Ağustos 2019’da, 1.5 saatte biten YAŞ toplantısında alınan kararlardan sonra şunlara dikkat çektik:
“Ordu komutanlıklarının korgeneralle yönetilmesine başlandı… Sadece kumpas davasında yargılananlar değil, 15 Temmuz sürecinde kritik konumda olan çok sayıda subay görev süresini tamamlamadan emekliye sevk edildi… Tayin/terfi mekanizmasında TSK’nın teamülleri alt üst oldu… Kurmayların yerini sivil kökenliler aldı.”
Ardından bu önemli gelişmelerin üzerinde neredeyse hiç durulmadığını ve “TSK nereye?” denilmediğini kaydedip YAŞ kararlarına ilişkin şu kulis bilgilerini paylaştık:
“Toplantı öncesi tüm kuvvet komutanlıklarında çalışmalar yapılmış, kimlerin terfi edip etmeyeceği belirlenmiş ve bunlar Milli Savunma Bakanlığı’na sunulmuş. Ancak toplantıdan 1 gece önce Bakanlığa çağrılan Kuvvet Komutanları, öyle bir listeyle karşılaşmış ki, herkesin morali bozulmuş. Zira, ‘Terfi etmeli, şu göreve getirilmeli’ denilenlerin neredeyse tamamının emekliliğine, terfisi öngörülmeyen ve yetersiz bulunanların ise terfisine karar verildiği görülmüş. Gerek terfi ve emekliliklerde, gerekse görevlendirmelerde, Komutanlıkların hazırladığı liste yerine ‘Yeşil-Kırmızı– Beyaz’ şeklinde üç liste dikkate alınmış. Yeşilde iktidara yakın isimler, beyazda ‘itaat eden, zararsızlara’ yer verilmiş. Kırmızı listede kimlerin olduğunu ise hiç aktarmayalım.”
En nihayetinde de şunu sorduk:
“15 Temmuz ve ‘FETÖ’yle mücadele’ adına yapıldığını sandığımız TSK’daki dönüşümün daha ötesi var mı?”
Çelebi’nin İmzası Var Şirin Ünal’ın Yok
Meğer varmış.
TBMM’nin kapanmasına 1 hafta kala verilen TSK Personel Kanunu değişikliği teklifinden söz ediyoruz.
Duymuşsunuzdur; teklifi MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ve AKP Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç’un ardından imzalayan üçüncü isim, yeni AKP’li Teğmen Mehmet Ali Çelebi oldu. Buna karşılık yıllarca TSK’yla ilgili tüm kanunlarda başrolde gördüğümüz emekli Tümgeneral Şirin Ünal’ın imzası yok.
Yasa teklifi dün Milli Savunma Komisyonu’na sevk edildi. Çalışmalar tamamlanır, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülür ve seçim öncesi çıkarılan son kanun olur mu, meçhûl.
Aceleleri nedir? 6 Şubat depreminde “Asker nerede?” sorusuyla TSK’nın her şeye rağmen hâlâ Türk Milleti’nin umudu olmasından mı korkuldu, bilinmez; ama yasalaşmasa da giderayak bu teklifin yapılması bile bir yerlere ciddi mesaj niteliğinde.
İçki-Sakal Meselesi
İktidar medyası bu 49 maddelik teklifin daha çok, “TSK personeli ve yakınlarının özlük hakları iyileştiriliyor” kısmını ön plana çıkardı. Evet, bazı iyileştirmeler var; ama beraberinde çok ciddi ve sıkıntılı düzenlemeler de öngörülüyor.
En dikkat çeken, “İçki yasağı mı getiriliyor?” maddesinde başlayalım.
Uzman Erbaş Yasası’nda yapılacak değişiklikte, “içkiye düşkün olanların” sözleşmelerinin feshedileceği öngörülüyor.
Hemen şunları belirtelim:
15 Temmuz’dan sonra Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasının ardından jandarma sosyal tesislerinde içki yasağı uygulanmaya başlandı.
TSK sosyal tesislerinde resmiyette böyle bir yasak yok; ancak uzun süredir sosyal tesislerde artık sadece emeklilerin içki isteyebildiği, muvazzafların ise kamera görüntüleri veya hesap fişi üzerinden izlendikleri kaygısıyla içkiden uzak durdukları konuşuluyor.
Diyeceğimiz; öngörülen değişiklik, ileriye yönelik TSK’da da içkinin resmen yasaklanmasının habercisi olabilir.
Bir başka madde; TSK personelinin kılık-kıyafetinin belirlenme yetkisinin Genelkurmay Başkanlığı’ndan Milli Savunma Bakanlığı’na devri. Kılık-kıyafetin içine saç, sakal ve bıyık da giriyor. Bu yetki devriyle askerlere de sakal serbestisi gelir mi, gelir!..
YAŞ Kaldırılacak mı?
Malûm; 15 Temmuz’dan sonra Yüksek Askeri Şura, sivillerin ağırlıkta olduğu bir kurum haline getirildi. Sonrasında, eskiden üç gün süren YAŞ toplantılarının 1.5 saatte, hatta 1 saatte tamamlandığını gördük. Kuvvet komutanlarının dahi kendi personelinin durumunu ancak YAŞ’ta öğrendiği ortaya çıktı.
Tüm bunlara rağmen son teklifte, general ve amirallerin bir üst rütbeye yükseltilmesinde aranan YAŞ üyelerinin üçte ikisinin kabulü şartının kaldırılması öngörülüyor.
Acaba neden? Yoksa her şeye rağmen, son YAŞ toplantılarında emekli edilemeyen veya görev süresi uzatılamayan komutanlar mı oldu?
