Ülkemizde ve dünyada çok önemli gelişmeler yaşanırken, Odatv’ye operasyon düzenlendi. Barış’lar tutuklandı. Yetmedi, Odatv’ye erişim engeli getirildi. Son olarak 2 gün önce adli kontrol şartıyla bırakılan Murat Ağırel hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
Bu arada, herhalde Odatv’yle meşgûl olduklarından iktidar medyasının göremediği, halkımızın da pek haberdar olmadığı bir gelişme daha yaşandı.
Sözkonusu gelişme, uzun bir aradan sonra İmralı’daki teröristbaşına ailesiyle görüşme izni verilmesiydi.
Teröristbaşı son olarak Haziran’da sahneye çıkmış ve Devlet’in izniyle İmralı’ya gönderilen bir akademisyen aracılığıyla, İstanbul seçimleri hakkındaki görüşlerini kamuoyu ile paylaşmıştı!..
Teröristbaşının ailesiyle görüşmesi öncesi gündemimizde ne vardı; Suriye… İdlib’de 34 askerimiz şehit edilmiş, “Suriye’nin yanması, İdlib’in yıkılması, Esad’ın kahrolması” bekleniyordu… Sonuç malûm; Erdoğan, Moskova’ya gitti, Putin’le yeni bir anlaşma yapıldı ve ateşkes kararı alındı.
Teröristbaşı Ne Mesaj Verdi?
İmralı’ya dönelim.
Görüşme izni verilmesinin sebebi, İmralı’da çıkan yangınmış. Teröristbaşının yangından etkilenmediğinin ve durumunun iyi olduğunun gözlemlenmesi sağlanmış.
Bu vesileyle de teröristbaşı, kardeşi Mehmet Öcalan üzerinden şu mesajları göndermiş: bakalım.
– Türkiye ve Ortadoğu’daki siyasi krize çözüm gücünü bir kez daha vurgulamış…
– 2019’da yapmış olduğu görüşmelerde ortaya koyduğu duruşu daha güçlü bir şekilde devam ettirdiğini söylemiş…
– Son süreçte yaşanan siyasi gelişmelerin haklılığını ortaya koyduğunu belirtip, “İmralı’da uygulanan ve halkların geleceğine yönelik olan” tecridin derhal kaldırılmasını istemiş…
Özetle, Suriye ve yine “Barış-çözüm” mektubu yazmış!..
Önce bu konularda teröristbaşının 2019’da yaptığı görüşmelerde ortaya koyduğu “Duruş”u hatırlatalım.
8 yıl aradan sonra 2 Mayıs 2019’da avukatlarıyla görüşmesine izin verilen teröristbaşı, “İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ve demokratik müzakere yöntemine şiddetle ihtiyaç olduğunu” tekrarlarken, Suriye konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin ve hatta bölgenin sorunlarını, başta savaş olmak üzere, fiziki şiddet araçlarıyla değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz. İnanıyoruz ki, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kapsamında Suriye’deki sorunların çatışma kültüründen uzak durularak; içinde bulundukları konumun, durumun Suriye’nin bütünlüğü çerçevesinde Anayasal güvenceye kavuşturulmuş yerel demokrasi perspektifinde çözüme ulaştırılması amaçlanmalıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin hassasiyetlerine de duyarlı olunmalıdır.”
Teröristbaşının, Suriye ile nasıl bir bağı var; bunu da özetleyelim:
– Karışıklığın başladığı 2011’de PKK’ya, “Kürtler öz savunma gücü oluştursun. 50 bin kişilik ordu kursun” mektubu yazdı ve bu mektup nasıl olduysa örgüte ulaştı!..
– PYD/YPG’nin kılıfının “Suriye Demokratik Güçleri” olmasını önerdi!..
– Salih Müslüm’i PYD’nin başına atadı!..
– Temmuz 2014’te, “Kürt halkına ve gençlere seferberlik” çağrısı yapıp, Suriye’nin kuzeyine yardıma gitme talimatı verdi!..
