Yunanistan, Ağustos’un son haftasında Ege’de görev icra eden F-16’larımıza radar kilidi attı.
MSB ve Bakan Hulusi Akar’ın yanı sıra Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre; bu ağır taciz bir NATO tatbikatı için ABD jetlerine refakat ederken gerçekleştirilmişti. Yani Erdoğan’ın ifadesiyle, bizden önce “NATO’ya karşı düşmanlık yapılmış, NATO ve müttefiklere meydan okunmuştu”.
Atina, Ege’de bir NATO tatbikatı olduğunu yalanlarken MSB, Yunanistan’ın askeri ataşesini Bakanlığa çağırıp konuyla ilgili NATO’ya da bilgi verdi.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BM ve NATO’nun yanı sıra Avrupa Birliği yetkilileri ile AB üyesi ülkelerin 25’ine mektup gönderip Yunanistan’ı şikâyet etti.
Yunanistan’ın bu düşmanlığının ana muhatabı olan ABD ve NATO’dan hiç bir ses çıkmazken, hem AB dönem başkanı Çekya hem AB’nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye’yi gerilimi artırıp Yunanistan’a karşı düşmanca tutum izlemekle suçladı.
ABD’den ilk ses, olaydan 15 gün sonra geldi. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, sözkonusu raporlardan haberdar olduğunu, ama verecek bir bilgisinin bulunmadığını söyledi.
Dışişleri Sözcüsü Ned Price da; “Yunanistan’ın bu adalardaki egemenliği sorgulanamaz. Tarafları, gerginliği daha da arttırabilecek retorik ve eylemlerden kaçınmaya davet ediyoruz.” dedi.
Ya NATO? Koca bir sessizliğin ardından Müttefik Kara Komutanlığı, 30 Ağustos Zafer Bayramı‘nı kutlayan bir paylaşım yaptı. Yunanistan, buna tepki gösterip, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e resmi şikâyette bulununca, o paylaşım silindi… NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise ancak 9 Eylül’de ABD Dışişleri Bakanı Blinken’la basın toplantısında “Türkiye-Yunanistan arasındaki gerginlikten” söz edip diğerleri gibi itidal çağrısında bulundu. Ancak tacizin bir NATO tatbikatı sırasında yaşanmış olmasına hiç değinmedi.
Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı’nın, Yunanistan’ın tacizlerinin radar kayıtlarını NATO Genel Sekreterliği ile üye ülkelerin savunma bakanlıklarına göndermeye hazırlandığı bildirildi.
Bu tablo karşısında o vakitler şu yorumu yaptık:
“İki ihtimal var; ya Yunanistan’la danışıklı dövüş yaptılar, şimdi üstüne yatıyorlar ya da Ankara’nın, ‘ABD istedi… NATO tatbikatıydı’ açıklaması doğru değil, ama bunu yalanlamak istemiyorlar!..”
1 aydan fazla zaman geçtikten sonra şimdi şunu da soralım:
“O radar kayıtları NATO ve müttefiklere gönderildi mi? Tepki veya cevapları ne oldu?”
Şimdi de Nota Bilmecesi
Ağustos-Eylül’de yaşanan bu gelişmeleri hatırlatmamızın sebebine gelelim.
Malûm; MSB İHA’ları, geçen hafta Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki Midilli ve Sakız adalarına ABD tarafından hibe edilen zırhlı askeri araçları sevk ettiği görüntülendi.
Bu olay üzerine hemen hemen tüm medyada Anadolu Ajansı kaynaklı bir haber yayımlandı.
Dışişleri kaynaklı habere göre; Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Christodoulos Lazaris Bakanlığa çağırılıp, “Adalardaki ihlallere son verilmesi ve gayri askeri statünün ihya edilmesi” uyarısında bulunulmuştu.
Daha önemlisi; Yunanistan’la birlikte ABD’ye de protesto notası verilip, “Doğu Ege adalarının statüsüne riayet etmesi ve silahların statünün ihlali için kullanılmaması konusunda tedbir alması” istenmişti.
Ancak haberlerde; ABD tarafından kimsenin Dışişleri’ne çağrılıp çağrılmadığı, notanın nasıl verildiğine ilişkin bir bilgi yoktu.
İşin daha garip tarafı ise şuydu:
Devletin ajansının geçtiği, Dışişleri kaynaklı bu girişim hakkında ne o gün ne de sonraki günlerde Dışişleri Bakanlığı veya bir başka yetkili resmi bir açıklama yaptı. Yani “nota” işi medya iddiası olarak kaldı.
ABD’den Kaçamak Cevaplar
Aynı konuda ABD’nin tavrına da bakalım.
