Erdoğan geçen ay ortalarında gittiği Arnavutluk dönüşünde, Ukrayna meselesini “Putin’le masaya yatırıp, konuşmaları gerektiğini” söylerken, “Örneğin Ukrayna’da ne yaptı Rusya? Kırım’a çöktü.” dedi. O günden beri Ankara, Putin’le görüşmeyi bekliyor, Moskova ise gayet diplomatik cevaplarla Ankara’nın beklentisini geri çeviriyor.
Erdoğan’la en son 2 Ocak’ta yeni yıl kutlaması münasebetiyle telefonla görüşen Putin’in, Erdoğan ve eşi korona olduğunda dahi aramak yerine mesaj göndermekle yetindiğini kaydedip iki ülke arasında adı konulmayan sessiz gerilime ana hatlarıyla bakalım.
İran Üzerinden Mesaj mıydı?
Erdoğan’ın “Kırım’a çökme” çıkışının ertesinde, Rusya’nın en yakın müttefiki İran’ın Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Moskova’daydı. Görüşmelerde, iki ülke arasındaki ticaret ve ekonomik işbirliğinin yanısıra bölgesel konular ele alındı. Putin, “Çabalarımız sayesinde önemli ölçüde Suriye hükümetinin uluslararası terörizmle bağlantılı tehditlerin üstesinden gelmesine yardımcı olmayı başardık.” dedi. Reisi de, Rusya’yla birlikte Suriye’de terörle mücadele konusunda iyi tecrübeler elde ettiklerini ve bunun Moskova’yla ilişkilerinde önemli bir temel oluşturduğunu vurgulayıp, “40 yılı aşkın bir süredir ABD’ye karşı direndiklerini” hatırlattı.
Görüşmenin ardından da Reisi’nin Kremlin Sarayı’nda akşam namazı kılma görüntüleri paylaşıldı.
Bir gün sonra İran’ın “teknik arıza” gerekçesiyle, Türkiye’ye gaz arzını 10 gün süreyle durdurduğu haberi geldi.
Kesintinin üçüncü gününde Tahran, Erdoğan ile Reisi arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini duyurdu. İran Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasında, Reisi’nin görüşmede “iki ülke arasındaki ortaklık ve ilişkiye tüm alanlarda uzun vadeli baktıklarını” belirtip “Bölgedeki tüm sorunlar ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenlikleri sağlanarak çözülebilir.” dediği, Erdoğan’ın ise “İran ile ortaklığı güçlendirmek adına ekonomi ve enerjide işbirliğini artırmaya yönelik adımlar atılacağını”, ayrıca “yakın zamanda Tahran’ı ziyaret etmek istediğini” söylediği bildirildi.
İran gazının neden kesildiği ise bir türlü netleşmedi, her kafadan farklı bir ses çıktı. Türkiye’nin borcunu ödemediği öne sürüldü. BOTAŞ’ın İran’a gönderdiği heyetin, teknik bir arızaya rastlamadığı ve kesilen gazın iç talep için kullanıldığını tespit ettiği, kesinti sürerse Türkiye’nin konuyu tahkime taşıyacağı anlatıldı.
Bu konuda ilk kez 26 Ocak’ta konuşan Erdoğan, borç iddialarını yalanlarken, Reisi’den “arıza” işini Haziran’a kadar ertelemelerini istediğini söyledi.
Nihayetinde, 28 Ocak’ta BOTAŞ, İran’dan iletim hattındaki arıza nedeniyle duran doğalgaz sevkiyatının sınırlı şekilde başladığını duyurdu. Erdoğan da 31 Ocak’taki Kabine toplantısının ardından kesintinin arızadan kaynaklandığını, “Her seviyede girişimde bulunarak, arızanın giderilmesi çalışmalarının havaların ısındığı aylara bırakılması için İran’la mutabık kaldıklarını” açıkladı ve konu şimdilik böylece kapandı!..
Bir Mesaj da Yunanistan Üzerinden
Ankara, Ukrayna krizinde arabuluculuk teklifine cevap beklerken, Rusya cephesinden üstü örtülü yeni bir mesaj da önceki gün geldi.
Moskova’ya gidip, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’la görüşen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, iki ülke arasındaki tarihi bağlara işaret ederken, Osmanlı’ya karşı başlatılan Mora isyanının öncüsünün dönemin Rus Dışişleri Bakanı Yannis Kapodistrias olduğunu hatırlattı. Sonrasında her zaman olduğu gibi, Türkiye’nin Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz politikalarını şikâyet etti.
Her daim Yunan tezlerini destekleyen ve Rum kesimini tanıyan Rusya’nın önerisi ne mi oldu?
Lavrov, “Rusya, Yunanistan ile Türkiye arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne yardım etmeye hazır.” karşılığını verdi!..
Suriye’de Ne Oluyor?
Bilindiği gibi, 16-17 Şubat’ta Brüksel’de NATO Savunma Bakanları toplandı. Ana gündem Ukrayna’ydı ve bu konuda ABD-NATO politikalarına tam destek veren Türkiye’yi de toplantıda Savunma Bakanı Hulusi Akar temsil etti.
Peki o toplantıdan bir gün önce Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu nereye gitti? Putin’in talimatıyla Suriye’ye. Lazkiye’deki Rus Hmeymin Hava Üssü ile Tartus’taki Rusya’ya ait deniz üssünü ziyaret edip denetlemelerde bulundu. Ayrıca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşüp, hem Rus Donanması’nın Doğu Akdeniz’deki tatbikatları hakkında bilgi verdi hem de “Suriye’de varlığını sürdüren uluslararası teröristlere karşı yürütülen ortak mücadele kapsamında askeri-teknik işbirliğiyle ilgili çeşitli konuları” istişare etti.
Yine aynı gün Rusya Savunma Bakanlığı, Akdeniz’de yapılacak tatbikat için Hmeymim Hava Üssü’ne hipersonik füzelerle donatılmış MiG-31K ve Tu-22M3 savaş uçaklarının konuşlandırıldığını açıkladı.
Tüm bunların bir anlamı olsa gerek.
Putin’in, Macron’la 4 metrelik masada görüşmesiyle alay edenler, keşke aynı Putin’in, 2020’de İdlib’te 34 askerimizin şehit edilmesinin ardından Moskova’ya giden Erdoğan’ı kapıda nasıl beklettiğini hatırlayıp, şu gelişmelere de kafa yorsa!..
Unutmayalım, 1 hafta sonra İdlib faciasının ikinci yıldönümü.
Tamamı da ABD-Rusya kaynaklı ve destekli; kuzeyimizde Ukrayna, güneyimizde Suriye, batımızda Yunan kuşatması varken, BAE’nden sonra şimdi Kongo, Senegal ve Gine Bissau ziyaretine çıkan Erdoğan, birkaç gün önce, “Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığımız ziyaret, hakikaten çok çok farklı, çok çok güçlü oldu, adeta yeni bir şahlanışa vesile oldu.” demişti.
İşte “şahlanmış” dış politikamızın hâli!..
Müyesser YILDIZ
20 Şubat 2022