– O vakitler müzakereleri yürüten devlet görevlileri de, “Öcalan’ın İmralı’dan örgütü yönettiğini, buna müsaade ettiklerini, Suriye’deki evlerde resimlerinin asılı olduğunu” söyledi!..
Şimdi son İmralı mesajının anlamına gelelim.
Hani Trump, Barış Pınarı Harekâtı’nın başladığı gün Erdoğan’a gönderdiği mektupta, teröristbaşının “Manevi oğlu” olarak bilinen ve Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı “Mazlum Kobani” kod isimli terörist Ferhad Abdi Şahin’den söz edip, “Harika bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum sizinle müzakere etmek istiyor ve daha önce vermedikleri bazı ödünleri vermeye niyeti olduğunu söylüyor. Size güvenerek, (Mazlum Kobani’nin) bana yazdığı, elime yeni ulaşan mektubu da ekliyorum” demişti ya;
Anlaşılan o ki; İmralı’daki teröristbaşı, “Oğlumla değil, benimle anlaşmalısınız” mesajı göndermiş oldu!..
Hangisi Daha Utanç Verici?
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, 40 bin insanımızın katili hâlâ hapishaneden örgütünü yönetmeye devam ediyor. Yetmiyor, Devlet’e çağrıda bulunuyor; yetmiyor, mesajları duyuruluyor.
Ve bunlar gayet normal karşılanıyor!..
Ama üzülmeyelim, teröristbaşı açısından normal karşılanmayan, hatta “Utanç verici” bulunan bir şey yaşandı.
Aynı günlerde İtalya’nın Fossalto Belediyesi, teröristbaşını “fahri hemşehri” ilân edince, Dışişleri Bakanlığımız, şu sert tepkiyi gösterdi:
“Teröristbaşı Abdullah Öcalan’a fahri hemşehrilik verilmiş olması, bu caninin işlediği ağır insanlık suçlarını görmezden gelen utanç verici bir gelişmedir. 40 bini aşkın masum insanın katledilmesinden sorumlu, uyuşturucu ve insan ticareti, kara para aklama, çocuk kaçırma ve diğer örgütlü suçlarda kabarık bir sicile sahip olan, AB terör örgütleri listesinde kayıtlı PKK’nın ve elebaşının meşrulaştırılması girişimleri beyhudedir. Ayrıca terörizmle mücadelede uluslararası işbirliği ruhuna tamamen aykırıdır. İtalya’da bazı yerel yönetimlerin benzer kararlarının son örneğini teşkil eden bu girişim ve bundan sonra olabilecek benzer girişimlere karşı İtalyan makamlarından terör örgütüne karşı mücadelede işbirliği beklentimizi bir kez daha ifade ediyoruz.”
Teröristbaşına Bu Ne İhtimam?
Gazeteciler tutuklanıp, Türkiye’nin en büyük haber sitesine erişim engellenirken, teröristbaşı cenahında şu da oldu:
Kardeşi Mehmet Öcalan ziyaretine gittiğinde, “Bana bilgi verdiler. Herhalde sende ateş var, nezle olmuşsun” diyerek, onunla tokalaşmamış.
Düşünebiliyor musunuz; İmralı’daki görevliler, ziyaretçisinin sağlık durumu hakkında teröristbaşını bilgilendirmiş, o da hastalanmamak için bu tedbiri almış!..
Teröristbaşı dahi olsa, cezaevindeki bir insanın sağlığı konusunda ne büyük bir ihtimam, insan hakları, hukuk ve demokrasimiz açısından ne güzel bir gelişme, değil mi?
Ahh, bunun üstüne sadece ve sadece gazetecilik yaptığı için tutuklanan Barış Pehlivan’ın cezaevinde darp edildiği haberi gelmeseydi!..
Silivri’deki Barış’lara kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
8 Mart 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/odatv-susturulmak-istenirken-imralida-neler-oldu-08032020.html
Odatv yeni link: https://www.odatv.com/yazarlar/muyesser-yildiz/odatv-susturulmak-istenirken-imralida-neler-oldu-179828