İçeriğe geç

Neden Ankara Değil de İstanbul?

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusu yeniden gündemimizde. Çünkü NATO’nun 27 ülkesi, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine onay verdi, sadece Türkiye ile Macaristan kaldı. Macaristan, üyelikleri önümüzdeki ay onaylayacağını duyururken Ankara’nın tavrı belirsizliğini koruyor. Türkiye’yi ikna için son olarak İstanbul’a gelen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “[Finlandiya ve İsveç’in] NATO üyeliğinin artık zamanı gelmiştir. Üyeliklerinin en kısa sürede onaylanmasını bekliyorum.” diye buyurdu.

Hatırlanacaktır; Erdoğan, PKK-YPG-PYD-FETÖ terör örgütlerini destekledikleri ve Türkiye’ye silah ambargosu uyguladıkları için bu iki ülkenin NATO üyesi yapılmasına karşı çıktı. Ancak geçtiğimiz Haziran’da Madrid’de düzenlenen NATO Liderler Zirvesi öncesi ABD Başkanı Biden’ın aramasından sonra üyelik işlemlerinin başlamasını kabul etti. Buna ilişkin NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in huzurunda, üç ülkenin Dışişleri Bakanı tarafından bir mutabakat zaptı imzalandı. O mutabakat zaptında sadece PKK’dan söz edildiği halde Erdoğan, sözkonusu ülkeler ve NATO’nun, “PYD/YPG ve FETÖ’yü terör örgütü olarak tanıdığını”, ayrıca bunun bir NATO belgesi olduğunu söyledi.

NATO üyeliği için gün sayan iki ülkenin gelinen noktadaki tavrını özetleyelim.

İsveç’in yeni Dışişleri Bakanı Tobias Billstörm, Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG ile ilgili endişelerini paylaştığını belirterek, “PKK söz konusu olduğunda İsveç hükümeti anlamsız bir davranışta bulunmayacak.” dedi. PYD ve YPG için “şüpheli” ifadesini kullanan Billstörm, bu örgütlerle aralarına mesafe koyacaklarını kaydetti.

Şüpheli” imiş… “Aralarına mesafe koyacaklar” imiş… Üyelik kesinleştikten sonra terör örgütleriyle yeniden safları sıklaştırmamanın garantisi ne? Kaldı ki; başta ABD, NATO’nun pek çok üyesi bu terör örgütlerinin tümünü başı üstünde taşırken İsveç mesafe koysa ne olur, koymasa ne olur?!

Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto’ya geçelim. O da, Türkiye’nin güvenlik ve terörizm alanında endişeleri olduğunu kaydedip, “Elbette tüm endişeleri dinliyor ve mevzuatımıza ve uluslararası anlaşmalara göre neler yapılabileceğine bakıyoruz.” diye konuştu.

Özetle Garp cephesinde değişiklik yok.

NATO Genel Sekreteri’nin Tebliği

Türkiye’yi ikna için Çarşamba günü İstanbul’a gelen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in temaslarından da kısaca söz edelim.

İlk olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Düzenlenen ortak basın toplantısında Stoltenberg, tahıl koridoru anlaşması için Türkiye’ye ve Erdoğan’a takdir ve teşekkürlerini sunarken, NATO üyesi yapılacak iki ülkenin Türkiye ile imzaladığı anlaşmadaki taahhütleri yerine getirdiğini anlattı.

Bakan Çavuşoğlu da iki ülkenin bazı adımlar attığını, ancak henüz anlaşmadaki tüm unsurların uygulanmadığını vurgulayıp, “Bizim derdimiz, NATO’ya zarar vermek veya genişlemesini engellemek değil… Amacımız, Finlandiya ve İsveç’in terörle mücadelede önemli adımlar atması.” değerlendirmesini yaptı.

Stoltenberg, Cuma günü ise Savunma Bakanı Hulusi Akar’la yine İstanbul’da bir araya geldi. Ardından beraberce Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi’ne gittiler. Sonra Gelibolu veya İstanbul’da bir kez daha görüştüler. Bu son görüşmeye ilişkin MSB’den yapılan açıklamada; “bölgesel savunma ve güvenlik ile NATO konularının ele alındığı”, Bakan Akar’ın “Türkiye’nin görüşlerini ifade ettiği”, “ayrıca bugüne kadar NATO’daki sorumluluklarını yerine getiren Türkiye’nin bundan sonra da getirmeye devam edeceğini aktardığı” bildirildi.

