İçeriğe geç

Akar ve Özel’in “Kod Adını” Veren İtirafçı Öyle Bir Çarketti ki!..

3 ay önce yazdığımız “Hulusi Akar ve Necdet Özel’in Cemaatteki Adı Neydi?” başlıklı yazıyı, “Şu itirafçı veya gizli tanık meselesi işleri giderek daha da karışacağa benziyor” tespitiyle bitirmiştik. Maalesef aynen bu yaşanıyor.

O yazıda anlattığımız “tanıklık” hikâyesi özetle şuydu:

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki “mahrem imam” yapılanması iddianamesi Ağustos’ta hazırlanmıştı. 71 şüpheli hakkındaki iddianamede, 1 numaralı şüpheli ve aynı zamanda “gizli tanık” olan “Emre” kod adlı K.Y. idi. Söylendiğine göre, yapılanmanın tüm karanlık noktaları onun itirafları sayesinde aydınlanmıştı.

Peki niye tutuklanmıştı? Savcılığa göre, “sınırlı” bilgi vermiş, daha sonra Savcılık ve Sulh Ceza Hakimliğindeki itiraflarını kabul etmemiş, ayrıca cezaevine gönderilen KKK personeline ait fotoğraf kataloğunun yüklü olduğu CD’den teşhis yapmayı reddetmişti. Bunu, “bilinçli bir örgüt tavrı” olarak değerlendiren Savcılık da “etkin pişmanlıktan” yararlanma koşullarının oluşmadığı sonucuna varıp, tutuklanmasını istemişti.

2012-2014 arasında yani Hulusi Akar’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde, mahrem hizmetler biriminde “Müdür yardımcısı, müdür ve temsilci” konumlarında örgütsel faaliyet yürüttüğü belirtilen K.Y. Savcılık ifadesinde, Akar ve dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel hakkında da ilginç iddialarda bulunmuştu.

Akar ve Özel’in “Cemaatçi olup olmadığını bilmediğini, ancak cemaat çevrelerinde Akar’dan ‘Halis’, Özel’den “Naci’ ismiyle bahsedildiğini” söyleyen K.Y., “Bu isimler kod adı adı da olabilir, onların bilgisi dışında cemaatçilerin kullandığı isim de olabilir” demişti.

Dikkat çekici husus; K.Y.’ın bu iddiası başta olmak üzere Akar’la ilgili birçok beyanının iddianamede olmamasıydı.

-Ankara’da Söyledi-

K.Y. Savcılık tarafından 5 Eylül 2016’da tutuklama istemiyle Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevkedildiğinde, “Şüpheli için Ankara Barosu tarafından görevlendirilen Av. A.K.’ın geldiği ve salondaki mahsus yerine alındığı” tutanaklara geçirildi.

Ardından şüpheliye hakları okundu. K.Y., “Haklarımı anladım. Savunmamı avukatımla yapacağım” dedi. Tutanağa göre, Avukat da savunmanın hakimlik huzurunda yapılmasını talep etti.

Bu arada söz alan şüpheli K.Y. ifadelerinin SEGBİS (Sesli ve görüntülü sistem) ortamında alınmasını istemediğini bildirdi. Yine tutanağa göre Avukat, “Takdir hakimliğinizindir” dedi.

Hakim, “Şüpheli beyanını da gözününe alarak” sorgunun SEGBİS harici yapılmasına karar verdi.

K.Y. sorgusunda, Polis ve Savcılık’ta detaylı ifade verdiğini belirtip, bunların okunmasını istedikten sonra şunları söyledi:

“Okunan ifade bana aittir. Doğrudur. Savunmam olarak aynen tekrar ederim. Yaptıklarımdan pişmanım. Bu yapının gerçek yüzüne 15 Temmuz’da gördüm. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum.”

Avukat da savunmaya aynen katıldığını beyan edip, şüphelinin tutuksuz yargılanmasını veya adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep etti.

Ve mahkeme K.Y.’ın tutuklanmasına karar verdi.

-Sivas’ta İnkâr Etti-

K.Y. 25-26 Ağustos 2016’daki Savcılık ifadesinde, “Cemaatçi olarak bildiği subaylar” başlığı altında Akar’ın yakın çalışma ekibinden 3 kişinin yanısıra 6 subayın daha ismini vermişti.

Bunlar arasında 15 Temmuz döneminde Sivas Garnizon Komutanı olan ve darbecilerin sözde atama listesine göre, Sivas sıkıyönetim komutanlığına atanan eski Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır da vardı.

