İçeriğe geç

Suikastten Bir Gün Önce Röportaj Yapan Gazeteci: “Hablemitoğlu ‘MİT Müsteşarı Oluyorum’ Dedi”

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasında tanıkların dinlenmesine devam edildi. Merhum Hablemitoğlu’nun avukatı Hüseyin Buzoğlu iddianameyi eleştirirken, Ergenekon kumpasından sonra bu davanın da en önemli tanığı Gazeteci Zihni Çakır için, “Aynı kişinin ipiyle başka kuyuya iniliyor.” dedi. Buzoğlu, öldürülmese tüm yurtseverler gibi Hablemitoğlu’nun Ergenekon’dan tutuklanacağını da söyledi.

28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü celsesinde dinlenen ilk tanık Ziver Özkan, sanıkların hiçbirisini tanımadığını belirttikten sonra şunları anlattı:

“Necip Hablemitoğlu’nu tanıyorum, komşumdu. O akşam maç vardı. Misafirim geldi. Otoparkta bir kişinin yattığını söyledi. Oraya gittik. Başı arabaların arasında olduğu için yüzünü çıkaramadım. Polisi arayıp kapıcıyı çağırdım, o da tanımadı. Sonra polisler ve Necip Bey’in eşi geldi. Öncesinde patırtı gürültü duyudum, ama silah sesi duymadım.”

Ziver Özkan’ın, “Olaydan önce şüpheli bir şey görmedim.” demesi üzerine Av. Ali Soykan suikastten sonra polise verdiği ifadede, evin karşısındaki boş arsaya giren araçtan inen bir kişinin apartmana doğru yürüdüğünü, bundan sonra hareketlilik olduğunu söylediğini hatırlatıp bu kişinin gelişinden sonra hareketlilik olduğunu sordu. Hatırlamadığını belirten Özkan, “O gün için ufak bir anekdottu.” karşılığını verdi.

Dinlenen ikinci tanık 1999’da merhum Hablemitoğlu’nun, 2004-2007’de da suikast soruşturmasının avukatlığını yapan Hüseyın Buzoğlu, sanıkardan sadece Levent Göktaş ve Fikret Emek’i Ergenekon dosyasında birlikte yargılandıkları içın tanıdığını bildirdi. Başkan ve avukatların soruları üzerine Hablemitoğlu’nun bir kez MİT Müsteşarlığı teklifi geldiğinden söz ettiğini, bunun 3 Kasım seçimleri öncesıne ait olduğunu, ama teklifin kimden geldiğini söylemediğini anlatan Av. Buzoğlu, Hablemitoğlu’nun Fetullah Gülen ve örgütü ile Bergama altın madeni ve Alman vakıfları konusundaki kitapları ve açıklamalarından dolayı tehditler aldığını kaydetti.

Necip Hablemitoğlu’nun 1990’dan itibaren, siyasetle arasında kirli bir ittifak varken Gülen ve örgütünün irticanın odağında gerici bir örgüt olduğunu gündeme getirdiğini, ama kirli siyasi ittifak sürdüğü için bunların yeterince kamuoyuna ulaşamadığını vurgulayan Av. Buzoğlu, tanıklardan Av. Refik Ali Uçarcı’yı yalan söylemek, eski milletvekilleri Ramazan Toprak ve Halil Şıvgın’ı da Hablemitoğlu hakkında yanlış algı oluşturup onu itibarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı.

Bu İddianame Nereye Gider?

Av. Buzoğlu şöyle devam etti:

“Bu iddianamenin nereye gideceği konusunda takdir sizde olacak, ama Necip Hablemitoğlu’nu itibarsızlaştırmaya yönelik, AKP’den milletvekili olmak istediği gibi en çirkin iddia var. Açılan davalardan dolayı maddi sıkıntı çektiği için bunu istediği iddia ediliyor. Sadece 2014’te bir davada tazminata hükmedıldi, o da Yargıtay’da bozuldu. Kesinlike maddi sıkıntı iddiası doğru değil. Bir dava bittiğinde, ‘Çocuklarımın rızkını kurtardım.’ dıye hüngür hüngür ağladı.”

