İçeriğe geç

Habur’daki Çadır Mahkemesi Vakası Gibi… Keşfe Gidildi Karargâhta Mahkeme Kuruldu…

19 Ekim 2009 tarihi Türk hukuk tarihi açısından acı bir dönüm noktası olmuştu. PKK açılımı kapsamında teröristbaşının talimatıyla sınıra gelen teröristler için Habur’da “çadır mahkemesi” kurulmuş, pişmanlık beyanları olmamasına rağmen bunlar serbest bırakılmıştı.

Yıllar sonra 14 Nisan 2017 tarihinde Ankara’da benzer bir olayın yaşandığı ortaya çıktı.

Konu, 15 Temmuz darbe girişiminde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda Semih Terzi’yi öldürdükten sonra şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir davası.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 22 Mart’taki son duruşmasında, 14 Nisan’da olay yerinde üç kişilik bilirkişi heyetiyle keşif yapılması ve keşifte Albay Oğuz Tozak, Albay Mustafa Yılmaz Sayar, GATA Kurmay eski Başkanı Albay Muammer Alper ile Astsubay Kamil Aksoy’un hazır edilmeleri için müzekkere yazılması kararlaştırıldı.

O keşif 14 Nisan’da yapıldı. Önce keşfe ilişkin olarak Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberi paylaşalım. “ÖKK Karargâhında Şehit Halisdemir Keşfi” başlıklı haberde şöyle denildi:

“Darbeci general Semih Terzi’yi vurarak, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’i şehit edenlerin yargılandığı dava kapsamında, Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) karargahındaki keşif işlemine başlandı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsmail Ademoğlu başkanlığında üç kişilik bilirkişi heyetiyle yapılan keşif işlemi sırasında Albay Oğuz Tozak, Albay Mustafa Yılmaz Sayar, dönemin GATA Kurmay Başkanı Albay Muammer Alper ile Astsubay Kamil Aksoy da hazır bulundu. Halisdemir’in şehit edilmesine ilişkin yapılan keşif işlemi, 15 Temmuz gecesi Terzi ile Diyarbakır’dan Gölbaşı’ndaki ÖKK karargahına gelen askerlerin savunmaları, tanık beyanları ve olay yeri görüntüleri doğrultusunda yapılıyor. 18 sanığın yargılandığı davanın son duruşmasında alınan ara karar gereği, Gölbaşı Oğulbey’deki ÖKK karargahında keşif yapılması kararlaştırılmıştı.”

-Tanık Huzura Alındı-

Şimdi de gerçekte o gün neler olduğunu, mahkeme tutanaklarından aktaralım.

Keşfe; Mahkeme heyeti, savcı, katip ve mübaşirin yanısıra, üç bilirkişi, sanık avukatları, mağdur/müşteki şehit Ömer Halisdemir’in ailesinin avukatı, mağdur/müşteki İsmail Oğuz ile o gece karargâhta darbecilerin derdest edilmesi sırasında yaşanan çatışmada ölen Nedim Şahin’in çocukları katılmış. Ayrıca tanıklar Oğuz Tozak, Mustafa Yılmaz Sayar, Tan Dervişoğlu ve Kamil Aksoy da hazır edilmiş.

Buraya kadar normal.

Normal olmayan şunlar:

Birincisi; Ömer Halisdemir’in nasıl şehit edildiği yerinde görülecekse, tanıkların da bilgisine başvurulur. Lâkin mesela Oğuz Tozak, olayın tanıklarından değil. Ertesi sabaha kadar ÖKK Nizamiyesinin önünde içeri girmeye çalışan, ancak darbeciler teslim alındıktan sonra Karargâh’a gidip, sadece Halisdemir’in naaşını gören komutanlardan birisi.

İkincisi; Mahkemenin keşifte hazır edilmesi için müzekkere yazılmasını kararlaştırdığı isimlerden farklı bir isim var. 15 Temmuz’da GATA Kurmay Başkanı olan ve darbe girişimi sırasında da GATA’da bulunan, 15 Temmuz’dan sonra Bolu Komando Tugay Komutanlığına getirilen Albay Muammer Alper gelmemiş, ama listede yer almayan Tan Dervişoğlu keşifte hazır bulunmuş.

Üçüncüsü; Bilirkişi olarak seçilen üç isim de polis. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerin, “Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı listesinde olmadıkları anlaşıldığından”, yeminleri keşif mahallinde yaptırılmış ve yapacakları işler anlatılmış.

