İçeriğe geç

Rum Askerleriyle Atış Talimi Yapan Papaz mı Seçilecek?!

Dünkü “Türk Düşmanı Rum Papazı Kim Gömecek” başlıklı yazımızın devamını getirelim.

2 Ekim’de; Devletin televizyonu TRT Haber’de bazı görüntüler eşliğinde, Güney Kıbrıs’ta papazların atış taliminin arkasındaki isim: Vasilios başlıklı şöyle bir haber yayımlandı:

Güney Kıbrıs’ta son dönemde papazlar, milletvekilleri ve bakanlar Rum ordusunun birliklerinde atış talimi yapıyor. Bu talimlerde başrolü ise Dünya Ortodoks Kiliseleri Konseyi Başkanı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde sözde Maraş Metropoliti olan Vasilios oynuyor. Güney Kıbrıs’ta önce papazlara atış talimi yaptırıldı, ardından Washington’un Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırdığı açıklaması geldi. Rum Savunma Bakanı ve milletvekilleri, Rum ordusunun silahları ile atış talimlerinde boy gösterdi. Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandıran bu kışkırtıcı adımların ardında bir isim var: Dünya Ortodoks Kiliseleri Konseyi Başkanı Vasilios. Vasilios, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde sözde Maraş Metropoliti; Maraş’ın Rumlara verilmesi için yapılan tüm provokatif eylemlerin organizatörü. Rum ordusuna mali destek veriyor, papazların silah kullanma eğitimi almasına önderlik ediyor. Metropolit Vasilios son dönemde katıldığı atış talimleri ile daha çok gündeme gelmeye başladı. Rum generallerin rütbe almasını sağlayan isim de Vasilios; atış talimlerini yaptıran Tümgeneral Lukas Hadjimihail’i ödüllendirdi, din adamlarının ellerinde silahla poz vermesine de ‘olağan’ dedi. Uzmanlara göre; böyle bir ismin Dünya Ortodoks Kiliseleri Konseyi Başkanı olması dikkati çekici. Bu düşünce yapısındaki kişilerin, bu kadar etkin görevlerde yer alması, Ada’da Türkler ve Rumların ortak bir devlet kurmasının önünde ciddi bir engel. Uzmanlar, belirlenmiş sınırlar içinde bile bu zihniyete güvenilmemesi gerektiğini söylüyor.”

Aynı gün Hürriyet Gazetesi de, TRT Haber’i dayanak göstererek bu haberi paylaştı.

Sözkonusu haber başlı başına yeterli olsa da bu papazı biraz daha tanıyalım.

Erdoğan’ı AB’ye Şikâyet Etti

İki yıl önce Kıbrıs’taki müzakereler hakkında görüşlerini açıklarken, Türkiye’nin saldırgan ve işgâlci olduğunu söyledi. Maraş’ın yeniden açılmasını eleştirirken, burasının Vakıflara ait olduğu iddasını “saçmalık” olarak nitelendirip kentin eski sahiplerine verilmesi gerektiğini bildirdi.

Geçen yıl başında AB liderleri ile yetkililerine bir mektup yazıp Erdoğan’ı ve Türkiye’yi şikâyet etti.

Mektubunda; Erdoğan’ın, Hristiyanlar başta olmak üzere tüm gayrı müslimleri suçlayarak Hristiyanlara karşı İslâmi köktendinciliği ve fanatizmi artırmaya çalıştığını, ayrıca “utanmadan Kıbrıs’ta Türk işgâli altındaki bölgeyi ziyaret edip orada sözde bir ‘piknik’ düzenlediğini” anlattı; “Umarım Türkiye Cumhurbaşkanı’nın saldırgan davranışlarının her geçen gün nasıl geliştiğini takip edebilirsiniz.” dedi.

