İçeriğe geç

Tartışılan Komutana “Suikast” Davası Nasıl Sonuçlandı?

Malatya’daki iftar yemeğinde Erdoğan’ın, Muharrem İnce’ye yönelik sözlerini alkışladığı için tartışmalara konu olan 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel’i savunan iktidar ve medya sık sık Temel’in 15 Temmuz’da “FETÖ’nün suikast girişimine” maruz kaldığını hatırlattı.

Muharrem İnce’nin, “O komutanın apoletlerini sökeceğim” demesiyle başlayan tartışmalar sırasında medya 2 Haziran’dan beri şunları yazdı:

“Afrin harekatını yöneten 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel FETÖ’nün bir numaralı hedeflerinden biriydi. TSK’daki yapılanmaya karşı çıktığı için hedefe konan İsmail Metin Temel için darbe girişim gecesinde suikast girişiminde de bulunmuşlardı. Silopi Özel Kuvvetler Üssü’nde görevli 8 kişilik suikast timi 15 Temmuz gecesi helikopterle havalanmıştı. Helikopteri şüpheli bulan Temel birliğine inmesine izin vermemiş ve askerler suikastçileri püskürtmüştü.”

“İsmail Metin Temel FETÖ’nün de hedefindeydi. 15 Temmuz ihaneti gecesi FETÖ’cülerin öldürmek için Van’daki Karargâhına Silopi’deki Özel Kuvvetlerden suikast timi yolladı. Timi yollayan kişinin 15 Temmuz haini Semih Terzi olduğu saptandı.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da Temel Paşa’nın 15 Temmuz gecesi öldürülmeye çalışıldığını kaydedip, “İşte biri çıkmış apolet söküyor. Kimin apoletini sökecekmiş, İsmail Metin Temel’in. Kimdir İsmail Metin Temel? FETÖ’nün özel olarak öldürülmesi talimatını verdiği komutan. Afrin zaferinin şanlı komutanı. Teröristlerin korkulu rüyası. FETÖ’ye, PKK’ya bundan iyi vaat olur mu?” dedi.

Son olarak Ömer Halisdemir’in şehit edilmesi davasında sanıklara verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili gerekçeli kararın Cuma günü açıklanmasıyla, Temel’e “Suikast” iddiası bir kez daha gündeme geldi.

Anadolu Ajansı’nın geçtiği haber, “FETÖ’cü Terzi’nin Korgeneral Temel’i derdest planı tutmadı” manşetiyle verildi. Haberlerde, “FETÖ’cü hain Semih Terzi’nin darbe gecesi Korgeneral Temel’i hedef aldığı” belirtilerek, “Temel’in CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İnce’nin, ‘Apoletlerini sökeceğim’ dediği Korgeneral olduğu” vurgulandı.

-Temel Bu Konuda Neler Söyledi?-

İsmail Metin Temel’e “suikast” iddiasını da kapsayan ve Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Silopi darbe davasının dosyası oldukça kapsamlı. Ayrıca çok önemli ayrıntılar var. Bunları daha sonra ele alacağız.

Şimdilik sadece Temel’in ifadelerinde bu konuda neler söylediğini ve “Suikast” davasının nasıl sonuçlandığını aktaralım.

Hatırlanacağı gibi, bu mesele Temel ile dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı arasında da polemiğe yol açmış, hatta Aksakallı’nın, Temel’in Malatya darbe davasında verdiği ifade nedeniyle Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan alındığı öne sürülmüştü.

Neydi Temel’in o ifadesi?

Kendisini infaz etmek için gelen helikopterin gitmesinden sonra Aksakallı’nın aradığını belirtip, şunları anlatmıştı:

“Bana kendisinin kaçırılmak istendiğini, kurtulduğunu, şu anda da evde olduğunu, karargâhının ise işgâl edilmiş olduğunu ifade etti. Ben de hemen karargâhına gitmesini, karargâhı temizlemesini söyledim. Kendisi dışarıdan çatışma seslerinin geldiğini, çıkacak durumda olmadığını, hanımını teskin etmekle meşgûl olduğunu ifade etti. Ben de Özel Kuvvetler’e ait bir helikopterin geldiğini, şakayla karışık vaziyette ‘İnfaza göndermişsin’ dedim… Kendisi bu hususta yorum yapmadı. Bu görüşme kendisinin beni cep telefonundan araması ile gerçekleşti. Bu tür bir görüşme mutad bir görüşme değildir…”

Aksakallı ise Silopi davası için verdiği ifadede adeta Temel’in bu iddialarını cevaplayıp, “Korgeneral Metin Temel ile ilk görüşme 22.45 civarında onun beni araması ile gerçekleşmiştir. Aramızda emir komuta ilişkisi yoktur. Gülerek rahat bir tavırla, ‘Zekai sizin helikopter beni almaya gelmiş’ dedi. Ben de söylediklerine bir anlam veremeyerek, sanki bizden bir helikopter talebi olmuş zannıyla, ‘Ne helikopteri? Sizin helikopteriniz yok mu komutanım?’ dedim ve derdest edilmeye çalışıldığımı, eşimin de kolundan darbe aldığını kısaca anlattım. İlerleyen saatlerde birçok kez görüştük. Darbe girişiminden sonraki günlerde de sürekli görüştük” demişti.