Dördüncüsünu tutanaktan aktaralım:

“Tanık Oğuz Tozak huzura alındı. Kimliğinin tespitine geçildi. Usulen yemin edeceği, izin verilmeden mahkeme salonunu terkedemeyeceği hatırlatıldı.”

Sonra?

15 Temmuz’dan sonra Tuğgeneralliğe terfi ederek, Ankara Merkez Komutanı olan Oğuz Tozak ifade veriyor. Sanık avukatlarının yönelttiği soruları cevaplıyor.

Sonra?

Avukat Çiğdem Koç, “Tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri bizi müvekkillerimiz nezdinde zor durumda bırakmaktadır. Zira müvekkillerimizin de sormak isteyeceği sorular bu uygulama nedeniyle cevapsız kalmaktadır. Eğer mümkünse dinlenecek olan diğer tanıkların duruşma sırasında dinlenilmelerini talep ediyoruz” diyor.

Diğer avukatlar da bu talebe katılıp, “yargılamanın sıhhati açısından önemli olduğunu” hatırlatınca ara karar alınıyor. Bu kararı yine mahkeme tutanağından okuyalım:

“Sanık müdafilerinin beyanları ve keşfin işleyiş tarzı gözönünde bulundurularak, tanıkların duruşma salonunda ve duruşma günü dinlenilmesine oy birliğiyle karar verildi, açık yargılamaya devam edildi. Hazır edilen ve dinlenilmeyen tanıklara duruşma günü tebliğ edildi. Olay yeri, tanık beyanı, sanık savunmaları ve dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler gözetilerek bilirkişilerle birlikte gezildi. Gerekli incelemeler yapıldı. Bilirkişilere gerekli talimatlar verildi. Bilirkişilerden soruldu: Mahkeme heyeti ile birlikte keşif mahallini gezdik. Mahkeme heyetinin talimatları doğrultusunda incelemelerimizi ve ölçümlerimizi yaptık. Tarafımıza mehil verildiğinde ayrıntılı rapor ve krokimizi dosyaya ibraz edeceğiz dediler. Katılanlar ve vekillerinden bilirkişi ve tanık beyanlarına karşı soruldu: Yapılan keşfe ve dinlenen tanık beyanlarına bir diyeceğimiz yoktur, bilirkişi heyeti raporunu verdiğinde gerekirse beyanda bulunacağız dediler. Cumhuriyet Savcısından soruldu: Yapılan keşfe bir diyeceğim yoktur. Bilirkişi heyetine raporunu hazırlaması için süre verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi. Gereği düşünüldü: Bilirkişilere istenen hususlarda ayrıntılı rapor ve krokilerini hazırlamaları için 10 günlük süre verilmesine…”

Yeniden mahkeme düzeni kurulup, tanık ifadesi alınmasına dönersek;

Özel Kuvvetler Komutanlığı arazisinde keşfe, olay yeri incelemesine gitmişsiniz… Ama burada duruşma yapıp, tanık ifadelerini almaya başlamış, avukatların itirazı üzerine diğer tanıkları dinlemekten vazgeçmişsiniz.

Peki keşif mahallinde mahkeme nerede kuruldu, daha önemlisi Adliye binası dışında duruşma yapılabilir mi?

Öğrendiğimiz kadarıyla, mahkeme Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın özel toplantı odasında kurulmuş. SEGBİS yani sesli ve görüntülü kayıt da alınmamış.

Adliye binası dışında duruşma yapılması meselesine gelince; Hukukçular, normalde yapılamayacağını, acil durumlarda çok sınırlı kullanılan bir yöntem olduğunu söylüyor.

Yazıyı bu davadaki diğer tuhaflıkları hatırlatarak, bitirelim:

– Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın Savcılık ifadesi, İddianame tamamlandıktan sonra alındı.

– Aksakallı mahkemede tanık olarak dinlenecekti. Ancak mazereti olduğunu, duruşmaya gelemeyeceğini bildirince, sanık ve avukatlarının hazır bulunmadığı özel bir celsede ifade verdi.

Son olarak, keşifte yaşananlar… Sahi bu davada neler oluyor?..

Müyesser YILDIZ

3 Mayıs 2017

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/kesifte-yasanan-cok-tuhaf-anlar-0305171200.html

Kategori:Uncategorized