Ergenekon kumpası için FETÖ’cü eski emniyet müdürü Recep Güven’in hazırladığı şema ve Sabri Uzun’un açıklamalarının Necip Hablemitoğlu’nun Ergenekon’a dahil edilmek istendiğini ortaya koyduğunu kaydeden Av. Buzoğlu, “Öldürülmeseydi, tüm vatanserler gibi o da Ergenekon’dan alınacaktı.” dedi.

Av. Buzoğlu, Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın’ın ilk soruşturma sürecine iliskin tespitlerine yönelik sorusunu da şöyle cevaplandırdı:

“Böyle bir cinayetin aydınlanması için mevcut iktidarın gitmesi gerekir. Gitmedikçe aydınlanmaz. Bildiğim kadarıyla o gün nöbetçi Savcı Hakan Kızılarslan’dı, ama Cengiz Köksal görevlendirildi. Köksal’ın gazeteci Yasemin Güneri’ye, ‘Bu dosya zamanaşımına uğrayacak.’ demesi, AKP’den önce atanan Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın yıllarca görevde kalması önemlidir. Çok ciddi katkılarını görmedim.”

“Şengül Hanım’la Emniyet’e ifadeye gittiğimizde sabah arabada gördüğü şahısları TEM’in bilmediği görülürken verilen arada istihbaratçılar, bu kişileri isimleri, resimleriyle gösterdi. Emniyet’te ikili bir yapılanma vardı. Bu durumu Ercüment Yılmaz’a söylediğimde, “Yine mi bunu yaptılar?’ dedi.”

Savcı “Erdoğan’a Kadar Uzansa da Devam” Demiş

Sanık avukatlarından Emrah Yücel’in, “İfadede bu yaşananları Savcı Zafer Ergün’e verdiğiniz ifadede anlattınız mı?” şeklindeki sorusu üzerine de Av. Buzoğlu şunları söyledi:

“Ne sorduysa onun cevabını verdim. Ben Savcı’ya, ‘Bu işin sonu Recep Tayyip Erdoğan’a kadar uzanırsa devam ettirecek misiniz?’ diye sordum. ‘Tabii.’ dedi.”

Zihni Çakır’ın İpiyle

Sanıklardan Gökhan Nuri Bozkır Av. Buzoğlu’na gazeteciler Zihni Çakır ve Abdurrahman Simşek’i tanıyıp tanımadığını sordu. Zihni Çakır’ın Ergenekon davasındaki rolünü hatırlatan Av. Buzoğlu, “Şimdi aynı kişinin ipiyle başka kuyuya iniliyor.” dedi.

Erdoğan “Bu Soruşturma Örtbas Edildi” Dedi

Av. Buzoğlu, Av. Ali Soykan’ın sorularını cevaplandırırken de Erdoğan’ın Danıştay cinayetinde öldürülen Yücel Özbilgin’in Kocatepe Camii’ndeki cenaze törenine katılmayıp Antalya’ya gittiğini ve burada Hablemitoğlu soruşturmasının örtbas edildiğini söylediğini vurguladı.

Av. Eren Turan’ın, Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarlığına ilişkin soruları üzerine de Buzoğlu, bu konudan 3 Kasım seçiminden önce söz ettiğini tekrarlayıp, “Ayrıca AKP, Abdullah Gül hakkında bu kadar ağır yazılar yazmış birisine bu iktidar bu teklifi yapar mı?” dedi.

Av. Buzoğlu bir başka soruyu cevaplandırırken de, “Necip Bey’in manevi şahsiyetini bu kadar itibarsızlaştıracak böyle bir iddianamenin altına imza atılabilir mi?” diye konuştu.

Hasan Atilla Uğur İşin İçinde ABD Görevlileri Var

Tanıklardan emekli Kurmay Albay Hasan Atilla Uğur, jandarma istihbaratta daire başkanıyken onun talebi üzerine makamında Hablemitoğlu ile yarım saat görüştüğünü, Tùrk dünyası ile ilgili çalışmalardan ve Köstebek kitabından, Fetullah Gülen tehlikesinden söz edip bu konuda tüm devlet yetkilileri ile görüştüğünü söylediğini anlattı.

Uğur, soruları cevaplandırırken, aralarında herhangi bir belge alışverişi olmadığını, görüşmeyi kayda almadığını ama raporlaştırıp üstlerine arz ettiğini ve olayın içinde ABD Büyükelçiliği güvenlik görevlilerinin de olduğunu düşündüğünü de söyledi.