İsmail Metin Temel’in beyanları başta olmak üzere dava dosyasında yer alan tanık ifadelerinden, sözde darbe talimatlarının Van’daki karargâha saat 22.30, “Suikast” helikopterinin ise 23.00 civarında geldiğinin anlaşıldığını, ayrıca Temel’in Zekai Aksakallı ilgili iddialarına Gaziantep davasındaki ifadesinde yer vermediğini belirtmekle yetinip, helikopter meselesine geçelim.

İsmail Metin Temel, daha önceki ifadelerinde özetle şunları anlattı:

“23.00 civarında Karargâh önünde bir ses duydum. Ne olduğunu sorduğumda, merkezin bu helikopterle irtibat kuramadığını, ancak karargah üzerinde dolaştığını, helikopterin bir ya da iki olduğunu söylediler. Polise sorduk, ‘Bizim değil’ dediler. Van filoya sorduk. Onlar da kendi uçuşlarının olmadığını ifade ettiler. Ben böylece helikopterin bize yönelik bir tehdit teşkil edeceğini anladım. Bunun üzerine korumalar ve emir astsubayıma Karargâhın korunması, hareket eden herşeye ateş edilmesi emrini verdim. JÖH birliğinin güvenlik için karargâha gelmesini istedim. Bu takviye birlikler gelmeden havada uçan helikopterin iniş yaptığını, timin inip mevzilendiğini söylediler. Yanına giden korumalarım, niye geldiklerini sormuşlar. Apandist rahatsızlığı olan birini almaya geldiklerini söyleyip, hızla helikoptere binip kaçmışlar. Helikopterin Şırnak’a inmediğini, kendi kalktığı merkez olan Özel Kuvvet Harekat Üssüne indiğini öğrendik. Başsavcıdan öğrendiğime göre, yüksek değerlikli birini alacakları emri verilmiş. Bu şekilde onların hedefleri olduğumu teyit etmiş oldum. Bu nedenle 13 askeri personel Silopi’de tutuklanmış. Bana karşı suikast için gelen kişilerden şikayetçiyim.”

Silopi davasının sanıkları ile avukatları, geçen Aralık’ta Temel’in 5 Aralık 2016 tarihli Savcılık ifadesi ile Malatya’daki ifadesi arasında çelişkiler olduğunu savunup, Gaziantep’de de dinlenmesini istedi.

Talebi kabul eden Mahkeme, 25 Aralık 2017’ye duruşma günü verdi. Ancak Temel, işlerinin yoğunluğu nedeniyle gelemeyeceğini bildirince, 22 Aralık’ta “Özel celse” yapıldı ve Temel sanıklar ile avukatlarının olmadığı bir duruşmada dinlendi. Temel’in bu ifadesi de özetle şöyle:

“Bana sıkıyönetim emirlerini getirdikleri sırada emir subayım tepemizde bir helikopterin dolaştığını söyledi. ‘Beni getiren helikopter mi?’ dedim, ‘Hayır’ dediler. ‘Polis helikopteri mi?’ diye sorduğumda, ona da ‘Hayır’ dediler. Bu sırada ya beni ya da Karargâhı teslim almaya geldiğini anladım. Karargâhın etrafında hareket eden ve dolaşan herşeyi vurun emri verdim. Bu arada harekat merkezinden helikopterin kolordunun pistine indiğini ve mevzilendiklerini öğrendim. Helikopterin dolaştığını anlayınca JÖH bölüğü gelmesini emrettik. İl Jandarma Komutanı, Kurmay Başkanı, korumalarım ve koruma polisim helikoptere doğru ne olduğunu bakmaya gittiler. Korumam sormuş, rahatsızlanan birini getirdik demiş. Bu arada tüm personelin tabanca ve tüfeklerinde susturucu takılı olduğunu görmüş. Bu arada bana gelen tim personeli süratle binip, ayrılmış. Helikopterin Hakkari Tugay Komutanlığında tugay komutanı ve kurmay başkanı nezdinde ikmal yaparak, Silopi’ye gittiğini öğrendim. Daha sonra sabah olduğunda Özel Kuvvetler olduğunu anlamıştık. Şırnak Silopi’de bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda olan herhangi bir rütbeliyle irtibatım olmadı, kendilerinden herhangi bir helikopter ve destek istemedim. Bu birlik bana bağlı bir birlik olmadığı gibi onların birliğinden herhangi bir birlik benim emrimde değildi. Gelen helikopter ve helikopterdeki birliklerin özel kuvvetlerden olduğunu, askerlerin kıyafetlerinden, silah ve teçhizatlarından, helikopter kuyruk numarasının olmamasından ve yedek yakıt tankı bulunmasından Özel Kuvvetlere ait olduğunu tahmin ettik… Daha sonra ben de Silopi Özel Kuvvetleri arayarak, Tuğgeneral Halil Soysal’la görüştüğümde gelen helikopterin Özel Kuvvetlere ait olduğunu anladım. Benim tahminime göre, o gece gelen birlik beni infaz etmek veya derdest edip götürmek amacıyla geldiklerini düşünüyorum. Hepsinden şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”

