İçeriğe geç

ABD Urfa’ya Neden Geldi?!.

Ankara, terör koridorunu ortadan kaldırmak için Suriye’nin doğusuna operasyon yapmaya hazırlanırken, 7 Ağustos’ta ABD ile bir anlaşmaya varıldı.

Anlaşma kapsamında da ilk olarak Şanlıurfa’da bir “Müşterek Harekât Merkezi” kurulması kararlaştırıldı. Bu amaçla önce bir grup Amerikan askeri, ardından ABD Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Korgeneral Stephen Twitty Şanlıurfa’ya geldi.

Bu gelişmelerin ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Müşterek Harekat Merkezi’nin bu hafta tam kapasiteyle çalışmaya başlayacağını açıklarken, ABD’nin YPG ile işbirliğinin bir an önce bitmesini beklediklerini bildirdi ve “Bizim iyi niyetle, müttefiklik, stratejik ortaklık ruhuyla yapmaya çalıştığımız bu faaliyet herhangi bir şekilde akamete uğrarsa, buna karşı bizim de kendi başımıza hareket edeceğimizin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz” dedi.

Çarşamba günü yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’ndan sonra Sözcü İbrahim Kalın da Müşterek Harekât Merkezi’nin beklentilerimizi tümüyle karşılamamakla beraber olumlu yönde atılmış bir adım olduğunu belirterek, “Güvenlik bölgenin kontrolünün Türkiye’de olması esastır” açıklamasını yaptı.

Özetle işler yolunda gözüküyor!..

Öyle ki, iktidar medyası, güvenli bölgenin detaylarını yazmaya başladı bile. Şanlıurfa Akçakale’deki Müşterek Harekât Merkezi’nin tam kapasite çalışılmasının ardından öncelikli olarak teröristlerin silahları toplanıp, 20 millik koridordan çıkarılacakmış… Gözlem noktaları kurulduktan sonra da Türk-ABD ortak devriyesi başlayacakmış vs.

-Bizi Kim Kandırıyor?-

Ankara’daki bu pembe tablolara karşın bir de ABD cephesine bakalım.

Twitty’nin 15 Ağustos’taki Ankara ve Şanlıurfa ziyaretleri hakkında Milli Savunma Bakanlığı, “Harekât merkezinin kurulumu ile ilgili koordine faaliyetinde bulunmak üzere geldi. İncelemelerde bulundu, gitti” mealinde açıklama yaparken, ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı, kelimesi kelimesine şunları söyledi:

“Devam eden müzakereler, geçtiğimiz hafta Ankara’da düzenlenen ve Türkiye’nin güvenlik endişeleri, DEAŞ’ın yeniden birleşmesini önlemek için Suriye’nin kuzeydoğusunda güvenliği sağlama ve Koalisyon ve ortaklarımızın DEAŞ’ın tamamen bozguna uğratma başarısına odaklanmasını sağlama konularına değinen askeri görüşmelerin hemen ardından gerçekleştirildi. Müşterek Harekât Merkezi bu çaba için planlama ve bilgi vermeyi sürdürecektir. Türk askeri yetkilileri ile ziyareti süresince Stephen M. Twitty, Türkiye’nin eskiden beri süregelen bir partner ve güvenilir NATO müttefiki olduğunun altını çizmiştir. Twitty, ayrıca güçlü askeri ilişkilerin önemini vurgulamış ve ABD’nin, müşterek harekat merkezinin başarılı şekilde hayat geçirilmesi için Ankara’da verilen taahhütlere olan bağlılığını ifade etmiştir.”

Bu, ABD’nin ilk mesajıydı; “Önceliğimiz YPG/PKK değil, DEAŞ’la mücadele. Müşterek Hârekat Merkezi de bu çaba için kuruldu” demeye getiriliyordu.

Ancak ne Ankara, ne iktidar medyası oralı oldu!..

ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı’nın sözkonusu duyurusundan 6 gün sonra Çarşamba gecesi, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yaklaşık 5 saat süren Kabine toplantısı hakkında bilgi verdiği saatlerde Milli Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı.

Bakan Akar, ABD’li mevkidaşı Mark Esper’le telefonla görüşmüştü. Medyamızın, “Kritik güvenli bölge açıklaması… MSB’nin ABD ile güvenli bölge görüşmesi başladı… Akar-Esper görüşmesi; Planın birinci aşaması başladı” başlıklarıyla verdiği açıklama şöyleydi:

“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile telefonda görüştü. Görüşmede, Bakan Akar tarafından Suriye’de Fırat’ın doğusunda Güvenli Bölgeye ilişkin bilinen görüş ve beklentilerimiz ifade edilerek, söz konusu bölgenin takvimde belirlenen esaslar çerçevesinde zaman kaybetmeksizin oluşturulmasının gerekliliği vurgulandı. Görüşmede, iki Bakan tarafından Güvenli Bölgenin oluşturulmasına ilişkin planın birinci aşamasının bugünden itibaren başlatılması ile planlamanın ileriki aşamalarını ele almak amacıyla askeri heyetlerin en kısa zamanda Ankara’da tekrar bir araya gelmeleri hususlarında mutabık kalındı.”

