İçeriğe geç

Sinan Ateş Cinayetinde Üçüncü Dava: Sanıklar Çok Şeyi Hatırlamadı… Abla Selma Ateş Ülkü Ocakları İçin “Suç Örgütü” Dedi

Ülkü Ocakları eski Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında bazı şüpheliler yönünden ayrılan dosya kapsamında 8 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. Sanıklar birçok soruya “Hatırlamıyorum.” cevabını verirken, anne Saniye Ateş, sanıkların hepsinin Olcay Kılavuz’un tayfası olduğunu belirtip, “Siz oğlumu katletmek için ayrı, yalan söylemek için ayrı para mı aldınız?” dedi. Abla Selma Ateş ise Ülkü Ocakları için “suç örgütü” ifadesini kullanıp MHP Genel Başkan Yardımcıları Ulvi İzzet Yönter ve Semih Yalçın, eski milletvekili Olcay Kılavuz ile Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın yanı sıra Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı’yı da suçladı.

Sinan Ateş cinayeti ana davasından ayrı olarak yürütülen soruşturmada, MHP eski milletvekili Olcay Kılavuz ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da arasında bulunduğu 22 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilirken, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat, ihraç komiser Talha Atalay dahil 8 şüpheli hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve suçluyu kayırmak” suçlamalarıyla dava açılması kararlaştırılmıştı.

Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü ilk celsesinde sanıklardan sadece Burak Kılıç, Suat Yılmazzobu ve ihraç komiser Talha Atalay hazır bulundu. Duruşmaya müşteki sıfatıyla merhum Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ile ablaları Selma Ateş Kazancı ve Sevda Ateş Yörükoğlu da katıldı.

Hakim, dosyaya gelen evrakları okuduğunda sanıklardan Burak Kılıç, Suat Yılmazzobu, Talha Atalay ve Yunus Hasar’ın adli kontrol yükümlülüğünü ihlâl ettiği görüldü.

Yazışmalardaki “S.A.”dan Ne Anladı?

Duruşma, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç’ın savunmasıyla başladı. Sinan Ateş’in oturduğu sitenin fotoğrafını Tolgahan Demirbaş’a göndermekle suçlanan Kılıç, sözkonusu sitenin çok kalabalık bir site olduğunu, burada herkesin oturduğunu, o fotoğrafı niye gönderdiği hatırlamadığını, Sinan Ateş’in de burada oturduğunu savcılık ifadesi sırasında öğrendiğini anlatıp, “Tolgahan benden sitenin fotoğrafını istemedi, onun talebi üzerine atmadım. Tolgahan’ın talebiyle gönderdiğime yönelik bir beyanda bulunamam.” dedi.

Hakim, savcılık ifadesinde, “Tolgahan’ın talebi üzerine göndermiş olabilirim.” şeklinde beyanda bulunduğu hatırlatınca da Burak Kılıç, o günün şartlarında mantık yürüterek, hatırlamaya çalışarak bunu söylemiş olabileceğini belirtti.

Hakim, yine savcılıkta Mersin’de işlenen cinayet sonrasında Sinan Ateş’in evinin önüne protesto amaçlı pankart asılmasının gündeme geldiğini, bunun için göndermiş olabileceği yönünde ifade verdiğine dikkat çekti.

Savcı da Kılıç’ın, Sinan Ateş’in evinin adresini savcıdan öğrendiğini belirtirken pankart asma eyleminden söz etmesinin çelişki olup olmadığını sordu. Kılıç, “Bana gösterilen fotoğrafta birden fazla konut gözüküyordu. Maktulün hangi binada oturduğunu bilmiyordum. O dönemin koşullarına göre, mantık yürüterek, o şekilde cevap vermiştim.” dedi.

Burak Kılıç, Savcının soruları üzerine Tolgahan Demirbaş’la aynı sosyal çevrede bulunmalarından dolayı yaklaşık 8-9 yıldır görüştüklerini ve arkadaş olduklarını, Sinan Ateş’i ise ismen bildiğini, ama hiç tanımadığını ve kendisiyle görüşmediğini söyledi.

Kılıç’ın avukatı Mahmut Nedim Suiçmez ise müvekkilinin beyanları arasında bir çelişki olmadığını vurgulayıp, kendi rızasıyla teslim ettiği telefonunun kayıtlarından hiçbir şey çıkmadığını, sadece Tolgahan Demirbaş’ın dijital materyalleriyle ilgili bilirkişi raporu nedeniyle bu davada yargılandığını anlattı. Av. Suiçmez, sözkonusu bilirkişi incelemesinin mahkeme kararıyla yapılıp yapılmadığının araştırılmasını isterken, bu raporun soruşturma aşamasında kolluk olarak görev yapan ve birçok evraka imza atan bir bilirkişi tarafından hazırlandığını da kaydetti.

