İçeriğe geç

Doğu Akdeniz’de Kim Kimi Kandırdı?

Erdoğan Cuma günü Ayasofya’da namaz kıldıktan sonra şu açıklamayı yaptı:

“Şansölye Merkel, benden ricada bulundu. ‘İşte buradaki sondaj çalışmalarını durdurursanız benim işimi kolaylaştırırsınız.’ dedi. Ben de Şansölye Merkel’e, ‘Eğer siz Yunanistan’a güveniyorsanız diğerlerine güveniyorsunuz biz şöyle 3-4 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz ama ben bunlara güvenmiyorum. Göreceksiniz bunlar sözünde durmayacaklar.’ Nitekim öyle de oldu. Biz bu arada da Yunanistan’dan onların kendi gerek Dışişleri Bakanı gerekse danışmanları, benim danışmanım, Dışişleri Bakanım Almanya-Yunanistan-Türkiye arasında üçlü görüşmeler başlattılar. Bu sözde de durmayınca, şimdi ne olacak? Şimde de biz hemen sondaj çalışmalarına yeniden başladık ve bu noktada Barbaros Hayrettin’i de yine görevine gönderdik. Sözlerinde durmuyorlar ve aynı durumu da tabii Sayın Merkel’e dedik ki, ‘Bak sözünde durmadılar, biz de şimdi yolumuza devam ediyoruz.’”

Gemi Oruç Reis, Yer Meis

Neresinden başlayayım, bilemedim. Çünkü iki ayrı gemi ve faaliyet sözkonusu…

Temmuz’un son haftası Yunanistan’la aramızda krize yol açan, Almanya Başbakanı Merkel’in araya girmesiyle ertelenen olayı yeniden özetleyeyim.

Evvela; Erdoğan’ın bahsettiği, Türkiye-Yunanistan-Almanya görüşmesi kriz sırasında değil, haftalar önce gerçekleşti. Merkel’in Dış Politika Danışmanı Jan Hecker, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Diplomasi Başdanışmanı Eleni Surani ve Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın Berlin’de buluştu. Bu gizli görüşmeyi duyuran da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu oldu.

Peki kriz neden ve ne zaman yaşandı?

Türkiye 21 Temmuz’da bir Navtex yayınlayarak Oruç Reis gemisinin 2 Ağustos’a kadar Antalya Körfezi ile Yunanistan’a bağlı Rodos ve Meis adalarının güneyine uzanan, Akdeniz’in ortasından daha önce ilan ettiğimiz kıta sahanlığı sınırlarının güney ucunda sismik arama faaliyetine başlayacağını duyurdu. Buna aynı gün Atina’dan tepki geldi.

22 Temmuz’da Merkel Erdoğan’ı arayıp Akdeniz’de gerilimin düşürülmesini istedi. Bu görüşmeden sonra Oruç Reis’in araştırma faaliyetlerinin bir süre erteleneceği bilgisi sızdırıldı.

27 Temmuz’da İspanya Dışişleri Bakanı Laya Ankara’ya geldi. Ankara’nın Oruç Reis’in faaliyetlerini 1 ay ertelemeye olumlu yaklaştığını resmen ilk duyuran o oldu.

28 Temmuz’da da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Almanya’nın Doğu Akdeniz’de gerilimin azaltılması için diyalog sürecinin işletilmesini teşvik ettiğini belirtip şunları söyledi:

“Bizim buna yaklaşımımız olumlu oldu. Yunanistan bizim önemli bir komşumuz, uzun tarihi kültürel bağlarımız var. Bu coğrafyadayız. Ne biz ne Yunanistan buradan gideceğiz. Birlikte bu coğrafyayı kavga etmeden nasıl paylaşabiliriz… Biz önkoşulsuz bir şekilde Yunanistan’la Ege, kıta sahanlığı, adalar, hava sahası, Doğu Akdeniz ve diğer tüm konuları konuşmaya hazırız. Cumhurbaşkanımız, ‘Madem bu müzakereler devam edecek, biz yapıcı olalım, bir müddet bekleyelim.’ dedi. Buradaki temel ilke biz müzakerelerde hep bir adım önde olalım.”

Erdoğan’ın Merkel’e, “Sondaj çalışmalarına ara verelim ama ben bunlara güvenmiyorum.” demesinin üzerinden 6 gün geçmiş. Acaba bu arada Yunanistan ne yaptı da Erdoğan haklı çıktı, ona da bakalım.

İspanya Dışişleri Bakanı Laya Ankara’dan doğruca Atina’ya geçti. Yunan mevkidaşı Dendias’la görüşmesinde, “Türkiye’nin, Atina ile diyalog arzu ettiğini” bildirdi. Dendias da, “Baskı veya tehdit olmadan diyaloğa hazır olduklarını”, Türkiye ile sadece neyi görüşeceklerini şöyle açıkladı:

“Türkiye ile tek sorunumuz, kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarının belirlenmesidir.”

Eğer Erdoğan’ın “sözünde durmadılar” dediği bu ifadeler ise;

– Ertesi gün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ucu Lozan’ın masaya yatırılmasına varacak, açık çek niteliğindeki o açıklamayı niye yaptı?

– 31 Temmuz’da Milli Savunma Bakanı Akar bayram namazı çıkışında neden, “Önümüzdeki günlerde Ankara’da Yunan komşularımızla bir toplantı yapmayı bekliyoruz. Bu ve benzer toplantılarla sorunları çözmeye çalışıyoruz. Çalışmalarımız bu yönde sürüyor.” dedi?

– Ve Yunan basını neye dayanarak Türkiye ile diyalog sürecinin Ağustos’un son haftasında başlatılacağını öne sürdü?

