İçeriğe geç

Hangi Amerika’yla Anlaştık?

Önümüzdeki hafta yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı yoğun gündem nedeniyle bugüne alındı. Toplantıda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın diğer güvenlik konularının yanısıra “Fırat’ın doğusuna yönelik olası operasyon ve güvenli bölge çalışmaları” hakkında bir sunum yapacağı bildiriliyor.

Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması planlanan “Güvenli bölge” ile ilgili hangi gelişmeler oldu, önce bunu hatırlatalım.

Milli Savunma Bakanlığı ile ABD askeri heyeti arasında 3 gün süren görüşmelerin ardından 7 Ağustos’ta Şanlıurfa’da bir “Müşterek Harekât Merkezi” kurulması kararlaştırıldı.

12 Ağustos’ta bir grup ABD askeri, merkezin kuruluş çalışmalarını yürütmek üzere Şanlıurfa’ya geldi.

15 Ağustos’ta ABD’nin Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Korgeneral Stephen Twitty başkanlığındaki bir askeri heyet de önce Genelkurmay’ı, sonra Şanlıurfa’yı ziyaret etti.

Twitty’den 1 gün sonra Genelkurmay Başkanı, MİT Başkanı ve Kuvvet Komutanlarıyla Şanlıurfa’daki birliklerde denetlemelerde bulunan Milli Savunma Bakanı Akar, “Hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı. Özellikle kritik fonksiyonların tesisi gerçekleşti, diğer konularda da çalışmalar devam etmektedir. Birleşik Müşterek Harekat Merkezi tam kapasiteyle önümüzdeki hafta çalışmaya başlayacak” dedi.

Bu süreçte Erdoğan tatildeydi. ABD ile yapılan anlaşma konusunda sadece 7 Ağustos’ta şu açıklamayı yaptı:

“Üç günlük bir görüşme periyodu oldu ve bu görüşmeler gerçekten olumlu bir istikamette devam etti. Tarih vermeyeceğim, şimdi Amerikalılar ile birlikte bir harekât merkezinin kurulması kararı verildi. Bu harekât merkezini kurmak suretiyle buradaki süreç başlatılacaktır. Dolayısıyla adım atıldı mı, atılmadı mı, bu soru cevabını buluyor. Demek ki, adım birlikte atılıyor. Burada aslolan Fırat’ın doğusunda bu adımın atılması meselesiydi ve bu da şimdi Amerikalılarla birlikte gerçekleştiriliyor.”

Twitty’nin ziyaretinden sonra ABD’nin Avrupa’daki askeri güçleri ve bunların nerede durduğu epey konuşuldu. Bu güçleri hatırlatalım.

İki büyük komutanlık var; Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (EUCOM) ve Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM).

Müşterek Harekât Merkezi’nin kurulması için ülkemize gelen Twitty, EUCOM’un Komutan Yardımcısı. Yani Suriye meselesini bu Komutanlıkla halletmeye çalışacağız.

ABD’nin diğer gücü CENTCOM’a gelince; Suriye’deki teröristleri desteklediği biliniyor. Bir önceki Komutanı General Joseph Votel Mayıs 2016’da Kobani’de toplantı yaptığı PKK’lılara, “Akdeniz’e açılan bir devlet” sözü verdi. Votel’den sonraki Komutan McKenzie de aynı yolu izledi. Trump’un Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey’nin Ankara’da görüşmeler yaptığı 22 Temmuz’da Suriye’ye gidip, YPG’li teröristlerin ağırlıkta olduğu “Demokratik Suriye Güçleri”nin sözde komutanı Mazlum Kobani kod adlı Şahin Cilo’yla biraraya geldi.

Bu garip tablonun özeti şu; ABD’nin Avrupa’daki bir gücü Türkiye’yle, diğer gücü terör örgütüyle işbirliği yapıyor!..

Peki işbirliği yaptığımız EUCOM ne kadar iyi (!), anlatalım.