Ateş Ailesi’nin avukatı Şeyda Şahin de davanın, telefon şifrelerini vermedikleri için ana davadan ayrılan Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal’la ilgili dosyayla birleştirilmesi talebinde bulunup, Burak Kılıç’ın ana davada yargılanması gereken bir isim olduğunu söylerken, Kılıç’a, “Tolgahan Demirbaş’la çevreniz ortak siyasi çevre mi?” sorusunu yöneltti. Kılıç, “Sosyal, kültürel ve siyasi kesişmeleri olan bir çevremiz bulunmaktadır.” karşılığını verdi.

Av. Şahin’in, “Tolgahan Demirbaş’la 16 Mart 2022’de yaptığınız, ‘S.A. ile ilgili bir gelişme var mı? Yok.’ şeklindeki yazışmalarda geçen ‘S.A.’dan ne anladınız?” sorusunu da Burak Kılıç şöyle cevaplandırdı:

Ben S.A.’yı bugün yargılanmam sebebiyle, Nisan 2022 tarihinde başka bir kişi olarak algılamış olabilirim. Nisan 2022’de maktul henüz maktul değil; ölmemiştir, yaşamaktadır. Bu dosyayla ilgisi olmadığından cevap vermeye gerek görmüyorum.”

Kafasına Sıkacağı Adam İçin Niye Tolgahan’ı Aradı?

Sanıklardan Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le ilgili bilgileri temin edip gönderme suçlamasını kabul etmezken, Tolgahan Demirbaş’a mesaj gönderdiğini ve içeriklerini hatırlamadığını anlattı.

Hakim, savcılık ifadesinde “Kafasına sıkacağım” dediği Muhammed’in soyadını sorduğunda da Yılmazzobu, “Hatırlamıyorum.” dedi. Sonrasında şu diyaloglar yaşandı:

Hakim: Kafasına sıkılacak, ama hatırlamıyorsun…

Yılmazzobu: Elektrik işini yaptım, paramı alamayınca bir sinirle Tolgahan’la iletişime geçip o mesajı attım.

Hakim: Tolgahan, Muhammed’i tanıyor mu?

Yılmazzobu: Bilmiyorum.

Hakim: Bilmiyorsan niye Tolgahan’a yazıyorsun?

Yılmazzobu: İşi Tolgahan aracılığıyla almıştım.

Hakim: Muhammed nerede ikamet ediyor?

Yılmazzobu: Bilmiyorum.

Hakim: İfadende “İstanbul” demişsin.

Yılmazzobu: Hatırlamıyorum.

Hakim: Ayşe Ateş’le ilgili bilgileri nasıl temin ettin?

Yılmazzobu: Hatırlamıyorum. Savcılık ifademi tekrar ediyorum.

Yılmazzobu, Savcının soruları üzerine de sanıklardan sadece Burak Kılıç ve Gürsel Horat’ı tanıdığını, Sinan Ateş’i ise hiç tanımadığını belirtti.

Sanıklar Yönlendiriliyor” Tartışması

Sanıklardan ihraç komiser Talha Atalay ise böyle bir suçlamadan dolayı mahkeme huzurunda bulunmaktan hicap duyduğunu ifade ettikten sonra Tolgahan Demirbaş’a Sinan Ateş cinayetiyle ilgili gönderdiği notun WhatsApp grubundaki bir yazışma olduğunu, o dönemde Bölge Trafik Şube Müdürlüğü’nde çalıştığı için herhangi bir bilgiye ulaşma imkânı bulunmadığını söyledi. Atalay, hakimin soruları üzerine de şunları anlattı:

Tolgahan Demirbaş, Çukurambar Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’nin yukarısının nerelerinde park cezası yazıldığını, bunlara itiraz etme imkanı olup olmadığını sordu. Ben de araştırıp bilgi vereceğimi söyledim. O arada Sinan Ateş cinayeti işlendi. Aradığımda bu konuyu sorunca, benden başka herkesin sivil olduğu WhatsApp grubunda paylaşılan haberi gönderdim. O sırada Tolgahan Demirbaş hakkında gözaltı işlemi, soruşturma veya tahkikat yoktu. Olsa göndermezdim.”

Ateş Ailesi’nin avukatı Süleyman Kavak, sözkonusu WhatsApp grubunda, “Serdar Öktem niye alınmış?.. Bu şekilde Tolgahan hapı yuttu, ceza alır… Dodo yakalanmış” şeklinde çeşitli yazışmalar yapıldığına ve o sırada daha Doğukan Çep’in “Dodo” lakabının bilinmediğine dikkat çekip, bu gruba niye dahil edildiğini, Tolgahan Demirbaş’la yakınlığının nereden geldiğini sordu. Talha Atalay, “O yazışmalar beni bağlamaz, kendi yorumları. Ben o yazışmalardan yargılanmıyorum, muhatabı da ben değilim.” karşılığını verdi.

Avukat Şeyda Şahin de avukatlarının sanıkların yerine savunma yapıp onları yönlendirdiği uyarısında bulununca Hakim, Talha Atalay’a, “Sadece bana bakıyorsun.” dedi.

