İçeriğe geç

Putin’e Bunları Soracak mıyız?

Emperyalizm, PKK-PYD-YPG’yi alenen sahiplenip silahlandırıyor ve bir maymuncuk gibi kullanıyor. En büyük sorunumuz bu.

Son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Macron, teröristleri Saray’da kabul edip Türkiye ile terör örgütü arasında arabuluculuk yapma teklifinde bulunacak kadar işi ileri götürdü.

Ankara’nın 3-4 gün önceki öfkesi malûm.

Erdoğan, “Boyunu aşan işlere girme” dedi… Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Sen kimsin ki, arabuluculuk yapacaksın? Bu cüreti nereden buluyorsun?” diye sordu.

Oysa 2 ay önce de ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Washington’un Ankara ve PYD’yi uzlaştırabileceğini söylemişti.

Jeffrey’e hiçbir tepki gösterilmediği gibi, geçen hafta TBMM’yi ziyaret edip bazı görüşmeler yaptığı ortaya çıktı.

En garibi Başbakan Binali Yıldırım, “ABD ile Fransa vardiya değişimi yapıyor. Kış vardiyasından, yaz vardiyasına geçiyorlar” tespitiyle, iki ülkenin görev bölüşümünü ortaya koyarken,

Ve Enerji Bakanı Berat Albayrak parti kongrelerinde, “O tünellerde yakalanan silahların hangi ülkelere ait olduğunu görüyoruz değil mi?.. Yedi düvele karşı savaş veriyoruz, görüyorsunuz değil mi?” diye sorarken,

Telefonla görüşen Erdoğan ve Trump, “Müttefiklik ruhuna uygun biçimde işbirliği ve koordinasyonu daha da arttırma kararlılığını” teyid etti.

Özetle ABD ne yaparsa yapsın, Ankara bu “dostluğa” hâlel getirmeme azim ve kararlılığında!..

Rusya’nın PKK Karnesi

Konumuz ABD veya Fransa değil, Rusya’nın PKK-PYD-YPG ile ilişkisi. Putin’in ziyareti vesilesiyle hatırlatalım istedik.

Nisan 2015’te PYD eşbaşkanı Salih Müslim, “Kanton temsilcileriyle” birlikte Moskova’ya gitti. Heyette PYD’nin Fransa Temsilcisi de vardı.

Müslim, Ağustos 2015’te yine Moskova’daydı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’la IŞİD’e karşı mücadeleyi görüştü. Rus Bakan Yardımcısı da IŞİD’le mücadelede “Kürt milis güçlerinin” önemini vurgulayıp bu güçlerin dahil olduğu geniş bir cephenin oluşturulması teklifinde bulundu.

Ekim 2015’te “Cizre Kantonu Yasama Meclisi”nin 43’üncü toplantısında konuşan Salih Müslim, Süleymaniye’nin ardından Moskova, Berlin ve Paris’te temsilcilik açacaklarını söyledi.

10 Şubat 2016’da Moskova’da PYD’nin temsilciliği açıldı. Açılışa katılan Rusya Kürtleri Ulusal ve Kültürel Federal Otonomisi Eş Başkanı Ferhat Patiyev, bu büronun uygulamada bir büyükelçilik gibi çalışacağını duyurdu.

Bu gelişmeler üzerine Erdoğan, Rusya’ya şöyle çattı:

“PKK’yı terör örgütü ilân ediyorsun da PYD ile YPG’yi niye ilân etmiyorsun? PKK ile yapamadığını PYD, YPG ile yapmak mı istiyorsun? ‘Ben PYD ile hareket ediyorum, benim PKK ile bir ilgim yok’ diyen bir ülkenin bizim aklımızla alay etme hakkı yoktur. Nitekim bu bağlantı, bu ilişki net bir şekilde ortaya konuldu. Şu anda PYD ve YPG’nin ofisini Moskova’nın göbeğinde açtırdı. Ey Rusya sen bunu neyle izah edeceksin?”

Erdoğan, sonraki aylarda da şu eleştirilerde bulundu:

“Şayet siz PKK tamam, ama PYD terör örgütü değildir derseniz sadece kendinizi kandırmış olursunuz… Rusya zaten diyor ki, ‘Moskova’da bunlara ofis açtırttım, bol bol da silah veriyorum’… PKK’nın içinden doğan terör örgütlerinden bir tanesi PYD, bir diğeri YPG’dir. Bakın şimdi Rusya açıklama yapıyor, ‘Evet biz PYD’yi silahlandırıyoruz’ diyor. Bu gerçekler ortada ve Moskova’da kendilerine ofis açtırıyor. Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor, açık net ortada.”

Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptı; meğer PKK’yı da terör örgütü saymıyorlarmış!..

Bu arada Rusya’nın bizim de dahil olduğumuz Astana sürecinde PYD/YPG’lilerle ayrı toplantı düzenleyip yeni Suriye Anayasa taslağında “kültürel özerklik” vaadinde bulunduğunu kaydedelim.

Her neyse; Düşürdüğümüz uçaktan dolayı Rusya’ya “özür” mektubu gönderdikten sonra aramız düzeldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu ülkeye gitti. Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’la görüşmesinde PYD’nin Moskova’daki temsilciliği konusunda, “Elimizde yeterli bilgi yok” demez mi?