Diğer Gemi Barbaros, Yer KKTC

Erdoğan’ın, “Dışişleri Bakanım Almanya-Yunanistan-Türkiye arasında üçlü görüşmeler başlattılar. Bu sözde de durmayınca, şimdi ne olacak? Şimde de biz hemen sondaj çalışmalarına yeniden başladık ve bu noktada Barbaros Hayrettin’i de yine görevine gönderdik. Sözlerinde durmuyorlar ve aynı durumu da tabii Sayın Merkel’e dedik ki, ‘Bak sözünde durmadılar, biz de şimdi yolumuza devam ediyoruz.’” şeklindeki ifadelerine geçelim.

Doğru, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, Oruç Reis’in faaliyetlerinin ertelendiğine ilişkin resmi açıklamayı yaptığı 28 Temmuz gecesi Denniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Antalya Navtex İstasyonu, Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemisinin araştırma yapacağı koordinatları veren bir duyuru yayınladı.

Peki bu gemimizin 18 Eylül’e kadar çalışma yapacağı bölge neresiydi?

Kıbrıs’ın doğusu ile Lübnan arasında KKTC’nin Türkiye Petrolleri’ne (TPAO) ruhsat verdiği alan!..

Hemen bu duyurunun ardından Hürriyet’in kullandığı başlığı da hatırlatayım, “Barbaros’a KKTC görevi” idi.

Erdoğan’ın Cuma namazı çıkışı yaptığı açıklamalar ertesi gün iktidarın gazetesi Sabah’ta yayımlandı. Ama bir farkla, bu bölüm yoktu. Kaderin cilvesi; bir başka sayfada ise, “Doğu Akdeniz’de taviz yok. Barbaros gemisi sismik taramalara başladı” başlıklı şu haber vardı:

“Doğu Akdeniz’deki tahmini 2 milyar varil petrol ve 3.5 trilyon metreküp doğalgazdan payına düşeni almak için taviz vermeyen Türkiye, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) aracılığıyla bölgedeki etkinliğini her geçen gün daha fazla artırıyor. Bu kapsamda Barbaros sismik araştırma gemisi de yeni lokasyonunda tarama faaliyetlerine başladı. Barbaros, KKTC’nin TPOA’ya ruhsatlandırdığı Gazimağusa kenti ile Lübnan arasındaki sularda 18 Eylül’e kadar petrol ve doğalgaz arayacak.”

Haberde Oruç Reis’in Antalya açıklarında beklediği de aktarılıyordu.

Ez cümle; Oruç Reis’in faaliyetlerinin ertelendiği Meis nere, Barbaros’un görevlendirildiği KKTC-Lübnan bölgesi nere?

Yunanistan’ı Cüretlendirdi

Bu süreçte Almanya’nın nerede ve kimin tarafında yer aldığını 4 Ağustos’ta, “Merkel Ankara’yı bir kez daha mı kandırdı… Oruç Reis operasyonu neden ertelendi” başlıklı yazımda anlattım.

Ancak görüyoruz ki Merkel, “Sondaj çalışmalarını durdurursanız benim işimi kolaylaştırırsınız.” ricasında bulunmuş. Sanki Türkiye’nin hak ve çıkarları ile güvenliğinden önce Merkel’in “işini kolaylaştırmak” gibi bir görevi varmış gibi, Erdoğan da “Peki” demiş!..

Peki bunun sonucu?

10 milyonluk Yunanistan daha da cüretlendi ve erteleme kararından sonra 83 milyonluk Türkiye ile dalga geçercesine Mısır’la anlaşma imzaladı. Şimdi Ankara, “Hiçbir geçerliliği yok, tanımıyoruz” diye bağırıyor!..

Ya Türkiye’nin itibarı, TSK’nın caydırıcılığı? İki emekli amiralin şu açıklamaları çok can acıtıcı değil mi?

Erdoğan’ın o sözlerini 9. sayfada yayınlayan Yeni Şafak’ın, 8. sayfasında, emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in, “Askeri üstünlüğü ilan etmişken emrivaki ile karşı karşıya kaldık. Navtex ilan edilen sahalarda çalışmalar sürmeliydi. Navtex ilanının yapıldığı gün donanma bölgeye çok hızlı yayıldı. O gün kontrol Türkiye’de idi. Oruç Reis geri adım atmamalıydı.”şeklindeki sözleri yer alıyordu.

Sözcü’ye konuşan emekli Koramiral Abdullah Can Erenoğlu da, “Türkiye’nin ilan ettiği NAVTEX ertelenmesinden cesaret alan Yunanistan’ın Mısır’la anlaşma imzalamasıyla Türkiye ve Libya’nın hukuki hakları gasp edilmektedir… Türkiye, Oruç Reis’in görevini Almanya’nın girişimi üzerine ertelemişti. Bu durum Türkiye aleyhtarı faaliyetlerin bir odak noktasının da Almanya olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır… Oruç Reis sismik araştırmaya başlamalı… Tarihimizden ders almayarak Yunan entrikalarına kandığımız sürece sığınacak limanımız kalmayacak.” diyordu.

“Türkiye ve Türk Milleti’ni kandıran kim?” diye sormanın bir anlamı yok; çünkü tablo ortada.

“Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır” denilen bu ise vay halimize!..

Sincan’dan Silivri’deki Barış Pehlivan’a, Hülya Kılınç’a, Murat Ağırel’e ve açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…

Müyesser Yıldız

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

G4 Blok

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/dogu-akdenizde-kim-kimi-kandirdi-11082032.html

Kategori:Uncategorized