Nota verildiğinin duyurulduğu gün Pentagon’da, Sözcü Tuğgeneral Patrick Ryder’ın düzenlediği basın brifingi vardı.
Anadolu Ajansı’nın Washington muhabiri Kasım İleri, şu soruyu yöneltti:
“Türkiye dün Yunanistan’ın, ABD tarafından sağlanan taktik zırhlı araçları iki anlaşma kapsamında askeri statüsü olmayan adalara konuşlandırması nedeniyle ABD’ye diplomatik protesto yayınladı. Doğu bölgesinde devam eden herhangi bir ABD askeri faaliyeti, eğitimi var mı? İlk sorum bu. İkinci sorum ise, Türkiye’nin ABD’ye yönelik protestosuna tepkiniz nedir?”
General Ryder, “Herhangi bir tatbikattan haberdar değilim. Bilirsiniz, ABD Avrupa Komutanlığı’na ulaşmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Ancak şu anda herhangi bir tatbikattan haberdar değilim. Ve genel olarak konuşmak gerekirse, her zamanki gibi, bilirsiniz, Yunanistan ve Türkiye çok önemli NATO müttefikleridir. Her iki tarafı da potansiyel gerilimleri azaltmak için yapıcı diyalog kurmaya devam etmeye teşvik ediyoruz. Ancak bunun ötesinde [size] sağlayabileceğim başka bir şey yok.” karşılığını verdi.
Yani nota konusunu geçiştirdi.
Bir başka muhabirin; “Ankara’da, ABD’nin Yunanistan’ın doğusunda konuşlandırdığı askerlerin iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdığı yönünde artan bir eleştiri var. Siz buna katılıyor musunuz?” şeklindeki sorusu üzerine de şunları söyledi:
“Türkiye’nin son derece önemli bir NATO ortağı ve müttefiki olduğunu düşünüyorum; ancak bu kürsüden diplomasiye girişmeyeceğim. Dolayısıyla, NATO ortaklarımızla, Türkiye de dahil olmak üzere, yakın bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz ve kesinlikle, ABD’nin her türlü resmi yanıtı için Dışişleri Bakanlığı’na ulaşmanızı tavsiye ederim.”
Madem Pentagon Sözcüsü Dışişleri Bakanlığı’nı adres gösterdi; Sözcü Ned Price’ın bir gün sonraki brifingine gidelim.
Medyaya yansıyan haberlerden anladığımız kadarıyla Price, notaya ilişkin soruyu da AA’dan Kasım İleri yöneltmiş.
Soru şöyle:
“Türkiye, ABD tarafından sağlanan zırhlı araçların mevcut anlaşmalar uyarınca askeri olmayan statüdeki Ege Adaları’na konuşlandırılması nedeniyle ABD ve Yunanistan’a diplomatik bir protesto yayınladı. Türkiye’ye resmi bir yanıt verdiniz mi?”
Bu da Price’ın cevabı:
“Bakın, kendi savunma ekipmanlarının konuşlandırılması konusunda sizi ilgili hükümetlere sevk ediyoruz. Bu bizim konuşabileceğimiz bir konu değil. Daha geniş anlamda, ki bunu geçen gün de söylediğimi sanıyorum, NATO Müttefiklerimizi – bu durumda Türkiye ve Yunanistan’ı – bölgede barış ve güvenliği korumak için birlikte çalışmaya ve aralarındaki farklılıkları diplomatik yollarla çözmeye teşvik etmeyi sürdürüyoruz. Tüm tarafları retorikten kaçınmaya ve gerilimi daha da arttıracak adımlar atmaktan kaçınmaya çağırıyoruz. Tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. Yunanistan’ın bu adalar üzerindeki egemenliği sorgulanmamaktadır; ancak müttefiklerimiz de dâhil olmak üzere tüm ülkeleri, toprak bütünlüğüne ve egemenliğe saygı göstermeye ve gerilimi tırmandıracak eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz.”
Görüldüğü üzere; Dışişleri Sözcüsü de, bırakın geçiştirmeyi, nota işini tümden görmezden duymazdan geldi.
“Yerli ve milli medyamız” ise evvel emirde bunu sorgulamak yerine, yine ABD’nin “çifte standartlarını” ve Yunanistan’ın arkasında durmasını ön plana çıkardı.
Düşünün; AKP iktidarı döneminde ABD’ye neredeyse ilk kez nota veriliyor, ama ne Dışişleri bunu resmen sahipleniyor ne de muhataplarımız doğruluyor.
Acaba neden? Yoksa verildiği söylenen “müzik notası” veya “medya notası” mıydı?!
Müyesser YILDIZ
1 Ekim 2022