15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığı 2016 yılı dahil, YAŞ toplantılarından sonra terfi alan subayların yanısıra emekliye sevkedilen isimler de açıklanırdı.
Örneğin, 2016 Şurası’nda 47 general ve amiralin rütbe bekleme süresini doldurduğu, 1 generalin ise yaş haddinden emekli olduğu bildirildi. Şura’dan 1 ay sonra da Milli Savunma Bakanlığı, emekli edilenlerin listesini yayınladı.
Ancak kamuoyu son 2 yıldır kaç kişinin emekli olduğunu bilmiyor. Zira sadece terfi listeleri yayınlanıyor.
“Şeffaflık” adına bu ayrıntıyı kaydettikten sonra konumuza gelelim.
Bilindiği gibi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar 9 Temmuz’da Milli Savunma Bakanlığı’na atandı.
Medyamız bu atamayı, “Yeni sistemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar oldu” başlığıyla verdi ve uzun uzun Akar’ın özgeçmişi anlatıldı.
Kabine açıklandıktan sonra ilk yurtdışı gezisini Azerbaycan’a yapan Erdoğan, ertesi gün Azerbaycan-Kıbrıs yolunda beraberindeki gazetecilerin, “Eski Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın bakanlığında ne etkili oldu?” şeklindeki sorusu üzerine şunları söyleeeeeeedi:
“2014 yılı sonunda AB müktesebatına göre, Genelkurmay Başkanlığı’nı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlama süreci ve gerekliliği vardı. O günden bugüne biz, AB müktesebatında tatsızlığa fırsat vermeyelim diye bu işi pek kurcalamadık. Ama yeni yönetim sistemi içinde konuyu arkadaşlarımızla değerlendireceğiz. Çift başlılığın olması doğru değil. Bunu artık bir yoluna koymamız lazım. Kararlılıkla aşacağımızı tahmin ediyorum. Gerek Hulusi Akar Paşa’nın gerek ise Yaşar Güler Paşa’nın ve Ümit Dündar Paşa’nın birbirleri ile gönül bağları ve birliktelikleri ‘şüpheci nazar’ ile bakma gibi bir durumu ortadan kaldırmıştır. Sivil-asker gibi bir yaklaşım kalmamıştır, aşılmıştır. Milli Savunma Bakanı ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin arasındaki ilişkiler çok daha dayanışmacı olacaktır. İnanıyorum ki, karar alma sürecinde de sekteye fırsat vermeyecektir.”
Daha önce yazdık, bir kez daha hatırlatalım; ABD ve AB, yıllardır “Sivilleşme… Askeri vesayetin ortadan kaldırılması” adı altında Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na, diğer kuvvetler ile Genelkurmay Başkanlığı’nın ise Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasını dayatsa da AB müktesebatında böyle bir “gereklilik” yok!.. Bu düzenlemleri “FETÖ”cülerin, “Yetmez ama evet”çi liberallerin savunduğunu da kaydedelim.
Öte yandan 15 Temmuz’dan sonra iktidar medyası, “FETÖ’cü generallerin, Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmaması için yaptığı baskılar yüzünden” dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in “Zona” olduğunu yazsa da TSK kulislerinde, Erdoğan’ın kuvvet komutanlıklarının 2015 yılına kadar MSB’ye bağlanması için Özel’e süre verdiği, ancak bu “reformları” gerçekleştiremeyince “rahatsızlanıp”, görevden ayrıldığı konuşulmuştu.
Malûm, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Sahil Güvenlik ve Jandarma Genel Komutanlıkları İçişleri Bakanlığı’na, Kara, Hava, Deniz Komutanlıkları da MSB’ye bağlandı.
Devam edelim.
Azerbaycan-Kıbrıs yolunda Erdoğan’a, “Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanabilir mi?” sorusu da yöneltildi. Erdoğan, şu karşılığı verdi:
“Bağlanabilir, hiçbir manisi yok. Dikkat ederseniz, Hulusi Akar Paşa’yı Bakan olarak açıkladık. Aynı anda da Genelkurmay Başkanı’nı, Kara Kuvvetleri Komutanı’nı ve Genelkurmay İkinci Başkanı’nı atadık. Çünkü Silahlı Kuvvetler boşluk kabul etmez. Aslında devlet yönetiminde hiçbir yer boşluk kabul etmez. Nitekim ben aşağıda bakanlarımızı açıklamaya giderken, ‘vekaleten olmaz’ dedik ve atamaları hemen yapalım diyerek, işi bitirdik.”
Erdoğan’ın bu açıklamalarından 5 gün sonra da yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı.
-Akar Emekli Oldu mu Olmadı mı?-
Tüm bu süreçlerin ardından ise 2 Ağustos’ta YAŞ toplantısı yapıldı. Akar, bu toplantıya Genelkurmay Başkanlığı’ndan ayrılmasının üzerinden neredeyse 1 ay geçtikten sonra ilk kez Milli Savunma Bakanı sıfatıyla katıldı.
Nedense hiç sorulmayan veya merak edilmeyen husus şu; Akar, TSK’dan emekli olup mu Milli Savunma Bakanlığı’na atandı, yoksa sadece kurum değişikliği mi yapıldı? Yani halen askerliği sürüyor olabilir mi?
Başlangıçta belirttiğimiz gibi, emekliye ayrılanlar açıklanmadığı için bilmiyoruz.
Ancak Akar’ın Milli Savunma Bakanlığı internet sitesinde yer alan özgeçmişinde dikkat çekici bir ayrıntı var.
Doğum tarihinden başlanarak, tüm görev safahatı, aldığı madalyalar, akademik çalışmaları anlatıldıktan sonra bakın dört yerde hangi ifade kullanılıyor:
“2015-2018 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevlerini yürütmüş olan Orgeneral Akar, 09 Temmuz 2018 tarihinde Milli Savunma Bakanı görevine atanmıştır.”
“Genelkurmay Başkanlığınca, İç Güvenlik Harekâtındaki başarılarından dolayı TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ile ödüllendirilmiş olan Orgeneral Akar…”
“Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde akademik programlara katılan Orgeneral Akar…”
“Orgeneral Hulusi Akar, Bayan Şule Akar ile evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir.”
Akar’ın özgeçmişinin İngilizce versiyonunda akademik çalışmalar ve medeni durum bölümünün yer almadığını, madalyalar bölümünde “O” denildiğini, sadece bir kez, Genelkurmay Başkanlığı’ndan Milli Savunma Bakanlığı’na atanması kısmında, “Orgeneral Akar” ifadesinin kullanıldığını belirtip, soralım:
Emekli olduysa, “(E) Orgeneral” denmesi gerekmez mi?
En ufak ayrıntıya dikkat eden MSB ve TSK’da böyle bir “yanlışlık” yapılamayacağına göre, bundan Akar’ın askerliğinin sürdüğü sonucu çıkmaz mı?
Bu durumda da “Sivilleşme… Askeri vesayetin sona ermesi” kağıt üzerinde kalmış olmaz mı?
Müyesser YILDIZ
5 Eylül 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/bakan-hulusi-akarin-askerligi-devam-mi-ediyor-05091830.html