Yarın G-20 Zirvesi için Almanya’ya gidecek olan Erdoğan ziyaret öncesi Die Zeit Dergisi’ne yaptığı açıklamada, Başbakan Angela Merkel’le bir problemi olmadığını söyledi.
Hayret!..
Kabaca bir liste yapalım.
-Soykırım İftirası-
Alman Parlamentosu geçen yıl Ermeni soykırım iftirasını kabul ettiğinde; “Elinden geleni yapacağını söylemişti. Ben 40 yıldır siyasetin içindeyim. Grubun ikna edilememesini anlayamıyorum. Keşke katılıp, oyunu verseydi. Senin elinden gelen parlamentoda oylamaya katılmamak mı? Burada eğer dürüst bir davranışın olsa katılırdın, o hani bir hanımefendi ‘ret’ dedi ya, ikinci ‘ret’ de senin oyun olurdu, ben de seni alkışlardım. Şimdi, kısa bir süre önce bana başka konuşacaksın, yarın bu karar çıkacak. Merak ediyorum benim yüzüme nasıl bakacaklar?” diyen Erdoğan’dı.
-Darbecilerin İade Edilmemesi-
O karara tepki için Alman milletvekillerine İncirlik’teki askerlerini ziyaret yasağı kondu. Sonra nasıl olduysa bu yasağın gerekçesi, Almanya’daki “FETÖ’cü” darbecilerin iade edilmemesi yapıldı.
Erdoğan, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ve 17/25 Aralık Savcısı Celal Kara ellerini kollarını sallayarak, “firar” ettiğinde, Almanya’ya şöyle seslendi:
“Şimdi öyle zannediyorum ki, süratle bunlarla ilgili büyük ihtimalle kırmızı bülten çıkacaktır. Kırmızı bültenle Almanya’yı da göreceğiz ne yapacak? Eğer yapmazsa, Almanya bizden herhangi bir suçluyu, Tayyip Erdoğan imzasıyla alamaz. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir.”
Merkel’in yüzüne karşı da şunları söyledi:
“Benim ülkemde darbe yapacak ve bu kişi Almanya’ya kaçıyorsa, bunlara karşı Almanya yönetiminin de haklısınız adalet bakanları birbirileriyle ilişki kurarak belge bilgi bunlar gönderilir ama biz ABD’ye de 85 koli belge yolladık. Hala yargıdan çıkacak karar bekleniyor. Bu konularda çok daha seri karar almak suretiyle bir an önce neticeye varırsak isabetli olur diye düşünüyorum… Almanya’da PKK’lıların anlayışla karşılanmasından, FETÖ elemanlarının güvence altına alınmasından duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdik. Ve, darbeci askerlerin iltica taleplerinin kabul edilmesine tepkimizi en sert şekilde gündeme getirdik ve ‘Bunu nasıl yaparsınız?’ diye sorduk.”
Merkel’in Erdoğan’dan bir talebi vardı; Tutuklu olan Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in bırakılması. Erdoğan’ın Merkel’e cevabı şu oldu:
“Şansölye, ‘Bizim burada bir gazetecimiz var. Bunu bırakmanızı özellikle istiyoruz’ diyor. ‘Ben 4 bin 500 PKK’lı teröristin dosyasını size verdim ve bu teröristlerin iadesini istedim. Verdiniz mi?’ dedim. ‘Yargı bakıyor’. ‘E bizde de bırakın yargı baksın’. Onunla ilgili kararı bizde yargı verir; çünkü bizde yargı bağımsızdır. Biz karışamayız. Bir müddet orada sakladılar. Sonra geldi, mahkemeye çıktı. Mahkeme tutukladı. Şu anda içeride. Bu süreç, böyle devam edecek… Onlar kafayı Deniz’e takmış durumdalar. Ben de kendilerine ‘Sizde çok Deniz var, ben size bunların dosyalarını da verdim’ diye hatırlattım.”
-Alman İstihbaratının Türkiye’ye Dinlemesi-
2014’te Alman İstihbarat Örgütü BND’nin Türkiye’yi dinlediği ortaya çıktı. Erdoğan şöyle tepki gösterdi:
“Şu anda Türkiye ile ilgili bu süreci liderlerle bir araya geldiğimizde kendileriyle çok açık, net konuşacağım. Dünyada istihbaratı güçlü olan ülkelerin, farklı ülkeleri dinlememe diye bir şeyi yoktur. Bunu da hepimizin bilmesi lâzım. Bunu hepsi yapıyor. Dolayısıyla bu konuda neyi, nasıl yaptı, nasıl deşifre ettikleri, bunlar çok çok önemli. Önümüzde NATO Zirvesi var, BM Genel Kurulu var. Buralarda yapacağımız görüşmelerde bunları tabi liderler olarak da aramızda konuşacağız. Öyle zannediyorum ki dünya barışını tehdit eden bu tür açıklamaları, herhalde bundan sonra daha kontrol altına alma gibi bir durumları olabilir.”
-Türkiye’nin AB Üyeliğine Karşı-
Merkel, Kıbrıs’ta Rum-Yunan tezlerini desteklediği gibi, defelarca Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu ve bunu da Erdoğan’ın yüzüne söylediğini açıkladı.
Ve sadece 3 gün önce Merkel’in partisi, seçim programına, “Türkiye’nin AB üyeliğine karşıyız” diye yazdı.