Yetmedi; Almanya’nın, “Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni soykırımında olduğu gibi, kendi ekonomik ve stratejik çıkarları için Türkiye’ye müdahale etmemesinden” yakınırken şu hezeyanlarda bulundu:

Avrupa’ya ve diğer ülkelere saldırabilmesi ve masum insanları öldürebilmesi için ona silah satıyorsunuz. Birçok örnekten sadece birkaçını belirtmek gerekirse; Türkiye’nin Ermenilere, 1923’te Küçük Asya’daki Rumlara, Kıbrıs halkının işgâl altındaki topraklardan ulusal temizliğine, Kürtlerin yok edilmesine ve şimdi yine Dağlık Karabağ’daki Ermenilerekarşı [yaptıklarına] benzer bir soykırım daha gerçekleştirmesini engellemenin zamanının geldiğini söylemek istiyorum… Şimdi harekete geçme zamanı. Sesimize kulak vermenizi ve bu mektubu çöpe atmamanızı umabilir miyiz? Öyleyse, sorumluluğunuz ve Avrupa Birliği’nin temel hedef ve değerlerine bağlılığınız için sizi tebrik edeceğiz!”

WCC Başkanı Seçildi

Bu sözde Maraş Metropoliti Vasilios’un, önceki gün hayatını kaybeden Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’la, oradan da Türkiye ile bağlantısına gelelim.

Sözde Maraş Metropolitliği Rum Ortodoks Kilisesi’ne, Rum Ortodoks Kilisesi de -Lozan’a aykırı olarak- İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı. Biraz daha açarsak;

2006’da dönemin Rum Ortodoks Kilisesi I. Hrisostomos hayatını kaybedince, Genişletilmiş Sen Sinod İsviçre’de toplandı ve göreve II. Hrisostomos’u getirdi.

O Genişletilmiş Sen Sinod’un başkanlığını kim mi yaptı? Fener Rum Patriği Bartholomeos.

Yani ömrü Türk düşmanlığı ile geçen ve hafta sonunda toprağa verilecek olan II. Hrisostomos’u seçen, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Bartholomeos’tu.

Bunların bir de üst çatı örgütü var; Dünya Kiliseler Konseyi. (World Council of Churches – WCC) Rum Ortodoks Kilisesi, WCC’nin kurucu üyesi ve buradaki kiliselerin tamamı, Kıbrıs’ın Rum tezleri doğrultusunda birleştirilmesini savunuyor.

İşte geçtiğimiz 31 Ağustos-8 Eylül tarihleri arasında Almanya’da bu WCC’nin 11’inci kongresi toplandı ve bilin bakalım başkanlığa kim seçildi?

Erdoğan ve Türkiye hakkında o hezeyanları dillendiren, son olarak da Rum askerleriyle birlikte atış talimlerine katıldığı bildirilen sözde Maraş Metropoliti Vasilios!..

Şaşırtıcı mı? Hayır. Bizi ilgilendiren kısım, o seçimlere Yunan Kilisesi ile birlikte Fener Rum Patrikhanesi’nin de etkin şekilde katılmış olması.

Türkiye’ye Nasıl Geldiler?

Gerek II. Hrisostomos gerekse Vasilios hakkında başka ayrıntılar da verelim.

II. Hrisostomos, Rum Başpiskoposu seçildikten sonra 2007’de Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmek istedi; ama izin verilmediği için gelemezken, 2008’de tüm Ortodoks patriklerinin katıldığı bir toplantıya iştirak etmesine izin verildi.

2010’da ise Patrik Bartholomeos’un daveti üzerine İstanbul’a geldi. Bu ikinci gelişinde de Erdoğan’ı övüp Kıbrıs sorununa çözüm bulacak tek kişinin o olduğunu vurgularken, 1974’ten sonra gelenlerin ve Türk askerinin Kıbrıs’tan ayrılması gerektiğini söylemeyi ihmal etmedi.