Ya da ileride YAŞ’ın ve beraberinde MGK’nın tümüyle kaldırılması mı planlanıyor?
“Bu nereden çıktı?” derseniz;
TSK’da bugüne kadar yapılan tüm dönüşümlere damgasını vuran SADAT-ASDER-ASSAM’ın kurucusu, bir dönem de Erdoğan’ın başdanışmanlığını yapan Adnan Tanrıverdi’nin 2011’de ASDER adına sunduğu yeni anayasa önerileri arasında şöyle bir madde vardı da ondan:
“Genelkurmay’ın MSB’lığına bağlanması halinde YAŞ, Savunma Şûrasına dönüştürülmeli; kaldırılması uygun olan MGK’nun sivil üyeleri olan Başbakan Yardımcıları, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanları da Milli Savunma Şurası’nın üyeleri yapılmalı; askerlerden de, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve görev bakımından MSB’ına direkt bağlı orgeneral ve oramiraller Milli Savunma Şûra üyesi olmalıdırlar.”
Yurtdışına Silah Sevki Yetkisi Kime Veriliyor?
Teklifte yer alan çok çok önemli bir madde ise “yurtdışına silah ve mühimmat sevki” yetkisine ilişkin değişiklik.
Medyamız bu düzenlemeyi; “MSB, Genelkurmay’dan görüş olmadan yurtdışına silah ve mühimmat sevk edebilecek” diye verdi; ama tam öyle değil.
Mevcut yasadaki madde; “Silah, mühimmat ve bunlara ait yedek parçalarla patlayıcı maddeleri ihracı veya yurtdışına çıkarılmasına Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın görüşü alındıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı’nca izin verilebilecek” şeklinde.
Teklif metninde ise “Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığının görüşleri” ibaresi, “Dışişleri Bakanlığının görüşü” diye değiştiriliyor.
Şimdiye kadar yapılan tüm değişikliklerde şunu gördük; Genelkurmay Başkanlığı’nın çıkarıldığı yere Milli Savunma Bakanlığı kondu. Ama dikkat edin, her ne hikmetse, ilk kez burada Genelkurmay yerine MSB ibaresi getirilmiyor; demek ki, MSB’nin bile görüşü alınmadan Dışişleri Bakanlığı’nın talepte bulunması yeterli olacak.
Savaş Halinde Başkomutan Ama Yetkisiz
Son önemli yapısal değişiklikler de özetle şunlar:
– YAŞ’ta general/amirallerin terfi ve görev sürelerinin uzatılmasına yönelik işlemler Milli Savunma Bakanlığı’nın teklifiyle yürütülecek. Genelkurmay Başkanı’nın görüşü dahi alınmayacak…
– TSK’daki muharip ve yardımcı sınıfların belirlenmesinde Genelkurmay Başkanı’nın görüşü istenmeyecek, bunların tümüne de MSB karar verecek…
– Kuvvet Komutanlarının “erken terfi” hakkı MSB’ye devredilecek…
Düşünebiliyor musunuz; Anayasa’mıza göre Genelkurmay Başkanı savaş halinde Başkomutanlık yapacak; ama son kalan yetkileri de elinden alınıyor!..
Öyleyse; AKP iktidarının devamı halinde Genelkurmay Başkanlığı’nın tümden kaldırılması, Başkomutanlığın da Savunma Bakanına verilmesine hazırlanalım.
“Nasılsa TSK’da her işi Hulusi Akar yürütüyor.” denebilir; ancak Erdoğan tüm bakanların, yani Akar’ın da milletvekili olacağını açıkladığına göre, düşünelim: Erdoğan, olası yeni Savunma Bakanı olarak acaba nasıl birisini seçer?!
AYM Başkanı’nın Genelkurmay Başkanı Uyarısı
Ne tesadüf; bu kanun teklifinin sunulmasından 1 hafta önce, Anayasa Mahkemesi’nde Genelkurmay Başkanı’nın yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin bir kanunun iptali görüşüldü.
Sözkonusu kanunla, Genelkurmay Başkanı’nın askeri personele disiplin soruşturma açma yetkisi elinden alınmıştı.
CHP’nin itirazı üzerine konuyu görüşen AYM, oy çokluğuyla düzenlemeyi Anayasa’ya uygun buldu.
Bunun Anayasa’ya uygun olmadığı görüşünü savunan isimlerden birisi AYM Başkanı Zühtü Arslan’dı ve karşı oy gerekçesinde kelimesi kelimesine şunları yazdı:
“Sevk ve idare yetkisinin en önemli yansımalarından biri disipline aykırı davranışların cezalandırılmasına yönelik süreci başlatma ve yürütme yetkisine sahip olmaktır. Bu kapsamda, Silahlı Kuvvetlerin Komutanı olan Genelkurmay Başkanı’nın emir ve talimatlarına uymayan personelle ilgili olarak gerek gördüğünde disiplin soruşturması yapamaması, onun komutası altındaki kuvvetleri sevk ve idare etme görevini yerine getirmesini ve bu yetkisini etkili şekilde kullanmasını engelleyecektir. Bu sebeple kural, Genelkurmay Başkanı’nın TSK’nın komutanı olma vasfını zedeleyecek ve etkisiz kılacak mahiyette olduğundan Anayasa’nın 117. maddesine aykırıdır.”
Tek başına disiplin soruşturma yetkisinin olmaması dahi “komutan olma vasfını zedeleyecek ve etkisiz kılacak” mahiyette ise, şu yapılması planlanan düzenlemelerle Genelkurmay Başkanı’nın ne hale düşeceğini, gelin, hep birlikte düşünelim!..
Müyesser YILDIZ
4 Nisan 2023