İçeriğe geç

Montrö’den Sonra Ankara Antlaşması da mı Tartışmaya Açılacak?

Ülkemizin güvenliğini doğrudan tehdit eden, emperyalizmin Sevr’i hayata geçirmede kullandığı PKK/PYD terör örgütü Fırat’ın doğusunda ABD’nin, Fırat’ın batısında Rusya’nın himayesinde varlığını sürdürürken, Ankara İdlib’i korumak için halen BM’nin “Meşru yönetim” olarak tanıdığı Suriye rejimine savaş açtı, “Bahar Kalkanı” Harekâtını başlattı.

Tam bir “Cendere” içindeyiz.

Erdoğan da bugün AKP Meclis Grup Toplantısında, “Cendere”yi kabul edip, “Sahada da diplomasi masasında da mücadelemizi sürdürerek, Türkiye’yi sokulmaya çalışıldığı cendereden kurtaracağız. İşte o zaman önümüze yepyeni bir dönemin açıldığını göreceğiz” dedi.

Sormayalım mı; Buraya neden ve nasıl geldik? 18 yıl önce sadece Suriye sınırımızda değil, Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de böylesi bir “Cenderenin” olabilme imkan ve ihtimali var mıydı?

Erdoğan’ın bugünkü sert konuşmasından anladık ki, hiçbir şey sorulması istenmiyor, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden herkese bir kez daha, “Ya bendensin ya da haysiyetsizsin, onursuzsun, şerefsizsin, alçaksın, hainsin” deniyor.

Milletçe hem birlik ve bütünlüğe hem de ortak akla ihtiyacımız olan bir dönemde, üstelik bir yandan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, iç cephe ile dış cepheye ilişkin o çok önemli sözlerini aktarıp, öte yandan bu ağır hakaretlerde bulunmak “İç cepheyi” parçalamaktan başka neye yarar?

-Yardım İstenenler Kim?-

Şaşkınlık mı şaşırtma mı, Erdoğan’ın diğer bazı sözlerini de anlamak mümkün değil.

Örneğin, “Ülkemizin haklarını savunmak için dünyanın dört bir yanını nasıl hallaç pamuğu gibi attıysak, bugün de her yere gitmekten imtina etmeyiz. Türkiye dün Çanakkale’de de emperyalistlere karşı mücadele ediyordu, bugün Suriye sınırında da emperyalistlere karşı mücadele ediyor” dedi.

Bilimum emperyalist ülke Suriye’ye yerleşmiş… ABD ve Rusya’nın “Restleri” üzerine PKK/PYD’ye yönelik operasyonlar durdurulmuş… Üstüne şimdi o emperyalistlerden, Suriye rejimiyle mücadele için silah ve para desteği isteniyor…

Bu, emperyalizmle nasıl bir mücadeledir?.. Türkiye üzerinde emperyalist emelleri olan, “Dostluk” yıllarında Türkiye’ye, “PKK bugünün meselesi değil, Sevr’e kadar götürebiliriz” hatırlatmasında bulunan, bir anlamda “Önümüze Sevr’i koyuyorlar” uyarısında bulunan Esad mıdır?..

-İdlib 99 Yıldır Suriye Toprağı-

Ya şu ifadesi?

“Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal’in vatan toprağı olan Çanakkale’yi savunduğu dönemde İdlib’in de vatan toprağı olduğunu bilmiyor. Yolu Çanakkale’ye düşerse İdlib doğumlu şehitleri belki utanır da yüzü kızarır.”

Doğru, Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’yi savunurken, İdlib de vatan toprağıydı.

Ama 20 Ekim 1921’de, yani 99 yıl önce imzalanan ve güney sınırımızı belirleyen Ankara Antlaşması’ndan beri İdlib, Suriye toprağı.

Amaç, Ankara Antlaşması’nı tartışmaya açmak veya İdlib’in yeniden Türkiye’ye bağlanması, yani emperyalist ABD’nin Suriye’yi üçe bölme planını sahiplenmek değilse, bu sözlerin anlamı nedir?

Türkiye “sokulmaya çalışıldığı cendereden” böyle “kurtarılacak” ise, “Önümüze yepyeni bir dönemin açıldığını göreceğiz” denilen o dönem, acaba nasıl bir dönem olur?

Hep birlikte düşünelim!..

Tabi Kılıçdaroğlu ile ilgili şu yorumunu da:

“Bir insanın kendi ülkesine ve milletine böylesine derin bir kin beslemesi için ya geçmişte ağır bir travma yaşaması ya da daha başka bir çıkar hesabının pençesine düşmüş olması lazım. Sanıyorum karşımızdaki zatta her iki durum birden söz konusudur.”

Müyesser YILDIZ

4 Mart 2020

Kategori:Uncategorized