Dünyayı kasıp kavuran Korona virüsü Aralık başında Çin’de ortaya çıktı. Daha sonra hızla tüm ülkelere yayıldı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 10 Ocak’tan itibaren hızlı ve aktif davranıldığını belirtse de ülkemizde gerek koruyucu, gerekse de tedaviye yönelik ciddi tedbirler 3 ay sonra, yani bu ay başından itibaren almaya başladı.
En çok eleştirilen konuların başında ise insanların Umre ziyaretine son ana kadar izin verilmesi, günlük test sayısının yetersizliği ve vaka sayısı konusunda kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesi geliyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün TBMM’de yaptığı konuşmada, “Düşünülmemiş şeyleri düşünmeye, hesaplanmamış şeyleri bulup ortaya çıkarmaya ihtiyacımız var” dedikten sonra “Milletin, seçkin zekalarından, stratejik akla sahip temsilcilerinden yapıcı ve yaratıcı katkılar beklediğini” söyledi.
-Ulusal Hazırlık Planına Ne Kadar Uyuldu?-
Havaalanlarında termal kamera uygulaması, seyahat kısıtlaması, okullar ile toplu alanların kapatılması, cezaevlerinde alınan önlemler, el-yüz temizliği, maske kullanımı, sağlık personeli ve kuruluşlarının çalışma esasları, öpüşmeden sosyal selamlaşmaya geçmek, defin işlemleri, hatta hatta uygulanan sıkı tedbirlerin insanlarda yol açacağı psikososyal çöküntünün giderilmesi gibi hemen her şey düşünüldü, planlandı.
Ne zaman mı? Geçen yıl bu zamanlar.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”ndan söz ediyoruz.
Bakanlık birimleri ile tüm üniversitelerin enfeksiyon hastalıkları ana bilim dalı yöneticilerinin yanısıra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, AFAD, Diyanet, Kızılay, YÖK temsilcilerinin de katılımıyla tam 229 sayfalık bir plan hazırlandı.
Planın başlangıcında da grip hastalıkları ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra olası bir virüs salgınına karşı alınması gereken ve ancak bu ay başından itibaren yürürlüğe konulan tedbirler tek tek sıralandı.
Ardından Planın amacı ve içeriği şöyle anlatıldı:
“Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı’nın amacı; ülkemizdeki tüm kişi, kurum ve kuruluşların influenza pandemisini tanımalarına, rollerini ve sorumluluklarını yerine getirmek üzere en uygun şekilde hazırlık yapmalarına ve pandemi durumunda koordinasyon içinde hareket etmelerine yardımcı olacak bilgi ve çerçeveyi sağlamaktır. Yapılacak planlamalar ile pandemik suşun bulaşması, pandemiye bağlı hasta sayısı, hastanede yatış ve hastalığa bağlı ölümlerin azaltılması, kamu hizmetlerinin sürekliliği sağlanabilir ve pandeminin yaratacağı ekonomik ve sosyal yük azaltılabilir. Planın hedefleri; pandemi ortaya çıkmadan önce gerçekleştirilmesi gereken faaliyetleri belirlemek ve önerilerde bulunmak, sağlık hizmeti sunan kurum ve kuruluşlara yol göstermektir. İlgili kişi, kurum ve kuruluşlar hazırlanan bu planda yer alan, kendileri ile ilgili bölümlere dikkat etmeli ve hazırlıklarını eksiksiz tamamlamalıdır.”
2005’teki kuş gribi, 2009’daki Domuz gribi ve sonrasındaki diğer salgınlardan çıkarılan derslerle güncellendiği belirtilen Planda, özetle şu tespitlerde bulunuldu:
– Termal kameralar ile tarama yapmanın, damlacık yoluyla yayılan bir enfeksiyon için çok fazla etkili olmayan bir yöntem olduğu bilinmektedir. Buna rağmen risk iletişimi açısından SARS salgını sırasında Güney Asya ülkelerinde kullanımı tecrübe edilen termal kameralar, ülkemize giriş kapılarında ateş taraması yapılmasında kullanılmıştır. Muhtemelen çok riskli ve yurt dışından bulaşacak bir hastalığa karşı bir an önce önlem alınmasına yönelik termal tarama yönteminin kullanılması, etkinliği sınırlı da olsa bazı yöntemlerin uygulamaya konabileceğini göstermektedir. Bu tarama öncesinde endemik ülkelere gidiş ve dönüş süreçleri için yolculara muhtemel enfeksiyondan korunma ve kontrol önlemlerinin anlatıldığı duyurular yapılması ve ülkeye girişten önce sağlık beyanı doldurulması gibi uygulamalar, vaka ve temas eden kişilere ulaşma konusunda faydalı olmuştur.
