Önce İsrail Başbakanı Netanyahu’nun oğlu Yair Netanyahu sosyal medya hesabından Türkiye’yi hedef alan, “Ona, İstanbul’un adının Konstantinopol olduğunu ve Türk işgâlinden önceki bin yıl boyunca Bizans İmparatorluğu’nun ve Ortodoksların başkenti olduğunu hatırlatırım” şeklinde hezeyan dolu bir paylaşım yaptı.
Hemen ardından Yeni Zelanda’da iki camiye saldırarak, 50 Müslümanı katleden caninin de İstanbul için “Konstantinopol” ifadesini kullandığı ortaya çıktı.
Erdoğan haklı olarak hem o caniye, hem Netanyahu’nun oğluna çok sert tepki gösterdi.
2 gün önce partisinin Gaziantep mitinginde şunları söyledi:
“Bu ahlâksız İstanbul’a ‘Konstantinopol’diyor. Bu millet var ya, bu can bu tende oldukça böyle bir şeye asla müsaade etmez. Çıkmış İsrail’in başında bir soyguncu var ya, yargılanan var ya… Onun oğlu da tweet atıyor. İstanbul Bizans’ın başkenti Hristiyan şehridir diyor. Be ahlaksız, siz Filistin’in tamamını işgâl ettiniz. Siz 38’de 48’de neredeydiniz, o Filistinli kardeşlerim o zaman neredeydi, şimdi nerede?.. İşgâl ettiniz. Netanyahu zalimdir. Dünyada zulmeden bir ülke aranıyorsa o da İsrail’dir. Terör devleti aranıyorsa o da İsrail’dir. Bunları söylüyorum diye rahatsız olan varsa onlar varsın rahatsız olsunlar.”
Dün de yine partisinin İstanbul Gaziosmanpaşa mitinginde Netanyahu’ya şöyle seslendi:
“Tüm dünyanın gözbebeği olan İstanbul’a ‘Konstantinopol’ifadesini kullanan Netanyahu, oğlunun kulağını çek. Eğer bu noktada biraz daha ileri giderseniz, terbiye metotlarımız farklıdır. Sizleri o tür de terbiye etmesini biliriz. Artık burası İstanbul’dur.”
Sadece İsrail ve Cani mi?
Erdoğan’ın bu net tepkisinden sonra “Konstantinopolis” hezeyanını masaya yatıralım.
Sanılmasın ki, bu bugünün meselesi ve sadece İsrail ile o caninin hayali!..
Mesela ne yaparsa yapsın, “Dostluk” mesajları verip, “İskişafi görüşmelerden” vazgeçmediğimiz Yunanistan’ın 1975 tarihli Anayasasına bakalım.
“Kilise ve Devlet İlişkileri” başlıklı 3’üncü maddesinde şu fıkralar var:
“Yunanistan’da yaygın din İsa’nın Doğu Ortodoksluk mezhebidir. Kendi başı olarak İsa Mesih Efendimizi tanıyan Yunanistan’ın Ortodoks mezhebi, Büyük Konstantinopolis Kilisesi ve Hıristiyanlığın diğer mezheplerinin öğretisiyle aynı öğretiye çözülmez bir bağlılık içindedir.”
“Kitab-ı Mukaddes metni değiştirilmeden korunur. Bu metnin bağımsız Yunanistan Kilisesi ve Büyük Konstantinopolis Hazreti İsa Kilisesinin onayı olmaksızın herhangi bir dile resmi çevirisi yasaktır.”
Hiç bugüne kadar Yunanistan’a dönüp de, “Büyük Konstantinopolis Kilisesi nedir, neresidir?” diye sorduk mu?
Fener Rum Patrikhanesi’nin Statüsü
Atina İstanbul’a çok uzak, mesafe bin kilometrenin üzerinde.
O halde daha yakına, Erdoğan’ın dün seslendiği Gaziosmanpaşa’ya 10 kilometre mesafede olan Fatih’teki Fener Rum Patrikhanesi’ne gidelim.
Bir kez daha Lozan’a göre Patrikhane’nin statüsü nedir, bizzat AKP Milletvekili Emin Şirin’in 2005’teki soru önergesi üzerine (Vay be!.. Bir zamanlar iktidar milletvekilleri, iktidara soru soruyormuş) dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün verdiği cevapla hatırlatalım.
