Libya’da şehit düşen MİT personelinin ismi daha önce açıklandığı ve cenaze törenine ilişkin fotoğraflar sosyal medyada paylaşıldığı halde Odatv’nin bunu haberleştirmesi üzerine ilk olarak hem bu habere erişim engeli getirildi hem de Barış Terkoğlu ve haberi yazan Hülya Kılınç tutuklandı. Ardından Barış Pehlivan ile Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel hakkında tutuklama kararı verildi.
Bu süreçte bir şey daha oldu; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Odatv’ye erişimi tümden engelledi.
-EGM Kararını Çoktan Vermiş-
Peki neden? Hemen anlatalım…
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, Terkoğlu ve Kılınç’ın tutuklanmasından 1 gün sonra İçişleri Bakanı adına BTK’ya “İvedi” notuyla bir yazı gönderdi.
Yazıda, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun ilgili maddesinden, şehit MİT personeliyle ilgili haberden, habere erişim yasağı konmasından ve Terkoğlu ile Kılınç’ın tutuklanmasından söz edildi.
Ancak bunların öncesinde kelimesi kelimesine şöyle denildi:
“Odatv isimli internet sitesi üzerinden genel yayın politikası olarak herhangi bir teyit ya da kaynak göstermeden halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği, toplumda karışıklık çıkardığı, ülkenin huzur ve güvenliğini bozmaya çalıştığı değerlendirilen haber ve içerikler yayınladığı, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunmasını ihlal ettiği değerlendirilen içerikleri ile ilgili içeriğin çıkarılması/erişimin engellenmesi tedbirlerinin uygulandığı bilinmektedir.”
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Odatv’nin genel yayın politikası ile ilgili “Değerlendirmesi” neymiş? “Herhangi bir teyit ya da kaynak göstermeden, halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etmek” miş… “Toplumda karışıklık çıkarmış”… “Ülkenin huzur ve güvenliğini bozma amaçlı haber ve içerikler yayınlamış”… “Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunmasını ihlal etmiş”…
Bakar mısınız; meğer Odatv neler yapmış da haberimiz olmamış!.. Hadi bizler duymadık, anlamadık da ciğerlerimize kadar nüfuz eden devlet bu kadar “Suça” bugüne kadar niye seyirci kaldı?!.
Meğer, o haberle bardağın dolmasını beklemişler!..
Nereden mi çıkarıyoruz?
O dehşet “Değerlendirmelerden” sonra yazının şöyle devam etmesinden:
“Son olarak Yazı İşleri Müdürlüğünü Barış Terkoğlu ve Haber Muhabiri Hülya Kılınç’ın yapmış olduğu www.odatv.com isimli haber sitesinde 03.03.2020 günü ‘Sessiz sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Oda TV ulaştı’ haberi yayınlanmıştır.”
Yazıda, işte bunlardan sonra Terkoğlu ve Kılınç’a yöneltilen suçlamalar ile hukuki süreç anlatıldı. Sonuçta da BTK’dan şu talepte bulunuldu:
“İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/03/2020 tarih ve 2020/166 sorgu sayılı kararında da açıklandığı gibi, adı geçen internet sitesinin 2937 yasa ile MİT’in yapmış olduğu faaliyetlerin milli güvenlikle alakalı olduğu açıkça ortada iken ve bu durumun daha önceki verilen mahkeme kararlarıyla da ortaya konulmuş olmasına rağmen (Yargıtay 16. Ceza Dairesinin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili vermiş olduğu karar) faaliyetlerini yürütmesinin 5651 sayılı kanunun 8/a kapsamında değerlendirilmesinin yeterli olmayacağı, ilgili maddenin içeriğinde de görüleceği üzere bir takım içeriklerin çıkartılmasının yasanın amacına matuf sayılamayacağı, ilgili sitenin tümüyle erişiminin engellenmesi kararının verilmesi ve faaliyetlerinin sona erdirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Gereğini rica ederim.”
Özetle, Emniyet Genel Müdürlüğü, Odatv’nin kapatılmasını istedi, BTK da kapattı!..
-Geçen Yıl “Sevhen” Denmiş Polis Açığa Alınmıştı-
Hani, “Kurt kuzuyu yemeye karar vermiş” diyoruz ya; EGM’nin bu yazısından sonra geçmişte yaptığımız iki haberi hatırlatmak farz oldu.
İlk haberimiz 10 Mayıs 2019 tarihliydi.
İstanbul’da görülen bir davada mahkeme, şüphelinin dijital materyallerini asıl mesleği polislik olan bilirkişiye inceletmişti.
