Gündemi 31 Mart seçimlerine kilitleyenler, geçen süreçte büyük-küçük o kadar önemli olayın dikkatlerden kaçmasını sağladı ki!.. Kimbilir, belki de istenen bu.
Bilir misiniz, “Eski Türkiye”de “Devlet günü” diye bir gün vardı. O gün Perşembe’ydi ve Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı’nı kabul ederdi.
“Yeni Türkiye”de, Perşembe geleneği değil, ama görüşülenler değişti.
Mesela Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığı’na atanmasından sonra Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i hiç kabul etmedi. Sadece 9 Ocak’ta kabul etti, ama yanında Hulusi Akar da vardı.
Perşembe “Devlet günü” kabullerinden Genelkurmay Başkanı çıktı, kim girdi? Diyanet İşleri Başkanı ile YÖK Başkanı.
Peki geçen Perşembe ne oldu?
Erdoğan saat 12.00’de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı, saat 13.00’te ise Milli Savunma Bakanı Akar’ı kabul etti.
Bu da medyamızda, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti” diye haber oldu.
“Erdoğan’ın diğer bakanları kabulü, günlük programda duyuruluyor ve haber oluyor mu? Kendi atadığı bir Bakanı, hem de devlet gününde kabulü nedir? Yoksa Akar, hâlâ Genelkurmay Başkanı konumunda mı?” diye düşünürken, ertesi gün bir başka gelişme oldu.
O gün AKP MKYK toplantısı vardı. Toplantı öncesinde Erdoğan’ın “Kritik” bir görüşme yaptığı duyuruldu. AKP Genel Merkezi’ndeki “Kritik görüşmenin” muhatapları Milli Savunma Bakanı Akar ve Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir’di. Bakan Akar’ın, ABD ziyareti öncesinde Erdoğan’a S-400’lerde gelinen son nokta ve ABD ile yürütülen Patriot müzakerelerinin son durumu hakkında bilgi verdiği söylendi.
Erdoğan ve Akar, 1 gün önce başbaşa 1 saat görüşmüşler… Bunlar konuşulmadıysa, ne konuşuldu veya 1 günde ne gibi bir gelişme oldu ki, bu ikinci görüşme yapıldı?
Damadın Yanında Niye Kimse Yoktu?
Bakan Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la birlikte Amerikan Türk Konseyi’nin 37’inci Ortak Yıllık Konferansına katılmak üzere Washington’a gittiğinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da oradaydı.
Dün sabah sürpriz bir gelişme yaşandı ve Trump’ın, Berat Albayrak’ı Beyaz Saray’da kabul ettiği açıklandı.
Fotoğraflardan gördüğümüz kadarıyla görüşmede ABD tarafından, Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Trump’ın damadı, kıdemli danışmanı Jared Kushner vardı. Berat Albayrak ise yalnızdı.
ABD ile yaşanan sorunlarda, Trump’ın ekonomimize yönelik tehditleri kadar S-400 konusu da at başı gittiğine göre, Milli Savunma Bakanı Akar, olmadı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, o da olmadı en azından “Devlet kaydı” için Washington Büyükelçimiz Serdar Kılıç’ın o görüşmede bulunması gerekmez miydi?
Ki, Berat Albayrak, Trump ile görüşmede ele aldıkları konuları anlatırken, ilk sıraya S-400’ü koydu. Ardından da, “Cumhurbaşkanımızın bazı mesajları vardı, onları kendisine ilettik” dedi.
Erdoğan’ın o “mesajlarını”, Akar veya Kalın da iletemez miydi? Nitekim Erdoğan’ın Cuma günü AKP Genel Merkezi’nde Akar’la yaptığı “Kritik” görüşmenin konusu ABD ziyareti ile S-400’ler değil miydi?
Pentagon’a Rakip Olacak Projenin Mimarı
Akar’ın Washington’daki faaliyetlerine geçelim. Türk-Amerikan Konseyi toplantılarında konuştu. ABD Savunma Bakanı ile görüştü vs.