“Çok Acil Bir Görüşmeden Geldi”

Bugünkü celsede son olarak gazeteci Yasemin Güneri dinlendi. Dönemin DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’in Fetullah Gülen hakkında hazırladığı iddianame eklerine koyduğu bir yazısındaki görüşlerini mantıklı ve gerçekçi bulması üzerine Hablemitoğlu ile ilk röportajını yaptığını, Hablemitoğlu’nun bu röportajında Fetullah Gülen için, “Humeyni gibi gelecek.” dediğini ve kendisinin de Star’da bu manşeti attığını, sorasında Hablemitoğlu ile dost olduklarını belirten Güneri, Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine özetle şunları anlattı:

“Köstebek kitabının yazım aşamasında beraberdik. Benden istediği bilgiler, belgeler oluyordu. Basmak için yer arıyordu. Tehditler aldığını biliyordum. Uğur Mumcu gibi öldürülmekten korkuyordu. Uzaktan kumandalı bir araba almıştı. Kızlarının babasız büyümemesi için kendince tedbirler alıyordu. Bu tehditleri bildirmesine rağmen hakkında koruma kararı alınmadı. Öldürülmeden bir gün önce de Alman vakıflarıyla ilgili büromuza gelmiş ve röportaj yapmıştım. Saat 13.00’te gelecekti, ama 15.00’te geldi. Çok acil bir görüşmesi olduğu için geciktiğini söyledi. Daha sonra ‘Ben MİT Müsteşarı oluyorum.’ dedi. Bunu ilk kez benimle paylaştı. MİT Müsteşarlığı sistemini biliyordum. Asker kökenli olması lazımdı. Sivil, üstelik taraf ve televizyonlarda görülen birisi olduğu için, ‘Mümkün değil.’ diye düşündüm, inandırıcı bulmadım. Bunun gerçekleşme ihtimali olmadığı için de kimin teklif ettiğini sormadım. Ama ‘Çok sevinirim.’ dedim. Bugünkü şartlarda birisi bana, ‘MİT Müsteşarı oluyorsun.’ dese, inanmam için bunu Cumhurbaşkanı’nın söylemesi gerekir. O dönemde de bu yetkiye kim haizse onun söylemesi lâzım. O özel görüşmeden geldiğinde çok mutluydu, herhangi bir tedirginliği yoktu. Sadece kızlarını arayıp gecikeceğini bildirdi. Zaten bizim büroda çekilen son fotoğrafı da çok canlı. Öldürüldüğünde bu röportajı hemen yayınlamadım. Dostumdu; bunun üzerinden prim yapmak, ‘En son bize konuştu’ manşeti atmak istemedim. Bir süre geçtikten sonra yayınladık.”

Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın’ın, “MİT Müsteşarı olacağını söylemesine inanmamanızın sebebi, bunun gayrı ciddi olduğunu düşünmeniz miydi, Necip Hoca’yı inandırıcı bulmamanız mıydı?” sorusuna Güneri, “Ciddiye almamış olsa benimle paylaşmazdı. Kıyafeti çok şıktı, hatta gözlüklerini inceltmişti. Sözkonusu randevu daha önceden alınmış olmalı ki, gözlükler yetişmişti.” karşılığını verdi.

Mahkeme Başkanı, “Peki bunu niye yazmadınız?” sorusunu yöneltince de Güneri, “Kesinleştirmeden yazmam. Siz, ‘Adalet Bakanı olacağım.’ deseniz manşet mi atacağım?” dedi.

Bunun üzerine Başkan, “Belki beni tanırsanız, inandırıcı bulursunuz.” şeklinde espri yaptı.

Savcı Zafer Ergün da Güneri’ye, “Hablemitoğlu, ‘MİT Müsteşarı oluyorum.’ mu dedi, ‘Olacağım.’ mı dedi?” diye sordu. Güneri, “Oluyorum.” dediğini söyledi.

Güneri, Av. Ali Soykan’ın sorusu üzerine MİT Müsteşarlığı konusunu daha önce hiç duymadığını, ilk kez 17 Aralık’ta Hablemitoğlu’ndan duyduğunu da kaydetti.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

Müyesser YILDIZ
6 Mart 2024

12punto link: https://12punto.com.tr/siyaset/muyesser-yildiz-yazdi-hablemitoglu-oldurulmese-ergenekondan-iceri-alinacakti-25560

Kategori:Uncategorized