Dahası II. Hrisostomos’un İstanbul’a gelmeden önce Erdoğan’a bir mektup yazıp Dipkarpaz’daki manastırın restorasyonu için destek ve izin istediği, Erdoğan’ın da kendisine sözlü olarak elinden geleni yapacağını bildirdiği ortaya çıktı. Yine İstanbul ziyareti üzeri Erdoğan’dan randevu istediği, ancak yoğun programı nedeniyle bu görüşmenin gerçekleşemediği; ama Erdoğan’a, dönemin Rum Lideri Dimitri Hristofyas’ın selam, sevgi ve saygılarını getirdiği bildirildi.

Başpiskopos II. Hrisostomos’un, 2020 sonunda Erdoğan için, Türklerin lideri Erdoğan, yıllarca Türkiye’nin ucuz işgücünü kullanan Avrupa’dan bugün intikam alan gerçek bir vatansever.” dediğini de kaydedip sözde Maraş Metropoliti Vasilios’a geçelim.

O da 2015’te Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda, Fener Rum Patriği Bartholomeos’la birlikte ayin yönetti, iyi mi?!

Dahası var; 2019’da Rum Kilisesi’ne temsilen İstanbul’a gelip, Fener Rum Patrikhanesi’ndeki bir törene katıldı ve Ukrayna Kilisesi’nin Rus Kilisesi’nden ayrılıp Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlanması için gösterdiği çabalardan dolayı Bartholomeos’un takdirlerine mazhar oldu.

Yeni Rum Papazı O Mu Olacak?

Sadede gelelim.

Dün Hürriyet’te, Rum Başpiskopos öldü halef kavgası kızıştı başlıklı bir haber yayımlandı.

Haberde; Rum kesiminde kilisenin ne denli önemli bir güç olduğu anlatılıp Başpiskopos’un cenazesine Fener Patriği Bartholomeos’un da katılmasının beklendiği bildirildi.

Yeni başpiskopos adaylarının Rusya ve Batı yanlısı diye ikiye ayrıldığı, ancak tümünün “Türk karşıtlığı” ile bilindiği vurgulandıktan sonra da 6 ismin ön plana çıktığı kaydedildi.

İşte Hürriyet’in verdiği bu isimler arasında, sözde Maraş Metropoliti Vasilios da vardı; ancak ondan Salamis Piskoposu Vasilyos diye söz edildi.

Oysa 1 ay önce TRT’ye dayanılarak verilen atış talimi haberinde, Dünya Ortodoks Kiliseleri Konseyi Başkanı ve sözde Maraş Metropoliti Vasilios denilmişti.

Kendi haberlerini unuttular herhalde!..

Her neyse; yazı boyunca anlattıklarımızdan, Rum Kilisesi’nin yeni başpiskoposluğu için kimin şanslı olduğu, daha önemlisi bu seçimde kimin belirleyici olacağı anlaşılıyor, değil mi?

Yani, muhtemelen yine bir Türk düşmanı, bir Türk kurumu ile onun başındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tarafından seçilecek!..

Erdoğan, önceki günkü Kabine toplantısının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “5. kol faaliyeti” yürütmekle suçladı ya; buyurun size dört dörtlük bir “5. kol faaliyeti”.

Bunları yazmaktan yorulmasam da, biliyorum, sizler okumaktan yoruldunuz.

İktidarıyla, muhalefetiyle Ankara’dan umudumu kestiğim için Lozan’a göre, Patrikhane’nin bağlı olduğu Devlet’in Fatih Kaymakamlığı’nın yetkililerine soruyorum:

Bartholomeos’un, cenaze töreni için bile olsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tanımadığı Rum kesimine gitmesine de izin verecek misiniz? Öyleyse, oldu olacak, onu orada yeni KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu karşılasın!.. Nasılsa İngiltere ziyaretinde Büyükelçilik Müsteşarı’mız karşılamamış mıydı?!

Müyesser YILDIZ
9 Kasım 2022

Kategori:Uncategorized