Ege’deki adalarımızı işgâl eden Yunanistan’ın Başbakanı Kiriakos Miçotakis önceki gün Washington’a gitti. Beyaz Saray’da, Yunan bayraklı kravat takıp, kendisini “Joe Bidenopoulos” diye takdim eden Biden tarafından ağırlandı. Kongre’ye hitap etti.
Bugün iktidar medyası başta olmak üzere hemen hemen tüm medyada, Miçotakis’in Washington’daki ifadelerine dikkat çekildi. Miçotakis’in, gerek Beyaz Saray’daki görüşmede gerekse Kongre’deki konuşmasında söyledikleri özetle şunlardı:
– Biden’a “Mavi Vatan” haritasını göstererek Türkiye’yi şikâyet etti.
– “Kıbrıs’ta iki ayrı devlete dayalı çözümü kimse kabul etmeyecek.” deyip müzakere sürecinde Biden’ın tüm ağırlığını koymasını istedi.
– “Meskûn adalar” üzerindeki uçuşlara müsamaha göstermeyeceklerini vurguladı.
– Bir ABD üssü haline gelen Dedeağaç’a yatırımların süreceğini bildirdi.
– ABD’den, 20-25 adet F-35 tipi savaş uçağı satın almak istediklerini kaydetti.
Peki “dostumuz ve müttefikimiz” ABD’nin bu iddialara tepkisi ne oldu?
Biden, özellikle Kıbrıs konusundaki sözlerinden sonra Miçotakis’i alkışladı… Kongre’de ise defalarca ve ayakta alkışlandı. Öyle ki, Miçotakis, “Ben Yunan Parlamentosunda bu kadar alkış almıyorum.” esprisi yaptı.
İktidarımızın medyası da bu tabloyu, “Miçotakis’in şakşakçıları… Provokasyon dolu konuşmalar… Yunanistan Başbakanı yine haddini aştı” ifadeleriyle aktardı, Miçotakis’in “Türkiye ile ilgili bazı konularda ülkesinin skandal iddialarını yinelediğine” dikkat çekti.
Hatırlanacaktır; ziyareti öncesinde Miçotakis’in, Türkiye’ye F-16 verilmesini engellemeye çalışacağı öne sürülmüş, geçen Cuma namazı çıkışında Erdoğan’a bu konu sorulunca kendisi de şöyle karşılık vermişti:
“Şu anda dereyi görmeden paçayı sıvamanın bir anlamı yok. Yani Biden ne gibi açıklamalar yapar veya yapacak bunu bilemiyorum. Tabii Miçotakis’in oradaki mesajları, onlar da ayrı bir konu. Dolayısıyla her şeyi bir görüp, özellikle Biden’ın açıklamalarını da gördükten sonra biz de tavrımızı ortaya koyarız.”
Hem Biden hem Miçotakis’in açıklama ve mesajlarıyla “dere görüldüğüne” göre; Erdoğan’ın tavrı ne olacak bilmiyoruz, ama şunun altını çizelim:
Biden-Miçotakis bu şovları yaparken, Türkiye-ABD arasında kurulan sözde “stratejik mekanizma” için Dışişleri Bakanı Blinken’la görüşmek üzere New York’a giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şu açıklamayı yaptı:
“ABD ile ilişkilerimizdeki yaşadığımız sorunları çözmek istiyoruz. Roma’daki toplantı, Cumhurbaşkanımızla Biden arasındaki görüşme, bu anlamda önemli bir görüşme oldu. Sayın Biden’ın teklifiyle stratejik mekanizma kurduk. Bu mekanizmanın amacı ikili ilişkilerimizde ve bölgede yaşadığımız sorunlar görüş ayrılığı içinde olduğumuz konuların çözülmesi ya da bu konuda nasıl birlikte hareket edebiliriz diye çalışmalar yapmak… Liderler düzeyinde de yine bu çerçevede bu yıl içinde görüşme gerçekleştirmeyi umut ediyoruz.”
Resepsiyondaki Papaz
Miçotakis’in ABD ziyaretine dönersek; Türkiye’yle ilgili skandal ifadeler yukarıda aktarılanlardan ibaret değildi.
