Kurban Bayramı’nda Saddam’ı astılar… Miraç Kandili’nde Suriye’yi vurdular…
Ülkemizi yönetenler ise alkışladı. Eee, Irak’ı işgâl eden ABD askerlerinin “evlerine sağ salim dönmeleri için de dua” etmemişler miydi?
Suriye’yi vuran ülkelerden Fransa; Yöneticilerimiz daha dün PKK tünellerini Fransız firmasının yaptığını açıklamadı mı? Macron, teröristleri Sarayda ağırlayıp, Türkiye-PYD arasında arabuluculuk teklif etmedi mi? Yöneticilerimiz de bunun üzerine, “Sen kim oluyorsun? Boyunu aşan işlere girme” demedi mi?
İktidar medyası yakın zamanda bölgenin “Sykes-Picot Antlaşması” dönemine girdiğini yazdı. Bu bölünme planının aktörü bir tarafı Fransa ise diğer tarafı İngiltere’ydi. O yüzden İngiltere’nin günümüzde güncellenen o planın perde arkasındaki sinsi rolünü anlatmaya gerek yok.
Suriye operasyonunun fiili değil, ama resmi bir diğer aktörü İsrail; Trump, Netanyahu ile telefon görüşmesinde, “İsrail’in güvenliğine bağlı olduklarını” bildirdi. Operasyondan sadece 1 gün önce İsrail Savunma Bakanı Lieberman, ülkesine yönelik olası bir saldırıda Beşar Esad’ı ortadan kaldıracaklarını ilân etti. Yakın zamanda Erdoğan’ı, “Kıbrıs’ı işgâl eden, Afrin’de sivilleri katleden biri bize ahlâk üzerine vaaz veremez” diye suçlayan Başbakan Netanyahu ise İran’ın da vurulmasını istedi.
Burada durup, soralım; Trump’ın desteğiyle Kudüs’e el koymaya hazırlanan, Filistinlileri katleden İsrail’le Esad konusunda aynı görüşte olmamızın izahı nedir? Ya Astana’daki ortağımız İran’ı hedef göstermesi konusunda ne düşünüyoruz?
Bir diğer gizli aktör NATO; Genel Sekreter Jens Stoltenberg bugün Ankara’ya resmi bir ziyaret düzenleyecek. Stoltenberg, Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile görüşecek. Erdoğan, “Suriye’de terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Eyyy NATO nerdesin?” diye haykırmıştı. İşte geliyor. Ama PYD-PKK’yı mı konuşacağız, yoksa “İncirlik’in Suriye’ye yönelik askeri operasyonda” kullanılıp, kullanılmayacağını mı? Geçen hafta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “İncirlik’in kullanılıp kullanılmayacağının, NATO Genel Sekreteri geldiğinde gündeme geleceğini” söylemişti de.
“İncirlik” demişken; Yöneticilerimiz bir yandan Suriye operasyonuna destek verdi, öte yandan mahcubiyetle “İncirlik kullanılmadı” deme ihtiyacı duydu.
Operasyon haklı ve doğru ise ne bu mahcubiyet?!. Veya kullanılmamasının ne önemi var ki?!. Aralarında ABD, İngiltere ve Fransa’nın bulunduğu IŞİD’le Mücadele Koalisyonu zaten burada konuşlu değil mi?!.
Ve Suriye operasyonunun başı ABD; Türkiye’yi de hedef olan BOP projesini hazırlayan, ülkemizde darbe yaptıran, PKK’yı besleyen, PYD’yi silahlandıran o. Ve bu ülkenin öncülüğündeki operasyondan gurur duyuluyor!..
Erdoğan geçen hafta Van’da, “DEAŞ aziz dinimizin adını kullanarak, gâvurların İslam dünyasına asırlardır vuramadığı darbeyi vurdu” demişti.
Sahi kimdir bu “gavurlar”?!.
Damat Berat Albayrak da dün yine “Kurtuluş Savaşı’nda olduğumuzu” vurguladı.
Keşke kim veya kimlere karşı “Kurtuluş Savaşı” verdiğimiz de söylense. ABD, İngiltere, Fransa’yla kolkola olduğumuza göre, Esad’a karşı mı?
PKK’ya Yeni Yol Haritası
Suriye operasyonunda omuz omuza durduğumuz ABD’nin yeni “dostluklarına” gelelim.
Türkiye, CIA’nın internet sitesinde yer alan ülkelerin tanıtıldığı “World Factbook” sayfasında bazı güncellemeler yapıldığını Ocak ayında bizden duydu.
Türkiye, İran, Irak ve Suriye sayfalarına “Terörizm” başlıklı yeni bir bölüm eklenip, bu ülkelerdeki iç ve dış kaynaklı terör örgütlerinin listesi çıkarılmıştı.
Trump’ın CIA Başkanı Mike Pompeo’u Dışişleri Bakanı yapıp, yerine seçtiği “Sorguları ve şahinliği” ile ünlü yardımcısı Gina Haspel’in “dişini göstermesi” midir bilinmez, CIA’nın bu sayfası bir hafta önce yeniden güncellendi. Ve bakın ne gibi değişiklikler yapıldı:
İlkinden başlayalım;
Ocak ayında her dört ülkenin sayfasında terör örgütü sayılan PKK’nın amacı için kısaca, “Kürdistan’ı kurmak” denmişti.