– Pandeminin ilerleyen dönemlerinde yoğun numune akışı nedeniyle, influenza referans laboratuvarlarının sayı ve kapasiteleri yetersiz kalmıştır. Sayı ve kapasitelerinin artırılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
– Hızlı tanı testlerinin çok fazla kullanıldığı görülmüştür. Ancak özellikle özel sağlık kuruluşlarının bir kısmı tarafından kullanılan bu hızlı tanı testlerinin duyarlılık ve özgüllükleri yetersiz olup influenza virüsünün alt tiplerininbelirlenmesinde faydalı olmamıştır. Yeni bir pandemi durumunda, yeni bir virüs alt tipi ortaya çıkacağı için hızlı tanı testlerinin duyarlılık ve özgüllükleri net olamayacaktır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş kriterlere sahip hızlı tanı yöntemleri yayımlanan algoritmalara uygun olarak kullanılmalıdır.
– Pandemi yönetiminde kritik rol üstlenen insan gücü kapasitesi, pandemi hazırlık planlarının hazırlanmasında da yer almış ve çoğunluğu tecrübeli personelden oluşmuştur. Gelecek pandemiler için mümkün olduğunca ekibin devamlılığı sağlanmalı, tecrübe ile birikimler aktarılmalı ve bilgilendirilmelerinin devamlılığı sağlanmalıdır.
– Planda atak hızına göre, ilave insan kaynağı ihtiyacı unvanlara göre öngörülmüş olsa da; iş gücünün nereden ve nasıl sağlanacağı hususu açıkça yer almamıştır. Sağlık çalışanı olarak emekli, öğrenci, atama bekleyen gruplardan yedek kaynak olarak yararlanılacağı planlanmış olsa da ilgili mevzuat, yöntem ve mali kaynak konusunda net bir strateji belirlenmesinin önemi ortaya çıkmıştır.
– Toplum kökenli enfeksiyonların özellikle solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonların kontrolünde gerekli davranış modelleri toplumda ve sağlık profesyonelleri arasında yeterince yerleşmemiştir. El yıkama, alkol bazlı el antiseptiklerinin kullanımı, evde istirahat, kâğıt mendil veya kol içine öksürme/hapşırma vb. genel solunum yolu ile bulaşan enfeksiyonlardan korunma ve kontrol önlemleri konusunda toplum her fırsatta bilgilendirilmelidir. Bu davranış modellerinin toplumda yerleştirilmesi ve kalıcılığının sağlanması gereklidir.
– Toplumun ortak kullandığı alanların dezenfeksiyonunda farklı ve yerinde olmayan uygulamalar gözlenmiştir. Bu konuda standardizasyon sağlanması açısından çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde veya dünyada yeni bir virüs tespit edilmişse, ulusal alarm düzeyi ne olursa olsun, risk altındaki nüfusun bilgilendirilmesi ve risk durumunun duyurulmasının istendiği Planda, enfeksiyon bulaştırma riskini azaltma, sosyal mesafeyi arttırma ve dezenfeksiyona ilişkin önlemlerinin yanısıra, hastalık görülen bölgeye giren-çıkan kişilerle ilgili neler yapılacağı da madde madde sıralandı.
-Olası Yeni Virüsün Türü ve Olası Senaryolar-
Planın en can alıcı kısmına geçelim.
“Son yıllardaki uluslararası epidemiyolojik bilgilere göre, influenza pandemisinin 10-12 hafta sürebileceği düşünülmektedir. İnfluenza hastalığının etkileri hakkında senaryo hazırlanmasındaki amaç; nelerle karşılaşılabileceğini sayısal olarak öngörmek, hazırlık planlarında enfeksiyonun yaratabileceği etkilere göre önlemler almaktır” denildikten sonra, gerek olası bir virüsün özellikleri, gerekse de ülkemizdeki etkileri hakkında şu öngörülerde bulunuldu:
– Pandemi yeni bir influenza A virüsü nedeniyle meydana gelecektir. Bu yeni virüs daha önce bilinen ve dolaşımda olmayan bir virüs olabileceği gibi, başka bir canlı türünden insana adapte olan yeni bir virüs de olabilir.
– Bu virüs insandan insana bulaşabilme yeteneğine sahiptir.