-Dava 2 Ay Önce Bitti-

Neticeye gelelim.

Silopi davası 17 Nisan 2018’de bitti.

Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkları “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüsten” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Ya İsmail Metin Temel’e “Suikast” iddiası?

İşte buna ilişkin karar:

“Sanıkların İsmail Metin Temel’e yönelik yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçu yönünden yapılan değerlendirmede sanıklar Celal Koca, İsmail Çevik, Murat Temiz, İsmail Öğüt, Hüseyin Doğan, Hüseyin Özyıldırım, Zeki Özerli, Sedat Duran, Cuma Torun ve Mehmet Yüksel’in bulunduğu operasyon timinin operasyon kamuflajları ve silahlarına bastırıcı takılmış şekilde uçuş ekibi pilot yüzbaşı Ali Özçelik, pilot üsteğmen Yasin İlhan, teknisyen astsubay Serkan Yüksel ve teknisyen astsubay Süleyman Sefa Altuğ’un 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişimi içerisinde yer alan ve öldürülen Semih Terzi’nin emir ve yönlendirmeleri neticesinde hain darbe girişimini planlayan ve icra eden darbecilerin amaçları doğrultusunda ve bu kişilerle fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek, darbe girişiminin başarıya ulaşmasını sağlamak amacıyla darbe girişimine karşı olduğunu bildikleri Van ilinde konuşlu olan Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı İsmail Metin Temel’i etkisiz hale getirmek istedikleri ve bu amaçla Van iline helikopter ile gittikleri sabit görülmüş ise de sanıkların katılanı ne şekilde etkisiz hale getirmek istediklerinin tam olarak belirlenemediği, sanıkların katılanı öldürmek için mi, o gece Genelkurmay Başkanı ve bir kısım Kuvvet Komutanlarına yapılan gibi darbe girişimi başarıya ulaşıncaya kadar belirli bir yerde alıkoymak üzere Van ilinden alarak başka bir yere götürmek mi olduğunun belirlenemediği, zira katılan İsmail Metin Temel’in de beyanının bu yönde olduğu dolayısıyla sanıkların katılanı öldürmek istediklerinin sabit olmadığı ve sanıkların bu suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Sanıklar Serkan Yüksel, Yasin İlhan, Celal Koca, Ali Özçelik, İsmail Çevik, Süleyman Sefa Altuğ, İsmail Öğüt, Hüseyin Doğan, Hüseyin Özyıldırım, Zeki Özerli, Cuma Torun, Mehmet Yüksel, Murat Temiz ve Sedat Duran hakkında katılan İsmail Metin Temel’e karşı ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçunu işlediklerinden bahisle cezalandırılmaları istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle bu suçtan ayrı ayrı beraatlerine…”

Dava, 2 ay önce bitiyor ve sanıklar “Suikast” suçlamasından beraat ediyor, ancak medyamız döndüre döndüre, “İsmail Metin Temel’e 15 Temmuz’da suikast girişiminde bulunuldu” diyor.

Hadi, onların Türkiye’den de davalardan da haberi yok… Ya iktidar mensupları?..

Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü’nün 37 ülkede yaptığı araştırmada, “Fake news”, yani “Sahte habere” en çok Türkiye’nin maruz kaldığı açıklandı ya, işte buyurun Oxford’luk bir haber daha!..

Müyesser YILDIZ

19 Haziran 2018

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/metin-temele-suikast-davasi-nasil-bitti-19061840.html

Kategori:Uncategorized