AB üyeliğini yıllardır “stratejik öncelik” sayan Erdoğan için bu da bir “sorun” değil ki, herhangi bir tepki vermedi.
-Merkel Teröristleri Desteklemiyor mu?
Referandum sürecinde Almanya ve Hollanda’da yaşananlar malum. Dışişleri Bakanının uçağının inmesine izin verilmedi… AKP’li Bakanlar konuşturulmadı… Merkel referandumdan sonra Erdoğan’a arayıp kutlamadı. Peki Erdoğan o günlerde Merkel hakkında neler söyledi? Şunları:
“AB ülkelerinin hepsini aynı kefeye koymak istemiyorum, ama bazıları Türkiye’nin bu yükselişini çekemiyor. Almanya çok açık bir şekilde terör örgütlerine destek veriyor. İstediğin kadar sen Hollanda’nın yanında yer al. Sayın Merkel sen teröristlere destek veriyorsun. 4500 dosya elinde ve sen bunun hesabını veremiyorsun. Senin devlet televizyonun ‘hayır’ için yayın yapıyor. İşte sen busun. Avrupa’daki vatandaşlarıma sesleniyorum. Türkiye sevdalısı kim varsa desteklerinizi onlara verin. Viyana sözleşmesi bunların faşistlikleridir. Bunların Viyana Sözleşmesi anlayışı budur. Bunlar yeni Nazi akımıdır. 32 vatandaşımız Hollanda ‘da yaralandı bunların yedisinin durumu ağır. Ve Merkel’de Holanda’nın yanında yer alıyor. Sana yazıklar olsun ya. Demek ki sen de onlarla aynı kafadasın.”
“Sen, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına adeta kapını kapatıyorsun, bakanlarına kapını kapatıyorsun, uçuş izni vermiyorsun, oraya gidenleri konuşturmuyorsun. Hollanda’da atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine süren, benim bakanıma arabada mahkumiyet verene sen diyorsun ‘Ben de Hollanda’nın yanındayım.’ Peki, sen Hollanda’nın yanında mısın? Güzel, ben de halkımın ve Hakk’ın yanındayım. Böyle devam edeceğiz”
“Utanmasalar, yeniden gaz odalarını, toplama kamplarını gündeme getirecekler, ama şimdilik ona cesaret edemiyorlar. Biz Srebrenitsa’yı unutabilir miyiz? Srebrenitsa’da 834 bin Boşnağı katledenleri, şehit edenleri unutabilir miyiz? İşte bu zihniyet, bu Hollanda zihniyeti budur. Daha bunun başka gerisi de var. O yüzden faşist deyince rahatsız oluyorlar, bu Nazi anlayışı deyince rahatsız oluyorlar. Ve hemen Avrupa’da ortakları onlara sahip çıkıyor. Başta Merkel. O da ona sahip çıkıyor. Sen de şu anda Nazi uygulamasını yapıyorsun. Kime? Almanya’daki benim Türk kardeşlerime veya oraya giden bakan kardeşlerime, milletvekili kardeşlerime.”
“Merkel tebrik için henüz aramadı. Bunu bir suçluluk pskilojisi olarak değerlendirebiliriz.”
-Referandum Bitti Sorunlar Bitmedi-
Başkanlık referandumu bitti, Erdoğan bu sözlerinin tamamını unuttu; Ama Almanya’nın ülkemize karşı tavrı aynen devam ediyor.
Soykırım iftirası yerinde duruyor… PKK ve “FETÖ’cülere” yardım yataklık ediliyor… Kıbrıs’ta Rum-Yunan destekleniyor… Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkılıyor vs.
Sadece Türkiye değil, Erdoğan’la ilgili sorunları da sürüyor.
Yarınki zirveye bazı polisleri getirmemesi istendi… “Miting yapamazsın” denildi… Büyükelçilikte yapacağı konuşmanın videosunun dağıtımı yasaklandı… Nihayet G-20 aleyhine yapılacak gösterilerde, sadece PKK lehine slogan atılmasına izin verilmeyeceği duyuruldu. Demek ki, Erdoğan aleyhine sloganlara izin verilecek…
Ve tüm bunlara rağmen Erdoğan Almanya’ya gidiyor, dahası, “Merkel’le bir problemim yok” diyor.
Merkel’e bu muhabbetin sebebini anlayan var mı? Ve dahi bunlar sorun değilse, ne sorun sayılacak?
Erdoğan 2010’da Başbakanken bir Almanya ziyareti öncesi, Merkel’in ülkesinde Türk lisesi kurulmasına izin vermemesine şöyle tepki göstermişti:
“Türkiye şamar oğlanı mı? Türkiye’de Almanca eğitim yapan okullar var. Biz rahatız. Üniversite talebinde bulundular. Beykoz’da 120 dönüm fidanlık yeri veriyoruz. Merkel’den bu yaklaşımı hiç beklemezdim.”
Evet, şahsının problemi olmayabilir ya da bunları problem görmüyor olabilir, ama Türk Milleti’nin, hem ülkemizi hem şahsını böylesine istiskal eden Merkel’le problemi çok ve Türkiye’nin “şamar oğlanına” çevrilmesine gönlü hiç mi hiç razı değil!..
Müyesser YILDIZ
6 Temmuz 2017
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdogan-merkele-bir-problemin-olmadigini-soyledi-ama-milletin-var-0607171200.html