… hat numarası ile 16.07.2016 tarihinde saat 14.15.06 sn de ve 14.27.54 sn de Çankaya Köşkü’nde baz bilgisinin olduğu süre içerisinde 2 (iki) kez “aranmak” sureti ile irtibatının olduğu
– Genelkurmay Bşk adına kayıtlı ………. hat kullanıcısı ile 16.07.2016 tarihinde saat 08.06.26 sn ile 09.53.02 sn de iki kez irtibatlı olduğu
– Abone bilgisi bulunmayan ………. hat numarası ile 16.07.2016 tarihinde saat 11.42.56 sn ve saat 11.43.05 sn de iki kez “aradı” şeklinde irtibatının olduğu
-Savcılık: Şüpheli Çankaya Köşkü’nde Toplantılara Katıldı-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde Darbeci Mehmet Dişli’yle ilgili olarak “sonuç” bölümünde de şu dikkat çekici değerlendirme yapıldı:
“Şüpheli Mehmet Dişli hakkında yapılan soruşturma ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile Sayın Başbakan’ı telefonla görüştürdükleri, telefonda Org. Akar’ın Sayın Başbakana, ‘Hiçbir pazarlık sözkonusu olmayacak, askeri savcı, Cumhuriyet savcısı, polis ve inzibata teslim olacaklar’ dediği, akabinde MİT Müsteşarını da arayarak bilgi verdiği, yapılan bu görüşmeler sonucunda Hulusi Akar’ın Çankaya Köşkü’ne gitmek için helikoptere bineceği sırada, Dişli’ye Üs’te kalmasını söylediği, Mehmet Dişli’nin de kendisini kurtarmak maksadıyla, telefonla güvenliği sağlamak bahanesiyle helikoptere bindiği, uçuşun ardından Org. Akar’ı taşıyan ve içinde Dişli’nin de olduğu helikopterin, Çankaya Köşkü’ne iniş yaptığı, burada yapılan bazı toplantılara katılan şüphelinin, Hulusi Akar’ın talimatıyla 16.07.2016 saat 16.30’da gözaltına alındığı…”
Bir darbeci… Çankaya Köşkü’ne çıkıyor… Çıkmakla kalmıyor, saatlerce toplantı yapıp “kriz masasını” yönetiyor…
Türkiye bunu da gördü işte!..
Müyesser YILDIZ
11 Mart 2017
Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/makale/darbenin-kritik-ismi-mehmet-disli-cankayada-toplanti-yapmis-1103171200-111405