Şirin’in sorusunun özeti şuydu; “Patrikhanenin ekümeniklik statüsünde ısrar eden ABD Dışişleri Bakanlığı’na bir nota verilmesi düşünülmekte midir?”…
Gül’ün cevabına gelelim; “Lozan’da uzun süren müzakereler neticesinde, taraflar arasında Patrikhane’nin bir Türk kurumu olarak siyasi ve idari işlerle iştigâl etmemek ve ülkemizdeki Rum Ortodoks vatandaşlarımıza sadece ruhani hizmet vermek koşuyulya İstanbul’da kalmasına rıza gösterilmiştir” açıklamasını yaptıktan sonra şunları anlattı:
“Başta Rum Ortodokslar olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış bulunan Hristiyan dünyası, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin statüsüyle yakından ilgilenegelmiştir. Günümüzde de bazı yabancı devlet adamları temaslarında bu hususları dostane çerçevede gündeme getirmeye devam etmektedirler. Hükümetimizin Patrikhane’nin statüsü ve faaliyetlerinin kapsamı hakkındaki görüşleri gayet açıktır. Kamuoyumuzda hassasiyet yaratan konular ilgililerin dikkatine getirilmektedir.”
Patrikhane’nin stütüsü neymiş?
Bir Türk kurumuymuş… Siyasi ve idari işlerle iştigâl etmemek ve ülkemizdeki Rum Ortodoks vatandaşlarımıza sadece ruhani hizmet vermek koşuluyla İstanbul’da kalmasına rıza gösterilmiş…
Peki mevcut durum ne?
Fener Rum Patriği Bartholomeos, AKP iktidarı döneminde açıktan tüm dünyadaki Ortodoksların liderliği anlamına gelen “Ekemünik” unvanını kullanmaya başladı. İçeride, dışarıda tüm kiliselerin patronluğuna soyundu.
En sıcak örnek; Birkaç ay önce Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin, Moskova’daki Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılması ve bağımsızlığı için Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile işbirliği anlaşması imzaladı. 5 Ocak’ta da yine Patrikhane’de düzenlenen ve Poroşenko’nun katıldığı bir törenle, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlığını belgeleyen kararnameyi Ukrayna Metropoliti Epifaniy’e teslim etti.
AKP’nin bu konudaki politikasına dönersek;
2005’teki o soru önergesine verilen cevapta da görüleceği üzere, “Ekümenikliğini tanımıyoruz” havası vardı…
Ardından, “Bu, Hristiyan Ortodoks dünyasının kendi içinde çözmesi gereken bir sorun” denildi…
Nihayetinde Bartholomeos-Poroşenko anlaşması vesilesiyle Bursa Metropoliti Lambriniadis’in yaptığı açıklama sayesinde hangi noktaya gelindiğini öğrendik.
Lambriniadis’in iddiasına göre, Putin biri 2008, diğeri 2018’de olmak üzere iki kez Erdoğan’dan Ukrayna Kilisesi konusuna müdahale etmesini istemiş, Erdoğan da, “Türkiye’de laik bir devlette yaşıyoruz. Patrikhane’nin işleri din işleridir. Devlet din işlerine karışmaz. Patrikhane bağımsız bir Patrikhane’dir” diyerek, Putin’in talebini reddetmiş.
Patrik Hangi Unvanı Kullanıyor?
“Konstantinopolis” hezeyanı ile Patrikhane’nin durumu ne alâka derseniz?
Patrik Bartholomeos’un uluslararası ilişkilerde, toplantılarda, mektuplarında ve mesajlarında kullandığı unvan tam olarak şu:
“Archbishop of Constantinople-New Rome and Ecumenical Patriarch”
Yani “Yeni Roma-Konstantinopolis Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik”.
İnanmayan; Fener Rum Patrikhanesi’nin web sitesinde yer alan Bartholomeos’un özgeçmişinin başlığını okuyabilir.
Olmadı, örneğin 29 Haziran 2017’de Papa’ya yazdığı mektup ya da 3-14 Aralık 2018’de Polonya’da yapılan BM Konferansı’na gönderdiği mesaja bakabilir.
Yetmedi, daha geçen 3 Kasım’da Patkirhane’de imzalanan ve Ukrayna Devlet Başkanlığı sitesinde sadece Ukraynaca yayınlanan “İşbirliği anlaşmasının” altındaki imzanın Türkçe veya İngilizce anlamını sorabilir.
Ez cümle, burnumuzun dibinde, üstelik bir Türk kurumunun başındaki Türk vatandaşı, “Konstantinopolis Patriği” unvanını kullanırken, sadece Netanyahu’nun oğlu ve o Yeni Zelanda canisine tepki göstermek meseleyi halleder mi?
En önce Bartholomeos’un kulağının çekilmesi gerekmiyor mu?
Müyesser YILDIZ
17 Mart 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/mektuplarinda-kendisini-nasil-tanitiyor-17031918.html
Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/yazarlar/muyesser-yildiz/mektuplarinda-kendisini-nasil-tanitiyor-157806