Son güncellemede; PKK’nın, “İran, Türkiye, Irak ve Suriye’de Kürt özerkliğini, siyasi ve kültürel hakları ilerletmeyi” amaçladığı bildirildi.
“ABD Kürdistan projesinden vazgeçiyor” diye sevinelim mi, yoksa “ABD, maşasına yeni bir yol haritası çiziyor” diye mi düşünelim?
Sevinecek olanlara “Bir dakika” deyip, ikinci güncellemeye geçelim.
Salih Müslim Ne Oldu?
Ocak’ta CIA’nın Suriye sayfasında, “Dış merkezli terörist grup” olarak adlandırılan PKK için aynen şöyle denilmişti:
“Faaliyet alanı; Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu, Rojava ve Suriye Kürdistanı olarak bilinen bölgede IŞİD’e karşı operasyonlar… PYD’yi yöneten Salih Müslim PKK’nın Suriye kanadının lideri… Suriye’nin içindeki savaşçıların çoğunluğu; Suriye Kürtleriyle birlikte İran, Türkiye ve Irak’taki Kürtler…”
Şimdi ne mi oldu? PKK’nın Suriye’deki faaliyet alanı, Salih Müslim’le ilgili o bölüm ve “Suriye’nin içindeki savaşçılar” ifadesi çıkartıldı, sadece PKK’nın, “Kuzey ve doğuda operasyonel olduğu, Suriye içindeki üyelerin çoğunluğunun Suriye, İran, Irak ve Türkiye’den Kürtlerden oluştuğu” yazıldı.
Yani ABD, “PKK’nın Suriye kanadının lideri olduğu” şeklindeki “suç üstü” görüşünden vazgeçip, Salih Müslim’i alenen himayesi altına aldı.
IŞİD Türkiye’ye Taşındı!..
Ve Türkiye ile ilgili can alıcı değişiklikler;
Ocak ayında PKK’nın amacının, “Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’su dahil Kürdistan’ı kurmak” olduğu belirtilmişti.
Son güncellemede, “Kürt özerkliğini, siyasi ve kültürel hakları ilerletmeyi hedeflediği” kaydedildikten sonra şu bölüm eklendi:
“Operasyon alanı (alanları): Ağırlıklı olarak Güneydoğu’da operasyonel… Grubun öncelikli hedefleri hükümet, ordu ve güvenlik personeli ve tesisleri… Türkiye içindeki üyelerin çoğunluğu Türk Kürtleri, İran, Irak ve Suriye’den Kürtler.”
CIA, bu satırların devamında “Grup” olarak nitelendirdiği PKK’nın “Türkiye’de yasadışı” sayıldığını da vurguladı.
“Türkiye’de yasadışı, ya ABD’de?” diye sormakla yetinip, diğer vahim değişikliği aktaralım:
Ocak’ta ülke merkezli terörist grup olarak sadece DHKP-C gösterilmiş, önce IŞİD, hemen peşinden de PKK ise dış merkezli terörist gruplar olarak sayılmıştı.
Son güncellemede, IŞİD de Türkiye merkezli yapıldı ve aynen şunlar yazıldı:
“Amaç (lar): Türk Hükümetini bir İslâm devleti ile değiştirmek ve IŞİD’in şeriatın katı yorumunu uygulamak… Operasyon alanı (alanları): Savaşçıları ve mazlemeleriyle Türkiye-Suriye sınırında hareket ediyor, sivil ve hükümetin güvenlik hedeflerine karşı periyodik saldırılar düzenliyor.”
Hamas’ın Faaliyet Alanı İstanbul’muş
IŞİD’i bir anlamda ülkemize taşıyan CIA, Türkiye için yeni “Dış merkezli terörist gruplar” da seçti.
PKK en sonda olmak üzere hangileri mi?
Birinci sıraya El Nusra’yı koydu ve bu örgüt için, “Amacı, Suriye Devlet Başkanı Beşar El-Asad rejimini devirmek, benzer düşünen Suriyeli isyancı grupları içinde eritmek ve sonuçta bölgesel İslâm halifeliği kurmak” dedi.
İkinci sırada El Kaide var. CIA, bu örgüt için de şu tespiti yaptı:
“Amacı, Türk halkını radikalleştirmek ve uzun vadeli bir planın parçası olarak, şeriatın sıkı bir Selefi Müslüman yorumu altında bir Pan-İslâm hilafeti kurma amacıyla sonunda Türk hükümetini devirmek.”
Ve üçüncü sırada HAMAS… Hamas’ın amacının, “Bağış toplama ve liderlik toplantılarını kolaylaştırmak” olduğu belirtildikten sonra “Operasyon alanı” için sadece “İstanbul” denildi.
Hepsi bin yana, acaba AKP yöneticileri CIA’nın bu “HAMAS açılımına” ne der?
“Durmak yok, ABD ile yola devam mı?”
Toparlarsak; PKK-PYD’yi alenen koruyup kollayan ABD’nin, başımıza yeni çoraplar örmeye hazırlandığı ayan beyan anlaşılmıyor mu?
Müyesser YILDIZ
16 Nisan 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/cia-turkiye-sayfasinda-oyle-degisiklikler-yapti-ki…-16041842.html
Odatv yeni link: https://odatv4.com/makale/cia-turkiye-sayfasinda-oyle-degisiklikler-yapti-ki…-16041842-136954