Stoltenberg aynı gün akşam Dolmabahçe Sarayı’nda Erdoğan tarafından kabul edildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, görüşmede Rusya-Ukrayna savaşı ve Yunanistan’ın mütecaviz eylemlerinin yanı sıra “Türkiye-İsveç-Finlandiya arasındaki üçlü muhtıranın ele alındığını”; Erdoğan’ın, “üyelik sürecinin hızını ve ne zaman nihayetleneceğini bu ülkelerce atılacak adımların belirleyeceğini söylediğini” duyurdu.

Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da görüşmeye ilişkin; “NATO Genel Sekreteri Sayın Jens Stoltenberg ve değerli eşi dostum Ingrid Schulerud ile İstanbul’da buluşmaktan büyük mutluluk duyduk. Bu ziyaretin ülkemizi yakından tanımalarına vesile olduğuna inanıyor, yeniden bir araya gelmeyi diliyorum.” paylaşımını yaptı.

Stoltenberg’in tüm bu görüşmelerden sonraki değerlendirmeleri ise özetle şunlar oldu:

Milli Savunma Bakanı Akar’la Çanakkale’ye giderek anıtları görmek ve savaşın tüm vahşetinin yanı sıra savaşı önleyerek barışı amaç edinmenin önemini hatırlamak büyük bir onurdu. NATO, işte tam da bu yüzden yani barışı korumak için var. Bu nedenle NATO müttefiklerinin hiçbirinin saldırıya uğramamasını sağlamak için NATO’da omuz omuza durmamız gerekiyor.”

Türkiye, Finlandiya ve İsveç, ortak memorandumu kabul etti. Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in buluştuğu ve terörle mücadele konusunda, daha birçok konuda birlikte çalıştıkları kalıcı mekanizmayı, yapıyı oluşturduk… Son derece güçlü bir şekilde inanıyorum ki, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin artık zamanı gelmiştir. Üyeliklerinin en kısa sürede onaylanmasını bekliyorum.”

Bari Biriniz Ankara’da Görüşseydi

Stoltenberg’in üç günlük resmi temaslarının içeriği böyle. Bir de şeklini/yerini masaya yatıralım.

Erdoğan’ın haftanın büyük bölümünü Ankara’da değil İstanbul’da geçirdiğini biliyoruz. Haydi Erdoğan’ın Stoltenberg’i orada kabul etmesinin normal olduğunu varsayalım.

Peki, Çavuşoğlu ve Akar’ın da Stoltenberg’le İstanbul’da görüşmesi normal mi? Acaba her iki bakanın İstanbul’da başka programları vardı da o yüzden mi böyle oldu?

Çavuşoğlu’na bakalım.

1 Kasım Salı; Arnavutluk Avrupa ve Dışişleri Bakanı ve Kırım Tatar Türklerinin Lideri Mustafa Kırımoğlu ile Ankara’da Bakanlık’ta görüştü.

Ertesi gün yine Bakanlık’ta BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’le bir araya geldi.

Stoltenberg’in geldiği Çarşamba günü ise yine Bakanlık’ta önce Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Oomen–Ruijten’in yanısıra Memur-Sen Konfederasyonu ve Büro Memur-Sen Genel Başkanlarıyla görüştü.

Ancak Stoltenberg’le Dışişleri Bakanlığı’nın İstanbul Temsilciliği’nde buluştu. O görüşmeden sonra da Sir Bani Yas Forumu’na katılmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti.

Akar’a gelince; Stoltenberg’in geldiği gün Kuvvet Komutanlarıyla birlikte Hakkari’deydi. Ertesi gün ise adeta tüm mesaisini İstanbul ve Gelibolu’da Stoltenberg’e ayırdı. Ancak görüşmelerin nerede (otelde mi, Stoltenberg’in kaldığı yerde mi) yapıldığı hakkında herhangi bir bilgi verilmedi.

Ez cümle; şu tabloya göre Devlet, maaile Stoltenberg’in ayağına gitmiş oldu. En azından bakanlardan birisi Stoltenberg’i Başkent’imiz Ankara’da ağırlasa, daha iyi olmaz mıydı?!

Müyesser YILDIZ
6 Kasım 2022

Kategori:Uncategorized