Resmi görüşmelerden sonra akşam Miçotakis onuruna yine Beyaz Saray’da bir resepsiyon verildi. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve ABD Senatosu’nun Türkiye karşıtlığıyla bilinen Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez başta olmak üzere yaklaşık 200 konuğun katıldığı resepsiyonda bir isim daha vardı.
Bu isim ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Elpidophoros Lambriniadis idi. Kısa konuşmasında, önce Yunanlıların Osmanlı İmparatorluğu’na isyanına atıfla şunları söyledi:
“Burada, Beyaz Saray’da, Yunan milletinin dirilişini, onun Başbakanı ile ilk kez kutluyoruz. Yunan devriminin iki yüzüncü (artı bir) yıldönümünün, Amerika Rum Ortodoks Başpiskoposluğu’nun, Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi’nin önde gelen Piskoposluğu oluşunun yüzüncü yılı içindeki bu özel anması, Yunan-Amerikan Topluluğu için unutulmaz bir onurdur.”
Ardından Biden ve Miçotakis’e hitap edip, “Birlikte, daha iyi bir dünya ve daha parlak bir yarın için hepimizi iyimser yapıyorsunuz. Demokratik değerlerin ve Batı uygarlığının pınarı Yunanistan ile herkes için özgürlüğün ve kendi kaderini tayinin dünyadaki en büyük umudu olan Amerika.” dedi.
En sonunda da yine iki lidere, “adalete ve özellikle Ekümenik Patrikhane’nin tamamen manevi olan misyonunun özgürlüğüne dair güçlü destekleri nedeniyle” teşekkür etti.
Başpiskoposu Elpidophoros Lambriniadis, Twitter hesabından resepsiyonla ilgili paylaşımında ise “Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi” ifadesini kullandı.
Hâlâ Türk Vatandaşı Değil mi?
Beyaz Saray resepsiyonunda yaşanan bu olayın anlam ve önemi ne mi?
Birincisi; elbette “Ekümenik Patrikhane” denilerek Lozan’ın bir kez daha çiğnenmesi…
İkincisi; 3 yıl önce Fener Rum Patrikhanesi tarafından ABD’deki kilisenin başına atandığında medyamızın, “Bakırköy doğumlu, Türk vatandaşı, askerliğini İskenderun’da yaptı. İstanbul’u çok seviyor” diye övdüğü, halen Türk vatandaşı olduğunu bildiğimiz Lambriniadis’in Biden ve Miçotakis’in huzurunda böyle konuşması…
Tabii, bu Lambriniadis’in ilk “icraatı” değil.
ABD’ye gittikten sonra, Patrikhane konusunda Trump’a da aynı şeyleri söyledi… Türkiye’nin Kıbrıs’ta “işgâlci” olduğunu öne sürdü… 19 Mayıs için “Pontus soykırımını anma günü” dedi… Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılmasından sonra tüm Ortodoksları Türkiye’ye karşı harekete geçmeye çağırıp “ulusal yas” ilân etti.
Bu arada Lambriniadis’in, Beyaz Saray’daki o resepsiyondan bir hafta önce “Kıbrıslı Amerikan Kuruluşlar Federasyonu”nun şimdiki ve önceki yöneticileriyle bir araya gelip, “Kıbrıs’ın 50 yıllık Türk işgâli hakkında farkındalık yaratmaya yönelik ortak çabaları” görüştüğünü de kaydedelim.
Erdoğan, Biden’dan davet bekleyedursun; geçtiğimiz Ekim’de önce yine bir Türk vatandaşı olan Fener Rum Patriği Bartholomeos “resmi davetle” Beyaz Saray’da ağırlandı. Şimdi de Lambriniadis.
Anlamadığım şu; haydi iktidar Lozan ve Fener Rum Patrikhanesi konusunda -onlar gibi düşündüğü ya da eli kolu bağlı olduğu için- oralı değil!..
İyi de, Lozan’a sahip çıktığını sandığımız CHP ve İYİ Parti’nin bu yaşananlar karşısındaki derin sessizliğini neye yormak gerek?!
Müyesser YILDIZ
18 Mayıs 2022