-Teröristbaşının Mektubunu Yayınlayan AA Bunları Görmedi-

MSB’den birkaç saat sonra Pentagon’dan da bir açıklama geldi. Medyamızın büyük bölümü Anadolu Ajansı kaynaklı olarak bu açıklamayı da aktardı. Haberler şöyleydi:

“Esper ve Akar, askeri heyetlerin Suriye’nin kuzeydoğusunda birlikte çalışmalarından övgüyle bahsetti ve bölgede oluşturulan güvenlik mekanizmasının uygulanmasından memnuniyetlerini dile getirdi. Ortak harekat merkeziyle ilgili hâlâ üzerinde çalışılması gereken teknik detaylar olduğu konusunda hem fikir olduklarını belirten iki bakan, güvenli bölge konusunda mutabık kalınan planın uygulayacağı konusunda aynı görüşte olduklarını açıkladı.”

Oysa Pentagon Sözcüsü Jonathan R. Hoffman’ın yaptığı yazılı açıklama tam olarak şuydu:

“Suriye’nin kuzeydoğundaki güvenliğin ele alındığı görüşmede Bakan Esper ve Bakan Akar, askeri heyetlerin şu ana dek kaydettiği ilerlemeleri takdir etti ve kuzeydoğu Suriye’de yeni bir güvenlik mekanizmasının uygulanmasını memnuniyetle karşıladılar. ABD ve Türkiye, planı belirlenen adımlar halinde, işbirliği ve eşgüdümlü bir biçimde icra edecektir. Halen içinden çıkılması gereken teknik detaylar olmakla birlikte Bakan Esper ve Bakan Akar, Türkiye’de Ortak İşbirliği Merkezi’nin kurulması ile icra edilen çerçeveyi uygulamak için ivedi eşgüdümlü adımlar atılmasına yönelik amaçlarını onayladılar. Bakan Esper ve Bakan Akar, bu mekanizmanın, sınırı sürdürülebilir bir biçimde korumanın, Küresel Koalisyon’un IŞİD’i alt etmek gayretindeki mücadele devamlılığını sağlamanın ve paylaşılan bu çıkarları baltalayacak, koordineli olmayan askeri faaliyetlerin sınırlandırılmasının uygulanabilir bir yol olduğunu teyit ettiler.”

Türkçeleştirelim, açıkça şu söylendi:

– Türkiye’de kurulan “Ortak İşbirliği Merkezi”, Küresel Koalisyonun IŞİD’le mücadelesinin devamlılığını sağlayacak,

– Ve bu çıkarları baltalayacak koordineli olmayan askeri faaliyetleri sınırlayacaktır…

“Koordineli olmayan askeri faaliyetlerden” kasıt ne; Elbette PKK/YPG’ye yönelik operasyonlar!..

İşte İmralı’daki teröristbaşının mektubunu yayınlayan devletin Anadolu Ajansı başta olmak üzere hiçbir medya 2 gün geçtiği halde bu açıklamayı gündeme getirmedi.

Sadece bugün Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Hande Fırat, iki bakanlığın açıklaması arasındaki farklara dikkat çekti, ama ana amaçlardan birisinin “IŞİD’le mücadelenin sürdürülmesi” olduğu kısmını o da görmedi.

Bu vahim tabloyu “Ton farkı” olarak nitelendiren Hande Fırat, “Türkiye’nin de çok iyi farkında olduğu gibi, ABD’nin yeni bir oyalama, mekanizmayı farklılaştırma, terör örgütünü koruma gayretinde olabileceği” yorumunu yaptı.

Ne oyalaması ya da kandırması?!. Adamlar ne yaptıklarını ve istediklerini açıkça anlatmış!..

Türkiye’yi oyalayan, gerçekte bunları Millete duyurmayan veya duyurması engellenen medyamız olmasın?!.

Bu işin bir boyutu.

Asıl kısma gelirsek; ABD, bu konularda iki bakanın “Mutabık kaldığını” iddia etti.

2 gün geçti. İlgililerden, ses seda yok!.. Acaba medyamız yazmadığı için Pentagon’un bu açıklamasından haberleri olmadı da ondan mı?!.

ABD cephesinden bir not daha; Başkan Trump dün, “IŞİD’i biz yüzde yüz yok ettik. Bunu rekor zamanda başardım. Ama bir noktada IŞİD’in bulunduğu Rusya, Afganistan, İran, Irak, Türkiye gibi ülkelerin kendi mücadelelerini sürdürmeleri gerekecek. Çünkü biz, bir 19 yıl daha harcamak istemiyoruz” dedi.

Ne âlâ; Rusya HTŞ, ABD IŞİD’le Türkiye’nin mücadele etmesini istiyor. Sanki askerimiz “ihraç” ürünü!..

Ez cümle; “Stratejik müttefikimizin” niyetleri ayan beyan ortada olduğuna göre, yöneticilerimizin, ABD’lileri Şanlıurfa’dan geldikleri gibi göndermeleri gerekmiyor mu?!.

Müyesser YILDIZ

23 Ağustos 2019

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/abd-urfaya-aslinda-neden-geldi-23081940.html

Kategori:Uncategorized