PKK-YPG terör örgütü dün bomba yüklü yakıt tankeriyle Suriye’nin Afrin ilçe merkezindeki sivillere saldırdı. Saldırıda 11’i çocuk 42 kişi hayatını kaybetti, 47 kişi de yaralandı.
Bu katliam üzerine Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “İnsanlık düşmanı PKK/YPG, Afrin’de yine masum sivilleri hedef aldı” denildi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle tepki gösterdi:
“Hain terör örgütü PKK/YPG bu mübarek ramazan gününde bile çoluk çocuk demeden masum sivilleri katletti. Terör örgütüne destek verenler ve onu terör listesinden çıkarmaya çalışanlar da bu alçak saldırıdan sorumludur.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Mübarek ramazan günü Afrin’de gerçekleştirilen bu saldırının, hain terör örgütünün yanına kalmayacağını” bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Terörün hiçbir kutsalı olmadığını bir kez daha gördük. Tüm gücümüzle bu hainlerle ve onların işbirlikçileriyle mücadele edecek, bölgemizde barış ve istikrarı tesis edeceğiz.”
Peki PKK/YPG/PYD’nin en büyük destekçisi, işbirlikçisi; dahası Türkiye’nin bunlarla masaya oturmasını isteyen, “Türkiye, Kürtlere saldırırsa, ekonomisini mahvederim” tehdidi savuran, Erdoğan’a, Suriye’deki teröristbaşının mektubunu da gönderip, “Aptallık etme” deme cüretini gösteren kim?
Biliyoruz ki, ABD ve Trump!..
Erdoğan galiba son olarak Kasım’da açıklamıştı; “Bunlar Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurmak istediler, kurabildiler mi? Şu anda bir yerlerden bunlara gelen silahlar vardı, 32-33 bin TIR ve bunları depoladıkları yerleri bulduk ve onları da oradan şimdi topluyoruz” diye.
32-33 bin TIR silah!.. Gelen “bir yerler” neresiydi?.. Tabii ki, yine ABD!..
Herhalde PKK’nın dün Afrin’de kullandığı bombalar da o “Bir yerlerden gelen”di.
-Trump Tıbbi Yardımları Mazlum Kobani’ye Göndermesin de-
Şimdi bir başka yardıma, ülkemizin koronavirüs salgını dolayısıyla yaptığı yardımlara geçelim.
Daha ülkemizde maske dağıtımı bile yoluna konamamışken, Erdoğan’ın talimatı, imzası ve Cumhurbaşkanlığı amblemi ile dünyanın dört bir yanına tıbbi malzeme gönderiliyor.
KKTC’ye, Bosna’ya, Azerbaycan’a yapılan yardımlar tamam; da bugüne kadar her konuda Türkiye’nin karşısında durmuş olan ülkelere gösterilen bu “alicenaplığı” anlayan var mı?
İnsanlığımızı gösterip o liderleri utandırma çabası mı? Türkiye karşıtı politikalarından vazgeçeceklerini sanma veya umma mı? Ya da Erdoğan’ın ne kadar da dünya çapında bir lider olduğunu ispatlama mı?
Çavuşoğlu duyurdu; “Dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesi olmamızın yanı sıra, en çok tıbbi destek sağlayan üçüncü ülkesi” imişiz.
Bizden önde olan diğer iki ülke hangileri? Çin ve ABD.
Hâl bu iken ve dün PKK/YPG Afrin’de insanları katlederken, Türkiye ne yapıyordu?
Erdoğan’ın talimatı ile ABD’ye TSK’nın bir uçağı ile şu yardımları gönderiyordu:
“500 bin cerrahi maske… 4 bin koruyucu önlük… 1500 koruyucu gözlük… 400 tane N95 maske… 500 tane yüz koruma maskesi… 2 bin litre dezenfektan…”
Yardımlarla birlikte Erdoğan, Trump’a uzun bir mektup da göndermiş. “Sayın Başkan, değerli dostum” başlıklı mektubun ilk bölümünde Trump’ın bu konuda verdiği kararlı mücadele için takdirlerini sunan ve koronavirüsle mücadelede işbirliğinin önemini vurgulayan Erdoğan, ikinci bölümde ise Suriye ve Libya başta olmak üzere bölgemizdeki son gelişmelere, Türk-Amerikan ittifakı ve işbirliğinin önemine dikkat çektikten sonra şunları yazmış:
“Umuyorum ki, önümüzdeki dönemde, Kongre ve ABD basını da, salgın sırasında sergilediğimiz bu dayanışmanın da etkisiyle, ilişkilerimizin stratejik önemini daha iyi kavrayacak ve ortak sorunlarımızla ortak mücadelemizin gerektirdiği anlayış içinde hareket edecektir.”
Kongreyle sorunumuz ne? Sadece Suriye’de PKK/YPG’ye karşı yapılan Barış Harekâtı değil, Rusya’dan S-400 füze alımı sebebiyle Türkiye’ye yaptırım uygulanması, bu yaptırımların kapsamında Erdoğan ve ailesinin mal varlığının araştırılması kararının alınmış olması…
Ve dün ABD’ye gönderilişini bugün medyamızın “gururla” takdim ettiği, Erdoğan’ın ifadesiyle, “Mütevazı yardım”ın bu tavrı değiştirmesi umuluyor!..
Geçenlerde, “Barzanistan”a gönderdiğimiz tıbbi yardımların Suriye’deki PKK/YPG’lilere ulaştırıldığı iddia edildi. Yalanlayan çıkmadı.
Dua edelim de ABD, yaptığımız bu yardımları bir TIR’a yükleyip, Öcalan’ın “manevi oğlu”, Trump’un sözde “generali” Mazlum Kobani’ye göndermesin!..
Bir de şu var: ABD’ye gönderilen ve hibe niteliğinde olan bu yardımlar TSK’nın stoklarından mı temin edildi? Değilse nereden, nasıl, kaç paraya alındı?
Şundan soruyorum; şayet bizim vergilerimizle alındı ise payıma düşen kısmını, bu kadar askerimizin, polisimizin, vatandaşımızın kanına giren ABD ve Trump’a helâl etmeyeceğim de!..
Silivri’deki Barış’lara, Hülya Kılınç’a ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.
Müyesser YILDIZ
29 Nisan 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/abdye-giden-yardimlar-benim-vergimle-alindiysa-hakkimi-helal-etmiyorum-29042031.html