Ya dönemin Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın, “Münbiç’te ciddi bir güç mücadelesi var. Bir taraftan PYD Amerika bayrağını, rejim bayrağını, Rus bayrağını sallıyor. Bizim kırmızı çizgimiz Münbiç’te PYD unsurunun kalmamasıdır. Bunu sağlayacağız, bunun için öncelikli diplomasiyi sürekli devrede tutuyoruz. Diplomatik seçeneği sonuna kadar zorlamak durumundayız. Şu anda Münbiç’te hem Rusya var ve en azından Rus bayrağını PYD’liler de olsa dalgalandırıyorlar. Rusların, ‘Biz PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz’ diye yaklaşımları var. Rusya, PKK’yı da resmen terör örgütü olarak da tanımlamıyor. Ancak biz PYD’nin bölge için ne kadar tehlikeli olduğunu, hem Rus mevkidaşlarımıza, hem Amerikalı mevkidaşlarımıza anlatmaya devam ediyoruz. Onlar da ‘Türkiye’nin hassasiyetlerini anlıyoruz’ diyorlar, ama kendi politikalarını uygulamaktan da geri durmuyorlar” şeklindeki açıklamaları?

Ardından ne mi oldu? Rusya ile YPG, Suriye’nin kuzeyinde üs kurma ve Rus güçlerinin teröristlere askeri eğitim vermesi konusunda anlaştı!..

Geçen yıl bu zamanlardı; ABD askerlerinin yanı sıra Münbiç’teki Rus askerleri de terör örgütünün armasıyla görüntülendi.

Soçi’de Putin’le biraraya gelen Erdoğan, “Fotoğraflar vardı elimizde. Hepsini takdim ettik. ‘Bizim askerimiz böyle bir şeyin içinde olamaz. Kesinlikle PYD’ye ve PKK’ya silahlarımız verilemez. Buna rağmen bu resimleri inceleyeceğim’ dedi. Bundan sonraki süreç sayın Putin’e kalmıştır” dedi.

Soru 1 : Putin’e, “Moskova’daki ofis ne oldu? Rus askerlerinin armalı fotoğraflarının incelenmesinden ne çıktı? PYD’yi Münbiç’ten çektiniz mi? PKK-PYD-YPG’yi terör örgütü ilân edecek misiniz?” diyecek miyiz?

O Teröristin İadesi

Bu seneki gelişmelere de bakalım:

30 Ocak’ta Soçi’de Türkiye’nin muhalefetin garantörü olarak izleyeceği Suriye Ulusal Diyalog toplantısı yapılacaktı.

Türkiye, toplantıda YPG’nin temsil edilmesine izin verilmemesini istedi.

Rusya, YPG’yle ilişkisi olmayan Suriyeli Kürtlerin geleceğini bildirdi.

Soçi listesi açıklandı. Evet, PYD yoktu; ama Mihraç Ural oradaydı.

Kimdir Mihraç Ural? THKP-C Acilciler örgütünün lideri… İmralı’daki teröristbaşının “kadim dostu”… Ve iktidarın, 11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da 52 kişinin ölümünden sorumlu tuttuğu kişi.

Aynı gün bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şunları söyledi:

“Rusya’dan izahat istedik. Bu terörist, kırmızı bülten ile de aranan bir teröristtir. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Putin ile telefon görüşmesinde bundan duyduğumuz rahatsızlığı açık ve net şekilde iletti. Esasen Rusya’nın bize verdiği listede bu teröristin ismi yoktu. Olsaydı zaten itiraz ederdik. Öyle görünüyor ki, sahte belgelerle, Sayın Putin de buna vurgu yaptı, kendileri de bizzat ilgilenecekler. Bir teröristin bizimle iş birliği yapan bir ülkede kolayca gelip gösteri yapmasının mümkün olmaması gerekiyor.”

Rusya tarafından ilk açıklama Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov’dan geldi. Yerhov, “Terörist Mihraç Ural krizi benim için de bir sır diyebilirim, açıklayamadığım bir olgu. O kişinin nasıl ortaya çıktığını Rusya’da da kimse anlamıyor. O kişi listede yoktu. Şu anda Rusya Federasyonu’nun ilgili kurumları bu kişinin nasıl buraya geldiği hususunda soruşturma yapıyorlar ve durum ortaya çıkarıldıktan sonra tüm malumatı Türk partnerlerimizle paylaşacağız. Fakat bu olay, eminiz Suriye çözüm sürecinde Türkiye ile ortak attığımız adımları zedelemeyecektir” dedi.

Erdoğan ise 1 hafta sonra, İtalya ziyaretinde şu değerlendirmeyi yaptı:

“Soçi’yle ilgili sıkıntılar yaşandı, bunların aşılması için Mevlüt Bey’in epey gayretleri oldu. O gayretler neticesinde bazı yanlışlar düzeltildi. Ama tamamı düzeltildi diyemem. Örneğin o terörist adamın oraya gitmiş olması. Bunu ben Sayın Putin’e söylediğimde, ‘Benim bundan haberim yok’ dedi. Ondan sonra konuyla ilgili görüşmeler yaptı. Bize aktardıkları bilgiye göre, adam oraya sahte kimlikle giriş yapmış. Gereken her şeyi söyledik. Mevlüt Bey de Lavrov’a söyledi. ‘O adam oraya madem o şekilde girmiş, elinizdeyse bize iade edin’ dedik. Kendisinin bizim 50’nin üzerinde insanımızın hayatını kaybetmesine yol açan bir terör eyleminin faili olduğunu, aranmakta olduğunu belirttik. Böyle bir teröristin her ne surette olursa olsun görüşmecilerin arasına sızabilmesi, Soçi’nin en büyük açığı olmuştur. Bunu anlamak mümkün değil.”

Soru 2 : Putin’e, “Mihraç Ural meselesi ne oldu? Sorumlular hakkında işlem yapıldı mı? Türkiye’ye iadesi konusunu halledecek misiniz?” diyecek miyiz?

Müyesser YILDIZ
3 Nisan 2018

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/putine-bunlari-soracak-misiniz-03041821.html

Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/makale/putine-bunlari-soracak-misiniz-03041821-136179

Kategori:Uncategorized