Savcının soruları sırasında ise şu diyaloglar yaşandı:

Savcı: O WhatsApp grubunda, “Kalp masajı yapılıyor… Nereden bilgi geliyor… Polisten” gibi anlık yazışmalar var. Bu sivil gruba polisten nasıl bilgi geliyor?

Atalay: Muhatabı ben değilim, o siviller.

Savcı: Burada yargılanan sensin, sana soruyorum. Tolgahan Demirbaş’la cinayetten bir gün önce ve bir gün sonra WhatsApp mesajlaşmalarınız, arama/aranmalarınız, silinmiş mesajlar var. Bu silinenler neydi?

Atalay: Tamamı trafik cezalarıyla ilgili.

Hakim: Niye silme gereği duydun? Önemsiz bir şey.

Atalay: Hatırlamıyorum.

Ateş Ailesinin Tepkisi

Sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından katılım talepleri sorulan Ateş Ailesi şunları söyledi:

Anne Saniye Ateş: “Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum. Cezalandırılmalarını istiyorum, adalet istiyorum. Benim bir oğlum vardı. Sanıklar tanımadıklarını iddia ediyor, ancak oğlumu hepsi tanımaktadır; oğlumu, gelinimi tehdit ettiler. Kılıç soy isimli şahıs oğlumu tanımaktadır. Bu Kılıç’ın adını ağzıma dahi almak istemiyorum. Hepsi Olcay Kılavuz’un tayfası. Siz oğlumu katletmek için ayrı, yalan söylemek için ayrı para mı aldınız?”

Abla Sevda Ateş Yörükoğlu: “Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”

Abla Selma Ateş Kazancı: “Sinan Ateş’i tanımadıklarını söylüyorlar. Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış olan birisini tanımama imkânları yok. Devlet Bahçeli tarafından atandı. Ülkü Ocakları Başkanlığından istifa ettikten sonra Burak Kılıç internette Sinan Ateş aleyhine karalama kampanyası yaptı. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı deniyor, ama bana göre bir suç örgütü. Benim kanaatim bu. Bunların hepsinin teşkilatlı ve örgütlü şekilde kardeşimi katlettiğini biliyoruz. Bunların başında İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın ve Olcay Kılavuz’un olduğunu, Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da onları aracıyla şehir dışına çıkardığını biliyoruz. Bunlar Ülkü Ocakları yöneticisi değil mi? Bu şahıslar birbirini tanımadığını söylüyor, ama bakıldığında suçluların avukatları da dahil hep birlikte güzel bir çalışma içindeler. İfadelerini verirken fütursuzca, sırıtarak yüzümüze baktılar. Sorulara, ‘Bilmiyorum.’, ‘Hatırlamıyorum.’ şeklinde yanıtlar verdiler. Bunlar yüzünden benim kardeşim maalesef 118 haftadır toprağın altında. Elbette adalet yerini bulduğunda hepsiyle hesaplaşacağız. Bu isimlere Ömer Şanlı’yı da eklemek istiyorum. İsmini vermiş olduğum ve dava dosyasında geçen tüm şahıslardan şikayetçiyim, en ağır şekilde ceza ile yargılanmalarını istiyorum. Başımıza bir şey gelirse, onlardan hesap sorulsun. Bizler sizin gibi cani değiliz, kalp taşıyoruz. Hiçbir insan yaşattığını yaşamadan ölmeyecektir. Evlatlarınız ile sınanmazsınız inşallah.”

Anne Saniye Ateş, bu son cümle üzerine, “Sınanırsınız inşallah.” derken, sanık avukatları da Selma Ateş’in Ülkü Ocakları için kullandığı “suç örgütü” ifadesine tepki gösterdi.

Savcı: “Tolgahan Demirbaş Tanık Olarak Dinlensin”

Mütalaası sorulan Savcı, ailenin katılma taleplerinin kabul edilmesinin ve sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devam etmesinin yanı sıra Tolgahan Demirbaş’ın SEGBİS bağlantısıyla tanık olarak dinlenmesini, birleştirme talebinin de diğer dava dosyası geldikten sonra kararlaştırılmasını istedi.

Sanıklar ve avukatları ise; davaların birleştirilmesi ve Ateş Ailesi’nin davaya katılımının reddiyle adli kontrol tedbirlerinin kaldırılıp beraatlerine karar verilmesini talep etti.

Verilen aradan sonra Hakim, Ateş Ailesinin davaya katılım talebinin kabul edip adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmederken, Tolgahan Demirbaş’ın tanık olarak dinlenmesinin ise birleştirme işlemleriyle ilgili karardan sonra değerlendirileceğini bildirdi.

Duruşma 1 Temmuz’a ertelendi.

Müyesser YILDIZ
26 Mart 2025

12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/sinan-ates-cinayetinde-ucuncu-dava-79459

Kategori:Uncategorized