Şehitler peş peşe gelirken ve Ankara -terör örgütlerine yardım yataklık ettikleri için- İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyesi yapılmasına karşı çıkarken, günün haberini Abdülkadir Selvi verdi.
Kulislerden edindiği izlenime göre, İmralı’daki teröristbaşına bir yakınıyla görüş izni verilecekmiş… İmralı’ya gönderilecek o yakın kardeşi Mehmet Öcalan veya yeğeni HDP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan olabilirmiş… Bu iznin bir defalığına mı olacağı, yoksa belli aralıklarla devam mı edeceği belli değilmiş…
Bu açılımın sebeb-i hikmeti ise; Öcalan’a tecrit uygulandığı iddiasıyla PKK-HDP’nin yarattığı gerginliğe son vermekmiş…
Selvi neyse ki, içimizi rahatlatmış; yeni bir çözüm süreci başlatılmıyormuş, öyle bir çalışma yokmuş, kendisi de böyle bir izlenim edinmemiş!..
Ama çelişkiye düşme pahasına, şunu da vurgulamış:
“Önemli olan bu görüşmeden ne çıkacak? Öcalan, Kandil’e ve HDP’ye bir mesaj gönderecek mi?”
Buyurun cenaze namazına!..
Eğer sözkonusu açılım, bir yakınıyla sıradan görüşme ise; bu görüşmeden “ne çıkacağı” niye merak ediliyor? Kandil ve HDP’ye bir mesaj gönderip göndermemesi niye önemseniyor?.. Dahası, tüm cezaevlerindeki görüşlerde adeta sineğin yağı çıkarılırken, bu tescilli teröristbaşının örgüte ve siyasi uzantılarına alenen mesaj göndermesine nasıl ve niçin göz yumulacak?..
Öcalan Kim?
Birileri unutmuş olabilir; o yüzden filmi başa saralım.
Öcalan kim? Terör örgütü kurmak ve yönetmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir katil…
Ayrıca kendileri sadece PKK’nın değil, “açılım-saçılım” sürecinde İmralı’dan bizzat onun talimatıyla kurulan, başına da “manevi oğlu” Mazlum Kobani’yi atadığı YPG/PYD’nin de “onursal” başı.
Ona uygulanan “tecridin” sebebi ne? İmralı’dan Kandil’i ve HDP’yi yönetmesi…
Şimdi bu “tecrit” niye kaldırılacakmış? PKK-HDP’nin yarattığı gerginliğe ve Öcalan istismarına son vermek içinmiş…
Öyleyse; teröristbaşına uygulanan bu tecridin kaldırılması için hafta sonu İstanbul/Kadıköy ve birçok yerde Kandil’in talimatıyla düzenlenen olaylı “Gemlik yürüyüşü” gösterileri hedefine ulaşmış olmuyor mu?
Teröristbaşının “Dili” mi Olacak?
Devam edelim.
Olası İmralı ziyaretçisi, yeğen milletvekili Ömer Öcalan kim?
Geçtiğimiz aylarda PKK-HDP’nin öncülüğünde başlatılan “Kürtçe seçmeli ders” kampanyasına, “Bu bir imkândır, ama 25 milyon Kürt için dillerinin seçmeli olmasına karşıyız… Kürtçe Ortadoğu’nun 4 devleti arasında ezildi, yüzyıllık asimilasyon söz konusu… Önümüzdeki zaman diliminde Kürtçe’nin resmi dil ve eğitim dili olması için bir programımız mevcut.” sözleriyle destek veren kişi.
Başka?
TBMM çatısı altında, Irak’ın kuzeyinde devam eden ve her gün şehit verdiğimiz Pençe-Kilit Harekâtı aleyhinde konuşurken, “Türkiye’nin ömrü de uzun değildir. Türkiye kendi iç sorunlarıyla artık bir cebelleşme noktasına gelecektir.” dediği için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında soruşturma başlattığı biri.
Ömer Öcalan’ın o açıklamasına, AKP Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir de şöyle tepki göstermişti:
“HDP’li Ömer Öcalan, teröristbaşının yeğeni, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin ömrü fazla değil.’ diyor. Sen o hülyayı daha çok görürsün… Dilin kurusun senin. Beter olacaksınız inşallah.”
Demek, AKP’nin “dilin kurusun” dediği şahıs, teröristbaşının “dili” olacak!..
İsveç ve Finlandiya Ne Desin Şimdi?
Bugün medyada bir haber daha var.
İsveç’teki PKK’lılar, “Öcalan ve PKK propagandası” yapmış…
Başkent Stockholm’deki belediye binası ile kentin sembol yapılarından birine, teröristbaşı Öcalan’ın fotoğrafları ile örgüt paçavraları yansıtılmış…
İktidarın gazetesi Sabah da, PKK/PYD’nin Stockholm’deki “inine girip” İsveç’in NATO üyeliğini veto konusunda “Türkiye’yi haklı çıkaran görüntülere” ulaşmış…
Sadede gelirsek;
Sadece İsveç ve Finlandiya değil; görünürde ABD başta olmak üzere tüm NATO ülkeleri PKK’yı “terör örgütü” sayıyor.
Sorun ne? YPG/PYD’yi terör örgütü kabul etmemeleri.
Ankara da bunun için İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkıyor.
Ama bu arada aynı Ankara, hem PKK’nın hem de YPG/PYD’nin başı Abdullah Öcalan’a ziyaret izni verip, “Kandil’e ve HDP’ye vereceği mesajı” öğrenmeye, daha doğrusu bunu kamuoyuna duyurmaya çalışıyor.
Şimdi o iki ülke başta olmak üzere tüm dünya size, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” demez mi?!
Daha önemlisi; Erdoğan, “Şehitler tepesi boş kalmayacak.” demişti… Şehitler tepesi dolarken teröristbaşını konuşturmak vicdanları hiç mi sızlatmaz?!
Müyesser YILDIZ
17 Haziran 2022