K.Y. Sağır hakkında, “Takip edebildiğimiz kadarıyla en son Sivas Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu. Ben onu daha alt rütbelerden tanıyorum. Albay rütbesindeyken, Kara Kuvvetleri Karargâhında çalıştığında karşılaşmıştık. Cemaat mensubu öğrenciydi. Evime gelen kişilerden biriydi. Hatırladığım kadarıyla 6-7 senedir kendisiyle görüşmedik. Darbe girişimi sonrası resmini gazetelerde görünce kendisini tanıdım” demişti.

İşte bundan dolayı Sağır’ın yargılandığı Sivas’taki Mahkeme, K.Y’ın tanık olarak dinlenmesini kararlaştırdı.

Önce 30 Kasım 2017’de bulunduğu cezaevinden SEGBİS’le ifadesi alındı.

FETÖ/PDY terör örgütü yöneticiliği suçlaması ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı soruşturma kapsamında yargılandığını hatırlatıp, görülecek o davada ifadesini kabul etmediğini söyleyeceğini açıklayan K.Y. şöyle devam etti:

“Avukat olmadan alınmış bu ifademi kabul etmiyorum. Tanıklık yapmak istemediğime dair mahkemenize dilekçe de göndermiştim. Fatih Celaleddin Sağır isimli kişiyi tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadedeki Sağır’la ilgili bölümü hatırlatıp, yeniden sordu. K.Y., “Bu ifademin mahkemeniz sanığı Fatih Celaleddin Sağır ile ilgili bölümünde yazılı olan hususları ben söylemedim. Bu beyanları kabul etmiyorum. Fatih Celaleddin Sağır gibi bir isim tanımıyorum. İşkence altında alınmış bir ifade olup, kişiler ile ilgili ispatlayamayacağım hususlarda bulunduğum ithamlar ilerde bana karşı hukuk davası açılmasına sebebiyet verebileceğinden kimseyle ilgili ispatlayamayacağım bir ithamda bulunamam” dedi.

Mahkeme Başkanı, ifadesini Cumhuriyet Savcısı huzurunda verdiğini hatırlatıp, bir kez daha sordu.

K.Y., ifadesini kabul etmediğini tekrarlayıp, şu karşılığı verdi:

“Sulh Ceza Hakimliği’nde de kabul etmediğimi beyan etmiştim.”

-Hakime “Profesyonel Suçlu” Dedi-

Sivas’taki mahkeme, K.Y.’ı 19 gün sonra bir de huzurda dinledi. 5 Eylül’de Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgu tutanağı okunduktan sonra bir kez daha soruldu.

Aynen şunları söyledi:

“Doğrudur, önceki beyanımda ben Sulh Ceza Hakimliğindeki ifademi kabul etmediğimi beyan etmiştim. Okuduğunuz Sulh Ceza Hakimliği tutanağı sahtedir. Hakim hakkında HSYK’ya suç duyurusunda bulundum. İlgili zabıt katibi hakkında yine suç duyurusunda bulundum. Ancak hakimin söylediklerini yazmak zorunda olduğundan takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararına itiraz ettim, henüz netice alamadım. İlgili avukat hakkında da suç duyurusunda bulundum. Dikkat ederseniz, tutanak altında benim imzam bulunmamaktadır. Tutanak benim yokluğumda tanzim edilmiştir. Tutanakta adı geçen hakim, katip ve avukat profesyonel suçlulardır. Bu suçluları korumayın, ben fazla zamanınızı almak istemiyorum. İfadelerimin zorla alındığını daha önceki beyanımda da mahkemenize söylemiştim. Fatih Celaleddin Sağır’ı tanımıyorum.”

Hale bakar mısınız; Hem sanık, hem tanık olan bir kişi, mahkeme tutanağının “sahte” olduğunu iddia etmekle kalmıyor, hakim, avukat ve katibe “profesyonel suçlu” diyor!..

Ancak şunu da belirtelim; Evet, o mahkeme tutanağının altında sadece hakim ve katibin imzası var!..

Neresinden tutsanız, elinizde kalan bir tablo.

Sivas’taki mahkemenin, bu ithamlardan sonra “kamu görevlisine hakaretten” K.Y. hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldığını kaydedip, soralım:

“Böylesi tanıkların iddialarını sorgulamadan soruşturma konusu yapan, dahası sonradan bunların inkârına zemin hazırlayanlar kimlerdir?.. Ve de böyle ciddi davalar, böyle tanıklıklarla nereye varır?..”

Müyesser YILDIZ

15 Ocak 2018

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/akar-ve-ozelin-kod-adini-veren-itirafci-oyle-bir-carketti-ki..-1501181200.html

Kategori:Uncategorized