İçeriğe geç

Sevr’cilerle Bu Ne Dostluk?!.

Devletin başı, “Bize Sevr’i dayattılar, Lozan’a razı olduk… Lozan tartışılmaz bir metin değildir, kutsal bir metin asla değildir” dese de bugün 94’üncü yıldönümü olan Lozan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu senedi, Türk Milleti’nin medar-ı iftiharıdır.

Lozan olmasa, Sevr olacak; Bu topraklar ve bu millet parça parça edilecekti.

Sevr’in en önemli hedefi, “Kürdistan”ın kurulmasıydı.

Son yıllarda başımıza neler geldi, geliyor ve gelecekse, ilk sebebinin bu proje olduğunu ve yine bizzat devletin başının geçen yıl, “Önümüze Sevr’i koydular” itirafında bulunduğunu hatırlatıp, bir kez daha acı gerçeklere bakalım.

-İsrail’le Planlar Yapan Suudi Arabistan Kardeşimiz-

Erdoğan dün Körfez Krizi’ni çözmek için yola çıkarken, Suudi Arabistan’ı, “Bölgenin büyüğü, akil ülkesi” olarak nitelendirdi, Kral Salman için de “Aziz kardeşim” dedi.

2015’te İsrail’le birlikte Türkiye’yi de kapsayan “Büyük Kürdistan” planları yapan…

Daha 1 ay önce Suriye Kamışlı’da ABD, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri temsilcileriyle teröristbaşının fotoğrafının asılı olduğu bir odada toplantı düzenleyen…

Katar krizi patlak verdiğinde, PKK’nın Suriye kolu PYD’nin başı Salih Müslim’le masaya oturan…

Ve geçen hafta BM Daimi Elçisi, “Türk kardeşlerimizin, Arap dünyasında gizli ya da belirli ölçüde istenmeyen bir (askeri) müdahale etme döneminin çoktan bittiğini anlaması lazım. Eğer Türkiye yapıcı bir rol oynamak istiyorsa, bunu hoş karşılarız, ancak bu rolü askeri üs ya da askeri müdahale ile oynamak isterlerse bu verimli bir durum olmaz” diye gözdağı veren Suudi Arabistan!..

“Akil ülke” ve “kardeşimiz”miş!..

-Tüm Seçimleri Hileyle Kazanan Barzani Dostumuz-

Ülkemiz yöneticilerinin, “Büyük Kürdistan” projesinin koç başı Barzani ile muhabbetleri, “ağabey-kardeş” hukuku malûm.

“Postal yalayıcı” diyor, muhatap almıyorlardı;

Bölgedeki yegâne “dost” kılındı. Irak’ın parçalanmasını hızlandıracağı belliyken, onunla anlaşmalar imzalandı.

En ucuz elektrik ona verildi… “Barzanistan” imar ve inşaa edildi… Peşmergeleri eğitildi… Memurlarının maaşları ödendi.

Diyarbakır’da “Kürdistan bölge başkanı” olarak ağırlandı.

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, “PKK Erbil’deki yönetimi tehdit ederse, bu tehdidi bize yapılmış bir tehdit olarak kabul ederiz… Mesud Barzani’yi yerinden etmek isteyenler ona karşı bir hareket içinde… Barzani’nin Türkiye’ye olan yakınlığı birilerini rahatsız ediyor… Barzani bizi rahatsız edecek iş yapmıyor” diyerek, ona kalkan oldu. Yasin Aktay da geçen Aralık’ta AKP Sözcüsü sıfatıyla FETÖ, YPG, PYD ve PKK’nın “milli bir çizgide” olan Barzani’ye karşı darbe yapmak istediğini belirterek, “Resmi görüşümüz şudur; Biz Irak’ın bölünmesini istemiyoruz. Ne Irak’ın ne de Suriye’nin. Çünkü parçalanmaktan hiç kimse güçlenmemiştir. Yine de bu konu Irak’ın iç işleridir, alacakları karara saygı duyarız” şeklinde açık çek verdi.

Barzani paçavrası, Çankaya Köşkü başta olmak üzere ülkemiz topraklarında dalgalandırıldı.

Devletin başının Lozan’ı beğenmeme sebebi, “Misak-ı Milli hedefinin gerçekleşememesi”, yani Musul ve Kerkük’ün sınırlarımız dışında kalmasıydı. Herhalde Barzani’nin sözde anayasa taslağında Sevr’e atıf yapıldığından ve Kerkük’ün başkent sayıldığından haberi yoktu. Peki Barzani, oraya da paçavrasını astığında ne oldu?.. İndirmesini istedi. İndirmediği gibi 25 Eylül’de yapmayı planladığı “Barzanistan” referandumuna Kerkük’ün de dahil edileceğini açıkladı.