– Daha önceki planlarda bu virüsün ilk salgın belirtilerini Uzakdoğu’da yapacağı düşünülmüş, ancak bunun böyle olmadığı görülmüştür. Bu nedenle hastalık belirtilerinin nereden başlayacağı bilinmemektedir. Pandemiler arası süre genellikle 10-50 yıl arasında olmasına karşın yeni pandemi bu sürelere uymayan bir dönemde görülebilir.
– Hastalık, dünyadaki ülkelerden birinde başladıktan kısa bir süre sonra ülkemize ulaşabilir veya ülkemizden de başlayabilir.
– Hastalığın kişiden kişiye yayılması damlacık enfeksiyonu şeklindedir. Ancak kontamine ellerin yüze teması ile veya aerosol halinde havada asılı kalmasıyla da bulaşmaya yol açabilir. Bulaştırma süresi beş gün civarındadır.
– Bir kişinin çevresini enfekte etme olasılığı 1.1 – 2.0 civarındadır. Pandemi süresinin, hiçbir müdahale yapılmazsa 10-12 hafta olacağı öngörülmektedir. Salgın, pik zamanını 4 ve 6. haftalar arasında gerçekleştirecek ve vakaların yaklaşık yüzde 45-55’i bu üç hafta içerisinde (pik öncesi, pik haftası ve pik sonrası) ortaya çıkacaktır.
– Mevsimsel influenzaya göre mortalitenin daha yüksek olması beklenmektedir. İnfluenza vaka-ölüm hızı %0.01-1.0 arasında değişebilir.
Olası sonuçlara gelince; üç senaryodan söz edildi.
Mevsimsel grip senaryosunda; Hastalığın atak hızının yüzde 15 olacağı, 12 milyon vaka görüleceği, bunlardan 6 milyonunun polikliniğe başvuracağı, 60 bininin hastaneye, 9 binin yoğun bakıma yatacağı ve sonuçta bin 200 kişinin hayatını kaybedebileceği öngörüldü.
Orta şiddetli senaryoda; hastalığın atak hızının yüzde 20 olacağı, 16 milyon vaka görülebileceği, toplam 8 milyon poliklinik başvurusu gerçekleşeceği, 160.000 kişinin hastaneye, 24.000 kişinin ise yoğun bakıma yatacağı ve tüm vakalardan 59 bin 200 kişinin hayatını kaybedebileceği tahmini yapıldı.
Bu senaryoların ardından ise şöyle denildi:
“Ancak hastalığın toplumda yayılma hızına göre bu sayının da değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu veriler, toplumda alınması gereken önlemler için influenza pandemi kontrol programında öngörü olarak kullanılabilir. İllerin ihtiyaç duyacağı poliklinik sayısı, hastane servis ve yoğun bakım yatak sayısı ile morg ve defin hizmet kapasitesi, Türkiye örnek hesaplamasına uygun olarak yapılmalıdır. En şiddetli durumun gerçekleşmesi halinde bu kapasitelerin artırılmasına ihtiyaç duyulacağı ve bu oranlarla uyumlu şekilde tüm kapasitelerin artırılması gerekliliği göz önünde bulundurulmalıdır.”
-Cezaevlerinde Hastalık Oranı-
Sağlık personelini koruma ve kurum içi enfeksiyonu kontrol için gerekli malzemelerin ayrı bir başlık altında sıralandığı “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”nda, şu uyarı da yapıldı:
“Sağlık hizmeti sunan kurumlar dışında ceza infaz kurumları, askeri birlik, yetiştirme yurtları, yaşlı bakım evleri, yurtlar, pansiyonlar gibi toplu olarak kalınan yerler için cerrahi maske temini uygun olacaktır. Cerrahi maskelerin hasta olan kişiler tarafından takılması ile etkenin diğer sağlam kişilere bulaşmasının engellenmesi amaçlanacaktır. Orta şiddette bir pandemi durumunda bu kurumlarda kalan kişilerin en az yüzde 20’sinin hasta olacağı düşünülerek, bu kişilere hastalık semptomları süresince (yaklaşık yedi gün) günde iki adet olacak şekilde cerrahi maske ihtiyacı hesaplanmalıdır.”
Dileğimiz; bu ürkütücü senaryolar, senaryo olmaktan öte gitmesin!..
Silivri’deki Barış’lar, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.
Müyesser YILDIZ
20 Mart 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/planda-hangi-senaryolara-dikkat-cekildi-20032006.html