EUCOM, ABD’nin Avrupa’daki Pentagon’u gibi. Zira altında kara, hava, deniz ve özel operasyonlar komutanlıkları var.

Herhalde bunlardan ABD’nin Avrupa ve 7’inci Ordusu olarak bilinen Kara Komutanlığı (USAREUR) ile yakın çalışacağız. O yüzden burası hakkında fikir vermeye çalışalım.

USAREUR’un şimdiki Komutanı Generel Christopher G. Cavoli göreve, 18 Ocak 2018’de geldi.

Önceki Komutan Kimdi?

Cavoli’den önceki Komutan ise Ben Hodges’du. Hodges, 2014-2017 yılları arasında bu görevi yürütürken, Cavoli de 7’inci Çokuluslu Eğitim Komutanlığı’nın başında, bir anlamda onun yardımcısıydı.

Özellikle Hodges, Türkiye’nin yakından tanıdığı biri.

NATO’nun yeniden yapılandırılması kapsamında 2010 yılında NATO’nun tek Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı haline getirilen İzmir Şirinyer’deki Müttefik Kara Komutanlığı’na atanan ilk isim oldu. Göreve başlarken, Türkiye’nin NATO’ya her zaman önemli katkılar sağladığını ve Türk askerlerinin özellikle Afanistan’da harika işlere imza attığını belirten Hodges, “Türk askeri inanılmaz. Herkes onlara güveniyor, aynı zamanda çok disiplinliler” dedi.

O dönemde Türkiye’nin Çin’den füze alması gündemdeydi. Hodges, 2013’te şunları söyledi:

“Tabii ki, her ülke kendi istediği sistemi almakta özgürdür, ama bir ittifakın içinde olmanın temel kuralı, sistemlerin ve prensiplerin birbirleriyle eşgüdümlü olmasıdır. Bence NATO Çin yapımı bir savunma sistemini kendi sistemiyle eşleştirmeye hiçbir zaman izin vermez ve vermemelidir.”

Bilindiği gibi, Türkiye Kasım 2015’te Çin’den güze almaktan vazgeçti!..

Akar’a Desteği İçin Teşekkür Etti

Ekim 2014’te İzmir’deki görevinden ayrılan Hodges’un devir-teslim törenine dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar da katıldı. Veda konuşmasında, kendisine verdiği destekten dolayı Akar’a teşekkür eden Hodges, “Türk halkının misafirperverliği dillere destan olup, hepimiz karargahta ve İzmir’de, bu misafirperverlikten fazlasıyla faydalandık. İzmir, 1952 yılından beri NATO karargâhına ev sahipliği yapmış olup, bu NATO’nun dünyanın sorunlarla dolu bu bölgesinde stratejik bir konumu bulunan Türkiye’nin, güvenliğini koruma taahüdünün bir ifadesidir. Aynı şekilde 1952 yılından beri NATO karargahına ev sahipliği yapma gönüllülüğü, Türkiye’nin ittifaka olan taahüdünün bir ifadesidir” dedi.

S-400 ve 15 Temmuz’la İlgili Görüşleri

İzmir’den sonra Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanan ve buradan emekli olan Ben Hodges’in adı geçtiğimiz Mart ayında bir kez daha dikkat çekti.

Türkiye-ABD arasında S-400 geriliminin arttığı günlerde Deutsche Welle’ye konuşan Hodges, özetle şunları anlattı:

“Bu iş bitti denilen bir noktada değiliz… Karşılıklı açıklamaları, yürütülen pazarlıkların bir parçası olarak değerlendiriyorum. İzmir’de NATO komutanı olarak görev yaptığım dönemde de Türkiye’nin Çin sistemini alacağı kesindi, herkes bundan çok emindi, ancak Türkiye geri adım attı. Bazı gerçekleri çarpıtmadan konuşmamız gerekir; 2013 yılında Suriye’den gelen füzelere karşı Türk şehirlerini ve Türk halkını korumak için Türkiye’ye ABD, Alman ve Hollanda Patriot sistemleri konuşlandırıldı. Bu misyon neredeyse 2 yıl sürdü. Daha sonra İspanyollar bu görevi üstlendi. Rusya’nın sattığı füzelerle hedef alınan Türkiye’yi korumak için desteğe giden Rusya değil, müttefikleri oldu… Samimiyetle şunu ifade edeyim; Bu konu çözümlenecek. Türkiye, hem coğrafi konumu hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kadın ve erkek mensuplarının yüksek niteliği nedeniyle hem ABD hem NATO için asli bir müttefik. Aynı şekilde ABD ve Batı da Türkiye için asli öneme sahip. Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, müthiş bir adam. Kendisini yıllardır tanırım. O NATO’dan anlar, önemini bilir. Bu konuda eninde sonunda doğru zemine ulaşacağımıza güvenim tam… Günün sonunda Türkiye ekonomik geleceğinin Batı’ya bağlı olduğunun, Türk ekonomi modelinin Batı ekonomi modeli olduğunun bilincinde… Sonunda aklı selim galip gelecektir.”

Hodges’un görüşleri bundan ibaret değildi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ABD’nin Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu hatırlatılıp, bu konudaki değerlendirmesi sorulduğunda da şu karşılığı verdi:

“Türk halkına ve Türk ordusuna duyduğum saygıdan ötürü spekülasyon yapmak istemem. İlk olarak şunu ifade edeyim: Cumhurbaşkanı Erdoğan demokratik yollardan seçilmiştir. Ben ya da bizler, asla herhangi bir ülkedeki ordunun demokratik seçimlerle göreve gelmiş iktidarının devrilmesi düşüncesini desteklemeyiz. ABD’nin bu konudaki görüşü çok net. İkinci olarak da, herkesin adil bir yargılama hakkına sahip olması ve Türk Ordusu’nun yeniden Batı ile irtibatı olan, NATO deneyimi olan kadroları oluşturabilmesini ümit ediyorum… Akar liderliğinde, Türk Ordusu’nda bunun yeniden sağlanabileceğine inancım tam.”

“Erdoğan’dan Sonrasını Düşünelim” Dedi

Hodges, son olarak geçen ay, S-400 füzelerinin Türkiye’ye gelmesinin ardından konuştu.

S-400 alımının Türkiye’nin kurumsal kararı değil, Erdoğan’ın kişisel siyasi tercihi olduğunu öne süren Hodges, “Erdoğan’dan sonrasını düşünerek hareket etmeliyiz. Türk-ABD ilişkilerinin 1.0 versiyonu muhtemelen bu yaz ölecek. Türk-ABD ilişkilerinin 2.0 versiyonunu ve Erdoğan’dan sonraki hayatı düşünmeye başlamamız gerekiyor” dedi.

Hodges, “Peki ya Erdoğan yönetimde kalmaya devam ederse?” sorusu üzerine de şunu söyledi:

“Bu büyük bir zorluk ve ciddi bir risk. Ama umuyorum ki, iki taraf da yeni bir jeostratejik çerçeveden hareket eder. Türkiye’yi kaybetmeyi göze alamayız.”

ABD’nin Avrupa’daki Ordusunu hangi anlayıştaki insanların yönettiği ortada ve maalesef Türkiye, Suriye’de “güvenli bölge” için işte bu kafadaki insanlarla işbirliği yapacak!..

Müyesser YILDIZ
21 Ağustos 2019

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/maalesef-turkiye-iste-bu-kafadaki-insanlarla-isbirligi-yapacak-21081925.html

Odatv yeni link: https://odatv4.com/makale/maalesef-turkiye-iste-bu-kafadaki-insanlarla-isbirligi-yapacak-21081925-167151

Kategori:Uncategorized