İçeriğe geç

Binali Yıldırım’ın Hesabından “Ekümenik” Paylaşımını Kim Yaptı?

İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nin “Ekümen”liğinin kabul edilmesi ve Ruhban Okulu’nun açılması, ABD-AB emperyalizminin, Türkiye’den talepler ajandasının en başında yer alan konular. Her raporda, Türk yetkililerle her görüşmede mutlaka gündeme getiriliyor.

AKP’nin “Ekümeniklik” politikası hangi aşamalardan geçti, bir kez daha hatırlatalım.

2005’te; Lozan’a atıf yapılarak, Patrikhane’nin bir Türk kurumu olduğu, siyasi-idari işlerle uğraşmamak ve ülkemizdeki Rum Ortodoks vatandaşlarımıza ruhani hizmet vermek şartıyla İstanbul’da kalmasına rıza gösterildiği vurgulanıp, “Hükümetimizin Patrikhane’nin statüsü ve faaliyetlerinin kapsamı hakkındaki görüşleri gayet açıktır. Kamuoyumuzda hassasiyet yaratan konular ilgililerin dikkatine getirilmektedir” deniliyordu.

Bir süre sonra; “Bunun, Hristiyan Ortodoks dünyasının kendi içinde çözmesi gereken bir sorun olduğu” noktasına gelindi.

Son olarak; Patrikhane tarafından geçen ay ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başkanlığına atanan Ruhban Okulu Müdürü ve “Bursa Metropoliti” Elpidophoros Lambriniadis’ten, Erdoğan’ın, “Patrikhane bağımsızdır” görüşünde olduğu öğrendik.

İktidarın politikası bir yana, bir Türk kurumu olan Fener Rum Patrikhanesi’nin Türk vatandaşı olan başı Bartholomeos’un tüm “Uluslararası ilişkilerde”, “Konstantinopolis-Yeni Roma Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” unvanını kullandığını kaydedelim.

ABD-AB’nin bu talepleri ve olanlar ne anlama geliyor; Şimdilerde İktidarla ittifak yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, birkaç yıl önceki açıklamalarından özetle izah edelim. Bahçeli, şunları söyledi:

“AKP’nin teslimiyetçiliği sonucu, AB ile ilişkilerde şimdi tahsilat dönemine girilmiştir. Bütün bu faturaların taksit taksit ödenmesi için Türkiye’nin önüne ödeme vadeleri konulmuştur… İlerleme Raporu’nda, Türkiye’den Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması, Fener Rum Patrikliğine ‘ekümenlik’ sıfatını kullanmasına izin verilmesi ve kilise yönetimi seçimlerine Türkiye’nin karışmaması istenilmiştir… İstanbul’da Fatih Kaymakamlığına bağlı olan Fener Rum Patriği, ‘Ekümenik’ sıfatına kendince meşruluk atfetmiştir. Bilinmelidir ki, Fener Rum Patriğinin sözde ‘Ekümenik’ unvanı devletimizin kurucu anlaşması Lozan’a tamamen aykırıdır. Biz tüm inanç ve dinlere mutlaka saygı duyan bir siyaset disiplini ve ahlâkına sahibiz. Ancak Anadolu’da bir Hıristiyan üstünlüğü hedefinin eşzamanlı olarak, Türklerin bu topraklardan çıkarılması hesabına refakat ettiğini de görüyor ve müşahede ediyoruz. İstanbul’un Vatikan benzeri bir minyatür veya şehir devleti haline getirilerek, ele geçirilmesi amacının ısrarla sürdürüldüğünü görmemek için de kör olmak gerektiği kanaatindeyiz. Bunun yanı sıra, Heybeliada Papaz okulunun açılması için AKP ve dostları fırsat kollamaktadır… Biz, ‘Ekümenik’i bilmeyiz, Papaz okulundan anlamayız, son yurdumuzda meydanı boş bulan misyonerlerin, diyalogcuların, görünmez kilise havarilerinin tezgâhına katiyen düşmeyiz.”

Bartholomeos 24 Mayıs’ta Neredeydi?

Yakın zamanda yaşanan iki gelişmeyi de aktaralım.

Fener Rum Patriği Bartholomeos 24 Mayıs’ta Atina’daydı. Niye gitti, başka kimlerle görüştü meçhûl; ama ABD’nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt’le görüştüğünü biliyoruz.

ABD Rum Ortodoks Kilisesi’ne Elpidophoros Lambriniadis’in atanmasını coşkuyla karşıladıklarını ve yeni görevine başarılı bir şekilde başlamasına yardımcı olmak için herşeyi yapacaklarını belirten Büyükelçi, görüşmede “Ekümenik Patriğin”, Ortadoğu, Ukrayna ve tüm Ortodoks dünyası başta olmak üzere çeşitli önemli konularda dini bir lider olarak oynadığı kritik rolü de konuştuklarını vurguladı.

İkinci gelişme; Mayıs başında ABD Başpiskoposluğuna atanan Lambriniadis’in dün Hürriyet’ten İpek Yezdani’ye yaptığı açıklamalar. “Bakırköy’den ABD’ye Başpiskopos” başlığıyla sunulan röportajda Lambriniadis, yeni görevinin “Stratejik önemi” hakkında bakın neler anlattı:

“Biz bazen Türkiye’deki Patrikhane’nin ne kadar etkili olduğunu fark edemiyoruz. Ancak Fener Rum Patrikhanesi, dünyadaki yaklaşık 300 milyon Ortodoks’u, dini olarak en üst düzeyde temsil eden bir kurum… Tarihte ilk kez bir Türk vatandaşı, ABD’nin başpiskoposluğuna seçilmiş oldu. Bu Türkiye için çok önemli, çünkü ABD Başpiskoposu, Amerika’daki bütün Rumların dini lideridir. Amerikan Ortodoks Kilisesi, dokuz metropolitlikten oluşan, 550 cemaat kilisesi olan, yaklaşık 2 milyonluk cemaati olan, çok büyük fonları bulunan bir kilise… Stratejik önemi ve etkisi çok büyük. Amerika Başpiskoposu, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde ve Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinde her zaman önemli bir rol oynamıştır. Amerika’daki tüm Rum kurumlarının da manevi lideridir. Yani siyasi bir etkinliği de var. Bu açıdan Türkiye için büyük bir fırsat bu, çünkü Türkiye’yi tanıyan, Türkiye’yi anlayan, Türkçe konuşan bir din adamı, şu anda ABD’deki Rum lobisinin başına geçiyor, bunun da önemi ortada. Bu durum, Türkiye-ABD-Yunanistan arasındaki ilişkilere de katkı sunabilir. Bir kere ABD’deki Başpiskoposluk’un, Beyaz Saray’la sürekli açık hattı bulunuyor, ayrıca Beyaz Saray’a girip çıkma kolaylığı var. ABD, insan hakları raporlarında Fener Patrikhanesi’ndeki sorunları da birçok kez dile getirdi, başta Ruhban Okulu olmak üzere bu sorunlara çözüm bulmak ne Ankara’da ne Atina’da çok kolay değil, ancak Washington’da aynı masa etrafında oturarak çözüm bulunması olasılığı daha yüksek. Özellikle Heybeliada’daki Ruhban Okulu açılırsa, göreceksiniz ki, böyle bir gelişme Türkiye –ABD ilişkilerini de çok hızlı bir şekilde iyileştirecektir. Kaldı ki böyle bir kararın, Türkiye açısından hiçbir şekilde olumsuz bir sonucu yok. Cumhurbaşkanımız birçok kez söyledi, Ruhban Okulu’nun açılması için hiçbir hukuki engel yok.”

Ruhban Okulu Açılırsa ABD’yle İlişkilerimiz Hızla İyileşecekmiş

Türk Vatandaşı, ABD Başpiskoposu neler söylüyor?

Birincisi; “Ekümenik” demeden, Patrikhane’nin “Ekümenik” olduğunun altını çiziyor…

İkincisi; Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkilere katkıda bulunacaklarını bildiriyor…

Üçüncüsü; Ruhban Okulu’nun açılmasının, “Türkiye-ABD ilişkilerini hızla iyileştireceği” mesajını veriyor.

Bunları söyleyen Lambriniadis’in, Mart 2011’de Rum cemaatin bulunmadığı Bursa’ya “Metropolit” olarak atandığında yaptığı ilk işi hatırlatmakla yetinelim; Yunanca ve İngilizce broşürler bastırıp, Bizans dönemi Bursa haritası yayınladı!..

Toparlayalım;

Şubat başında Yunanistan Başbakanı Çipras Türkiye’ye geldi ve 48 yıldır kapalı olan Ruhban Okulu’na giden ilk Başbakan oldu…

Burada Bartholomeos ve Lambriniadis’in yanısıra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından ağırlanan Çipras, “Dilerim bu okula yapacağım gelecek ziyaret, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte olur ve kapalı olan okulun kapısını beraber açarız” dedi…

Mayıs’ta Lambriniadis, ABD Başpiskoposluğu’na atandı…

Bartholomeos Atina’ya giderek, ABD Büyükelçisiyle Lambriniadis’in yeni görevini görüştü…

Ve Lambriniadis, Türkiye’den ayrılmadan önce yukarıdaki mesajları verdi…

Binali Yıldırım’ın O Tweeti

Tüm bunlar yaşanmış ve yaşanıyorken, 3 gün önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı, eski Bakan, Başbakan ve Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın Twitter hesabından yapılan bir paylaşım gündeme “bomba” gibi düştü.

Paylaşımda, Bartholomeos’un isim günü kutlanırken, “İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği ve İstanbul Başpiskoposu Patrik Bartholomeos” denildi.

Tepkiler üzerine, önce bu paylaşım silindi, ardından “Ekümenik” ifadesi çıkarılarak, “Fener Rum Patriği Sayın Bartholomeos’un isim gününü kutlar, kendisine sağlıklı bir ömür dilerim” şeklinde yeni bir paylaşım yapıldı.

İddia o ki, Yıldırım’ın bu paylaşımdan kesinlikle haberi yokmuş. Öğrenince de çok sert tepki göstermiş.

AKP Grup Başkanvekilleri olayı, “Danışman hatası” olarak geçiştirse de soralım:

Yıldırım’ın Twitter hesabından sorumlu olanların ya da danışmanların, bu hengamede Bartholomeos’un “İsim gününü” hatırlaması, hadi hatırladı böyle dört başı mamur “unvanıyla” kutlamasının imkân ve ihtimali var mı?..

Bu kadar bilgi ve detaya vakıf olanların, o paylaşımın Yıldırım’a tepki olarak döneceğini düşünmemesi mümkün mü?

Öyleyse, bu son derece profesyonel paylaşımı yapan veya yaptıranlar kimlerdir?..

Patrikhane ve Ruhban Okulu konusunda kritik bir sürece girilirken, “çok manidar bir zamanlama” değil mi ve bu paylaşımla gerçekte kimlere, ne mesaj verilmek istendi?..

Müyesser YILDIZ
14 Haziran 2019

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/binali-yildirimin-hesabindan-ekumenik-paylasimini-kim-yapti-14061902.html

Odatv yeni link: https://www.odatv4.com/yazarlar/muyesser-yildiz/binali-yildirimin-hesabindan-ekumenik-paylasimini-kim-yapti-163023

Kategori:Uncategorized