Devletin başı, şu yumuşak açıklamayla yetindi:

“Erbil’de yapılacak olan referandumu doğru bulmuyorum. Bu konu ile ilgili olarak Kuzey Irak Yerel Yönetimine düşünmemizi ilettik. Çünkü yarın Kuzey Irak Yerel Yönetimi bundan pişman olacak. Zira Barzani ve Kuzey Irak Yerel Yönetimi henüz buna hazır olmadığı gibi, bu Irak’ın bütünlüğüne de aykırı bir adımdır.”

“Dost” Barzani oralı bile olmadı; “Geri adım atmayacağız. Önümüzde kimse duramaz” demekle kalmadı, referandum kampanyasında, “Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek dil” sloganının benzerini kullanmaya başladı.

Uzatmayalım;

Barzani’nin referandum için BM’den gözlemci istemesi üzerine Cumhurbaşkanlığı Başdanışması İlnur Çevik’in 10 Haziran’da, “İş tamamen yanlış ve uluslararası kurallara aykırı… Barzani bu hassasiyeti Kürt bölgesinde yapılmış olan ve yapılacak bütün seçimlerde gösterse ya? Ama gösteremez çünkü o seçimlerin maalesef hepsi hileli hurdalı…” itirafında bulunduğunu,

Ankara karşı çıkıyormuş gibi görünürken, bağımsızlık referandumu için Diyarbakır’da çalıştay düzenlendiğini,

Ve Barzani’nin partisi KDP’nin Politbüro üyesi, Irak eski Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin, “Bağımsız Kürdistan referandumuna sadece İran karşı çıkıyor” dediğini hatırlatalım, yıllardır nasıl bile bile lades oynandığını anlayın.

-Sevr’in Patronu Neyimiz Oluyor?-

BOP görünümlü günümüz Sevr’inin patronu ABD’ye gelince; “Kandırılma” listesinde çok geriye gitmeye gerek yok.

Birkaç gün önce Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, Suriye’deki “müttefikleri” SGD (Suriye Demokratik Güçleri)’nin gerçekte YPG olduğunu, bu “zekice” isim değişikliği fikrini kendilerinin verdiğini, PKK/PYD’yi “evrimden geçirip, askerleştirdiklerini” açıkladı.

Yani hepimizin bildiği malumu ilân etti.

Peki devletin başının bu pervasızlığa tepkisi ne oldu?

“Ha Ali, ha Veli, değişen bir şey var mı? Yok. Biz kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz, her ikisi de aynı. Bunların nerede, nasıl cirit attığı hepsi zaten ortada. Aslolan tabelayı değiştirmek değil, içeride ne var budur ve bunları zaten istihbaratıyla, her şeyiyle takip eden bir Türkiye var. Hep söylüyorum, biz bir kabile devleti değiliz, biz asırlara baliğ altyapısıyla, her şeyiyle güçlü yapılanması olan bir devletiz, kimin kim olduğunu gayet iyi biliriz. Ve Türkiye’de de arazide dolaşanların içerisinde onlar orada bu tür isim değişikliklerini yaparken, ama kollarındaki kokartlarla, malum terör örgütünün kokartını taşıyan, hatta bölücü terör örgütünün başının resmini dahi oralara koyanları da biliyoruz. Biz bunların hepsinin resimlerini videoyla vesaireyle hepsine bunları gösterdik. İsim değiştirmişler, yok bunları yutmak mümkün değil” dedikten sonra maalesef şunu söyledi:

“Ve dostlar birbirini aldatmamalı.”

Sözün ve “Aldatıldık, kandırıldık” söylemlerinin bittiği yerdeyiz!..

Nokta da Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten olsun:

“Mevcudiyet-i Milletimize düşman olanlara dost olmayalım.”

Önemli Not: Erzurum Kongresi ile Hatay’ın Anavatan’a katılmasının yıldönümünü bir gün önceden kutlayan Saray, Lozan’ı öğleden sonra hatırlayıp, saat 14.00’te mesaj yayınladı. Başbakanlık’tan ise henüz (Saat 14.00 itibarıyla) Lozan mesajı yok!..

Müyesser YILDIZ

24 Temmuz 2017

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/lozana-kufredip-sevrcilerle-dost-oldular-2407171200.html

Kategori:Uncategorized