ABD’nin tüm pervasızlığı ve tehditlerine rağmen Akar’ın iki ülke ilişkilerine dair “İyi niyetli” açıklamalarının başlıbaşına değerlendirilmesi gerekiyor, ama gazetecilerle sohbetindeki bir konunun üzerinde duralım.
Hatırlanacağı üzeri 15 Temmuz darbesinden kısa bir süre sonra Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıklarının Etimesgut’a taşınacağı ve Pentagon modeli bir yapılanma oluşturulacağı yönünde haberler çıktı. Dönemin Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da şunları söyledi:
“Ayyıldız modeli diyelim. Niye Pentagon diyoruz? Ayyıldız desek daha iyi değil mi? Milli Savunma Bakanlığı’nın acil bir yere ihtiyacı var. Gelişmiş demokraside Milli Savunma Bakanlığı’nın mutlaka yapması gereken görevler var. Bunun içinde bizim acil binaya ihtiyacımız var. Şöyle bir düşüncemiz var; Etimesgut’ta bir ayyıldız şeklinde Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, bir harekât merkezi, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimizin olduğu bir ayyıldız şeklinde bir yapılanmaya başlayalım, modüler olarak yapalım bunu. Birinci etapta Milli Savunma Bakanlığı binasını yapalım daha sonra diğerlerinin ihtiyacına göre ve belirli planlama içerisinde buraya taşınmalarını sağlayalım. Zaten daha önce Genelkurmay Başkanlığımızın da yaptığı bir çalışma vardı. Bunları birleştirince, güzel bir şey çıkacak ortaya. Bizim de kendi kimliğimizi yansıtan, gelecekteki savaş konseptini de dikkata alan, bir nükleer savaşta dahi içerisinde harekâtın yönetileceği bir harekat merkezi ile birlikte bir yeni yapılanmayı başlatıyoruz.”
İşte Akar, Washington’daki basın toplantısında bu projeye değindi ve “Ayyıldız Projemiz var. Öyle bir bina yaptık, Pentagona rakip olacak. Bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın direktiflerini aldık, ‘Devam’ talimatını verdiler. Önümüzdeki günlerde projede çalıştığımız ekiple toplanacağız ve inşallah bunu geliştireceğiz” dedi.
Başta “Ay Yıldız” olmak üzere AKP iktidarının 15 Temmuz’dan sonra uygulamaya koyduğu birçok proje ne zaman başladı ve mimarı kim biliyor musunuz?
“TSK’nın Değişimi-Dönüşümünü” öngören ve “TSK-2033” adı verilen proje kapsamında, 2011 yılında Necdet Özel’in döneminde başladı.
Bu amaçla Genelkurmay’da kurulan Stratejik Dönüşüm Dairesi’nin hazırladığı projelerden birisi de “Ay Yıldız”dı.
Bu ve diğer projeler, 2013 YAŞ Toplantısında dönemin Başbakanı Erdoğan’a, 2014’te dönemin Cumhurbaşkanı Gül’e, 2015’te de özel olarak yine Başbakan ve Bakanlar Kurulu’na sunuldu. O sunumlarda, “Ay Yıldız Projesi” şöyle anlatıldı:
“TSK’nın dağınık kışla yapısının toparlanması projesi ile bağlantılı olarak, Parlamentonun karşısındaki; Devletin merkezindeki yoğun askeri görünümü ortadan kaldırmak, oluşan yoğun servis aracı trafiğini engellemek, Kuvvet Karargâhları/ Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arasındaki müştereklik anlayışını güçlendirmek ve geliştirmek, bir araya toplamak amacıyla başlatılmıştır. Bu sayede; Personel tasarrufu (7 Birim = 5 Kuvvet, Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı), ayrı nizamiyeler, ayrı muhafız birimleri, ayrı ulaştırma birimleri, ayrı sosyal tesis/kantin vs., ayrı nöbetçi heyetleri, ayrı harekât merkezleri, ayrı sistem/yazılım/donanım vs. birleştirilmesi suretiyle yaklaşık 4000 kişilik personel tasarrufu öngörülmektedir. Proje özel bir şirket desteği ile taslak olarak çizilmiştir. Kendi Metro durakları ve havalimanı dahil olmak üzere, spor ve sosyal tesisleri ile örnek kışla mimarisinde olması öngörülmektedir.”