Bilirkişinin, mahkemeye gönderdiği raporda şu ifadeler yer almıştı:
“Bahse konu imajın internet geçmişi incelendiğinde; FETÖ/PDY terör örgütüne yakınlığı ile bilinen Odatv isimli haber sitesine ait birçok kaydın bulunduğu tespit edilmiştir. Tespite ilişin ekran görüntüsü aşağıya eklenmiştir.”
Peki “Suç delili” olarak neler sıralanmıştı?
– Tahşiye kumpasıyla ilgili olarak Tahşiye Yayınevi’nin yaptığı açıklamanın haberi…
– Yazar Ahmet Ümit’le ilgili 2 haber…
– Küba İstihbaratı’nın bir numaralı ismi Escalante’nin, kitabını ve Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattığı söyleşi…
– Dönemin Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin S-400 füzeleriyle ilgili açıklaması…
– Denizli’nin Beylerbeyi Köyü’nde yaşayan yaşlı bir vatandaşımızın, Atatürk büstüne gösterdiği saygıyı anlatan haber…
– CHP’li Umut Oran’ın, GAP’ın ihmal edildiği açıklaması…
– O dönem Aydınlık’ta yazan Sabahattin Önkibar’ın, Karar Gazetesi’nden Hakan Albayrak’ın ve Sözcü’den Nedim Türkmen’in Odatv’de de yayınlanan makaleleri…
– Star Gazetesi Yazarı Ahmet Kekeç’in Cumhuriyet Apartmanı adlı kitabında yer alan ve Erdoğan’la aralarında geçen bir konuşmanın anlatıldığı, Fransa’da Cuma namazının protesto edildiği gibi haberler…
Bu haberimizden sonra şu gelişmeler oldu:
İçişleri Bakanlığı, o raporu hazırlayan polisi açığa aldı… Hakkında “Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık yapmak” iddiasıyla soruşturma açıldı…
Sonuçta, Odatv’ye yönelik bu suçlamanın “Sehven” yapıldığı belirtilip, polis hakkında “Kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildi… “Sehven”in sebebi de, “İş yoğunluğu, materyal çokluğu, gece geç saatlere kadar süren incelemelerden kaynaklanan yorgunluk” olarak açıklandı.
-“İzleme Listesinde Bulunan Odatv Kanalı”-
İkinci haberimiz ise 5 Ocak 2020 tarihliydi.
Karadeniz’deki küçük bir ilimizde görülen darbe davasında, Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Şube Müdürlüğünün bir sanığın cep telefonuna ilişkin inceleme raporunda şunlar yazılmıştı:
“Alınan imaj üzerinde oluşturulan ön izleme listesinde yapılan arama sonucunda, fuatavni isimli twitter kullanıcınının yapmış olduğu paylaşımların sık sık olarak takip edildiği, ayrıca izleme listesinde bulunan Odatv isimli tv kanalının da takip edildiği değerlendirilmektedir. İzleme listesi içerisinde bulunan FETÖ/PDY isimli terör örgütüne ait olduğu değerlendirilen aktifhaber isimli internet adresine ait veri bulunmuştur. Bahse konu haber sitesine ait ismin kullanıcı sözlüğüne kaydedildiği tespit edilmiştir.”
Daha önemlisi, İstinaf’ın davayla ilgili kararında da bu “Delil” dikkate alınmıştı.
-O Haberlerin Sonunda Neler Sormuştuk?-
Peki “Teyitli ve belgeli” o haberlerin sonunda neler sormuştuk?
İlkinde, bunları:
– Bu polis bilirkişi, şu haber, röportaj veya makalelerden, “Odatv’nin FETÖ/PDY terör örgütüne yakın” olduğu sonucunu nasıl çıkardı?
– Devletin bilirkişisinin şahsi görüşü mü?.. “FETÖ/PDY terör örgütüne yakınlığı ile bilinen” dediğine göre, değil!.. Peki, öyle “bilenler” kimler?
İkincisinde de şunu:
– Polislerin, Odatv’yi “Şüpheli” görmesi… Ayrıca “Televizyon kanalı” zannetmesi… Koca İstinaf mahkemesinin de bunu aynen kararına geçirmesi… Ne demeli; Yine mi “Sehven”?!..
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün BTK’ya gönderdiği yazıdan sonra anladık ki; Meğer ve maalesef bu raporlar, ne polislerin “Şahsi görüşü” imiş ne de “Sehven”miş!..
Müyesser YILDIZ
11 Mart 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/meger-hic-de-sehven-veya-tesaduf-degilmis-11032028.html