Akar: Tek Adamlık İstemiyorum
Özel’den sonra Genelkurmay Başkanı olan Hulusi Akar da bu projelere destek verdi. Hatta 15 Temmuz darbe teşebbüsünden 4 ay önce Karargâhta Komutanlarla yaptığı toplantıda, “Burada yapılan iş önemlidir, ötelenemez ve ertelenemez. Bu maksatla da bir yola girilmiştir, geri de dönülemez. Derhal uygulamaya geçilmesini emrediyorum” diyerek, projeleri hazırlayanlara teşekkür etti. Akar, o toplantıda şunları da söyledi:
“TSK’nın stratejik yönetiminden sorumlu personel olarak, değişime gözlerimizi kapama veya kafamızı kuma gömme gibi bir alternatifimiz bulunmamaktadır. Böyle yaparak, hiç değişmeden kalacağımızı umma gibi, rasyonellikten uzak bir tavrı benimsememiz de mümkün değil. Aslında tercih yapmamız gereken konu, değişip değişmeyeceğimiz değil, nasıl değişeceğimizdir. Stratejik yönetimden yoksun olaylar ve şartların zorlamasıyla gelişigüzel ve kurumsallıktan uzak bir şekilde mi değişeceğiz? Yoksa bütüncül yönetim anlayışıyla bir hedef doğrultusunda; planlı, bilinçli ve kurumsal bütünlük içerisinde mi değişeceğiz? Sonuçları itibariyle çok önemsediğim, reform niteliğinde olacağına inandığım TSK-2033 Projesi çalışmalarınınyürütülmesinde, hep ortak aklı, müşterek gaye ve gayret birliğinin sağlanmasını emir verdim. Tek adamlık istemiyorum. Tek adamların yaptırdığı çalışmaların onlar gittikten sonra bir kenara kaldırıldığına hep beraber şahit olduk. Bu nedenle, çalışmaların tüm endişeleri ortadan kaldıracak, her türlü merakı cevaplandıracak şekilde, açıklık ve şeffaflık içerisinde yürütülmesi prensibine uyulmasını bekliyorum. Basite indirgemeden, kestirme ve yanlış yollar aramadan, detaylı, itinalı ve sabırla çalışacağız. Neticede TSK-2033 hedefine, bir kanaviçe gibi işleyerek, sabırla ve bir plan dahilinde irili-ufaklı, acil, kısa-orta-uzun vadeli çalışmalar planlayarak ve hayata geçirerek ulaşacağız. Bunun için beklemeye veya tereddüde gerek de yok, tahammülümüz de yoktur.”
“Ay Yıldız” ve diğer tüm projeleri böylesine sahiplenen Akar’ın şimdi, “Sayın Cumhurbaşkanımızın direktiflerini aldık, ‘Devam’ talimatını verdiler” demesi, çok garip değil mi?
Daha önemlisi; Akar’ın, “Pentagon’a rakip olacak” sözleriyle övdüğü projenin mimarı!..
Kim mi? 15 Temmuz’da kendisini darbenin başına geçmeye ikna etmeye çalıştığını belirttiği, şimdi darbeden tutuklu ve hakkında 252 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen, AKP eski milletvekili ve halen Lahey Büyükelçimiz olan Şaban Dişli’nin kardeşi eski tümgeneral Mehmet Dişli.
Özetle; Kendisi hapiste, projesi Washington’da konuşuluyor!..
Müyesser YILDIZ
17 Nisan 2019
Odatv link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/hulusi-akar-darbecinin-projesiyle-ovundu-17041936.html
Odatv yeni link: https://odatv4.com/makale/hulusi-akar-darbecinin-projesiyle-ovundu-17041936